Kücük traduction Russe
64,243 traduction parallèle
Ben sana küçük zavallı yetim muhabbeti yapmayacağım.
А я не заведу разговор о сиротках.
Küçük şeylerle başlayın.
Начните сначала с небольших.
Planının muazzamlığında küçük detayları gözden kaçıracak.
Из-за всей грандиозности его плана, он упустит из виду самые банальные мелочи.
Küçük havaalanı yetkililerine rüşvet vererek, bu uyuşturucuları ülkeye sokman etkileyici.
Впечатляет, как ты достаёшь все эти наркотики в стране, просто подкупив мелких служащих аэропорта.
Yoksa yarattığım bu küçük cennetten zevk almaktan mı korkuyorsun?
Или боишься, что тебе понравится мой скромный рай?
Bu hissettiğin kalbinin, en derin en iğrenç küçük arzularını fısıldaması.
Это сердце тебе шепчет о своих потаенных... маленьких и грязных желаниях.
- Küçük kızın için çok üzgünüm.
Мне жаль насчет твоей дочки.
Uyurgezer'in gittiği yardım kafilesine telsiz sinyali gönderme işini üstlendim ve görünüşe göre ikisi de biraz daha erken kenetlenebilsin diye küçük bir frenleme manevrası yapacaklar, Uyurgezer de oraya yedek havayla gidecek.
Я позволил себе связаться со спасательным эскортом, к которому летит Лунатик, и, похоже, они готовят небольшой... тормозной манёвр, чтобы быстрее состыковаться. Так что у Лунатика даже останется воздух.
Küçük bir yama işine hazır mısın?
Готова поработать?
Mekik limanımızda Mao'nun küçük yarış kızağı var.
На другой палубе стоит гоночный корабль Мао.
Küçük bir adımla başlar.
Это начинается с малого.
Tüm bunların nedeni isyankar küçük bir vampir miydi?
Так это из-за одного маленького непокорного вампира?
Sadece kano biraz küçük... Evet.
- Просто каноэ слишком маленькое для...
Birkaç gün önce küçük bir kız kaçırılmış olabilir.
Маленькую девочку, возможно могли похитить несколько дней назад.
Küçük bir kız burada yalnız başına ne yapıyor?
Что маленькая девочка делает здесь одна?
En sevdiğim küçük savaş kilidim benim kim?
Кто мой любимый маленький маг?
Oh, endişelenme küçük çocuğum.
Не переживай, малышка.
Küçük eşyamızın kullanma kılavuzunda öyle bir şey olduğunu sanmıyorum.
Не уверен, что это входит в наш пустяковый маршрут.
Damien'la beni bu küçük görevine getirmenin bir sebebi vardı.
Ты не просто так взял меня и Дэмиена в своё маленькое путешествие.
Aşırı küçük... - Çabuk tak yoksa boğazına tıkarım.
Сделай это, или я впихну его тебе в горло.
Giderken toprak yolda lastik patlamıştı, yedeği de yoktu. Bu yüzden bizi tek yolu olan, küçük bir kasabadaki bir tamirhaneye çekmişlerdi.
И на той грязной дороге у нас лопнула шина, а запаски не было, так что нас притащили в гараж в маленьком городе с одной улицей.
Star City'deki ekipmanımla yapabilirim. Ama şu ufak, minik, küçük tabletle yapabileceğim tek şey tetikleyiciyi bulmak.
Ну, я бы смогла это сделать со всеми своими приборами в Стар Сити, но с этим малюсеньким планшетом, все, что я могу, так это найти детонаторы.
Benim yarım kadarsın küçük adam.
Ты мне в пупок дышишь, коротышка.
Tıbbi, tamir masrafları, maaş kayıpları ve hatta ağrı gibi en küçük şeyler için bile.
Медицинские, ремонт машин, упущенная выгода, а также кое-что за моральный и физический ущерб.
Callie'yi hapisten kurtarmak için ödenmesi gereken küçük bir meblağ.
Это не высокая цена за то, чтобы Кэлли избежала тюрьмы.
Terkedilmiş küçük bir bebek olarak nasıl hissetmiştin?
И как ты себя чувствовала, как маленький малыш, которого бросили?
Yani bizim için yine küçük.
Она все равно слишком мала.
Sen küçük bir serserisin.... seni küçük...
Ты маленькая хулиганка, вот ты кто, ты маленькая...
Şu anda ben küçük kardeşim için endişeleniyorum.
Меня больше волнует моя сестрёнка.
Sonik çığlığım kanunsuza vurduğu sırada maskesinden küçük bir parça kopardı.
Когда мой ультразвуковой крик ударил Линчевателя, откололся небольшой кусочек его защитного костюма.
Solntsevskaya Bratva'nın Lideri olmak hiç de küçük bir şey değil.
Пахан Солнцевской Братвы - это не малое достижение.
Küçük bir sorunum var.
У меня тут проблема.
Bu küçük göz aynası ve feneriyle mi?
С его маленьким афтальмоскопом и фонариком?
Küçük kuzu, Tanrı seni kutsasın Bu şehir artık seni umursamıyor.
Твоя судьба этот город больше не волнует.
Küçük kız öldürüldü.
Девочка, которую убили...
Deimos genel sekreterin sineye çekebileceği en küçük hamle oldu.
КРИСЬЕН : Деймос - меньшее, на что согласился бы генеральный секретарь.
Venüs bizim için nasılsa, Deimos da Mars'tan bakılınca yalnızca küçük bir nokta.
С Марса Деймос кажется маленькой точкой, как нам - Венера.
Öyleyse bu küçük sırrımız olarak aramızda kalsın mı?
Значит, пускай это останется нашей маленькой тайной, ладно?
Küçük çocuklara tecavüz etmekten bahsetmezler.
Ты задаёшь ему вопрос, а он не собирается рассказывать, как насиловал маленьких детей.
Enfekte olmuş tek bir büyük kayayı milyon tane küçük parçaya dönüştürmüş oluruz.
" ак мы превратим большой заразный булыжник в кучу крошечных.
Böyle küçük bir projeyle, ekibimin yalnızca şirket bütçe payını aştıysa haberi olur.
¬ такие мелкие проекты мы вмешиваемс € только в том случае, когда компани € превысила допустимый бюджет.
Ama er ya da geç beyninizdeki o küçük kan damarlarından biri patlayacaktır.
Но рано или поздно, какой-то из мелких сосудов в мозгу всё же лопнет.
Şunu bil ki yanında olup iflah olmaz küçük bahçende sana yardım etmek istiyorum.
Знай, что я хотела бы сейчас быть с тобой. И помогать тебе в этом чахлом саду.
Bu plan işe yaramazsa küçük dostum hâlâ yanımda.
А если не выйдет... У меня есть эта старушка.
Sanırım bir parçası Julie'yi bulduğumuz berbat küçük odadan hiç ayrılmadı.
Мне кажется, его душа так и осталась в том жутком номере, где мы нашли Жюли.
Deimos genel sekreterin sineye çekebileceği en küçük hamle oldu.
Деймос - меньшее, на что согласился бы генеральный секретарь.
Sıkıştırma algoritmamı, her şeyi küçük ve verimli hale getirmek için kullanıyoruz.
с моим алгоритмом сжатия все можно сделать компактным и эффективным, и тогда мир изменится.
Küçük olabilirim Lord Glover, bir kız olabilirim ama en az sizin kadar Kuzeyliyim.
Я, может, и мала, лорд Гловер, может, я и девочка, но я такая же северянка, как и вы.
Küçük Jon Umber savaş alanında öldü.
Маленький Джон Амбер погиб на поле боя.
Küçük kardeşimiz o bayıldığın serbest bıraktığın babamızı ve ilk göz ağrımızı öldüren kardeşimiz şimdi düşmanımızın yanında ve ona akıl veriyor.
Наш братик, которого ты так любишь, которого отпустил, который убил нашего отца и нашего первенца, встал на сторону врагов и раздаёт им советы.
Biz burada küçük kızları zehirlemeyiz.
Велика доблесть — отравить маленькую девочку.
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük kardeşim 59
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük kardeşim 59
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19