English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ S ] / Sö

traduction Russe

1,866 traduction parallèle
O yer, bütün mutlulukların, sevginin ve heyecanın yattığı yerdir ve o yeri en merhametli, en kibar oyuncu olmak için kullanacaksınız! Ve dünyaya, kolay kolay yenilmeyeceğimizi söyleyeceksiniz!
loving goo sits and you gotta use that to be the nicest, most compassionate player you've ever been and let the world know that we will not go down so easy!
Vaşinton'da hiç güzel kedi balığı olmadığını söyledi ben de ona Mister A'dan sandviç aldım.
He said he didn't think D.C. had any good catfish, so I brought him a sandwich from Mister A's.
Kafam çok karıştı.
I'm so confused.
NFL görevlisi olarak gençliğimizin Sarcastaball'ı geleneksel sporumuz yerine benimsemesi heyecanla bekliyorum.
As Commissioner of the NFL I am so thrilled to see our nations youth embrace sarcastaball over traditional football.
Futbol çok barbarcaysa, biz de değişmeliyiz!
Since football is so barbaric we should change too!
Denver Broncos'un yeni koçu Randy Marsh'a merhaba diyelim!
So let's give a big welcome to the new Coach of the Denver Broncos,
Sporlardaki şiddetten kurtuldukları için çok mutluyum. Çünkü Sarcastaball izlemesi çok keyifli!
I'm soooo glad they got rid of vi-o-lence in sports, cuz sarcastaball is so super fun to watch.
Konuştuklarımızı unutma, bazen kaygan hislerimiz geceleyin çok baskın oluyor.
Remember what we talked about, sometimes our happy creamy feeling just gets so full it comes out at night.
Evet, şey, rakip takımın atak gücü gerçekten harikaydı, çok korkuyordum...
Yeah, well, the other team was just so awesome on offense I was really scared.
Çok iyi emiyorum, bu yüzden bir Tayland masaj salonunda çalışabilirim.
I'm so good at sucking I should work at a Thai massage parlor.
Ve bazen insanlarda bu o kadar fazla oluyor ki, her zaman dışarı vuruyor.
And some people have so much of that feeling that it comes out sometimes.
Bu kadar yani.
So that's it.
Sadece, iğneleyici olmayı çok sevip buna bir bahane arıyormuşum gibi görünüyor.
I just - - I just really enjoy being sarcastic and so I must be finding an excuse.
Çok teşekkürler!
Thank you so much!
Ama bazen o kadar heyecanlanıyorum ki enerji için bir şeyler almam gerekiyor.
But sometimes it's so thrilling I need an extra burst of energy to get me through a game.
Bu yüzden oyununu Butters'ın Kaygan Sıvısı ile bir sonraki seviyeye taşı!
So take your game to the next level with Butters Creamy Goo.
So, what does that mean?
И что это значит?
So...
Так что...
# # # oh, it feels so good # # # # # # to have you by my side on a Sunday morning # # # # # # let's work together, baby, yeah. # # #
♪ oh, it feels so good ♪ to have you by my side on a Sunday morning ♪ let's work together, baby, yeah. ♪
d Oh, I feel... d d Spent d d So fast, so fast d Hadi.
Ну же.
d So fast. d Dinle, dün geceyle ilgili Suzanne'ın bazı şüpheleri var.
Слушай, по поводу прошлой ночи...
Yeah, they were interested in getting into faith-based content, so I pitched them a partnership with Shining Light.
Они были заинтересованы в религиозном ресурсе, так что я навела их на Шайнинг Лайт.
d Spent d d So fast, so fast d
Перевод :
♪ I'm back where I belong, yeah ♪ ♪ I never felt so strong, yeah, I'm back ♪ ♪ I feel like there's nothing I can't try ♪
StyleSmile.
♪ I'm so hot for her ♪ ooh. Ah be kadın.
Ух чертовка.
Bu kardeşimin düğünü, bu yüzden... ♪ I'm so hot for her ♪.
Но у моего брата свадьба, так что...
Bu kadar dilin dahil olduğunu sanmıyorum
I didn't know there was so much tongue involved.
Ben pek emin değilim, Booth.
I'm not so sure about that, Booth.
Şehirde büyüyerek çok şey kaçırdım.
I missed so much growing up in a city.
Şimdi de, ben marketteyken onun yerini bulmalısın.
So the trick is to track it down, while I'm at the store.
Senin de cebinde kağıtlar var, benim de.
I mean, you have papers in your pockets, and so do I.
Bu da önemli olduklarını gösteriyor.
So that means that they're important.
- O halde neden sütyenine kuponlar sıkıştırıyormuş?
So, then, why would she be stuffing coupons into her bra?
Ölüm nedenini bulamadınız mı?
So you haven't found cause of death?
Hayır, hanımefendi tüm travmalar ölüm sonrası gibi görünüyor.
No, ma'am. Uh, so far all the trauma seems to be postmortem.
Bir de her kupon için mağazaya fazladan 8 cent ödüyorlardı.
Not to mention the extra eight cents per coupon they throw in for the store. So...
Kurbanın e-posta adresini hackledim kupon grubuyla ilgili bazı e-postalar buldum.
So, I hacked into the victim's e-mail account and found some e-mails chains about her couponing club.
İlk bluegrass konserini nasıl buldun?
Okay, so what did you think of your first bluegrass concert?
Burada bir katili arıyoruz bu yüzden şaka kaldıracak halde değilim.
We're trying to catch a killer, so I'm not in the mood for jokes.
Yani Booth haklı.
So Booth was right.
İşteyim, bu yüzden işime odaklanıyorum.
I'm at work, so I focus on work.
Peki, ben yapamıyorum bu yüzden kurallara uymadım.
Okay, well, I can't, so I just break the rules, right?
Bu sana yetiyor mu?
So, is that all you need?
Yani Rhonda'nın savunması geçerli.
So Rhonda's alibi holds?
Ee?
So?
Yani, kadın tasarruf peşindeyken, adam dışarıda yemek yiyormuş.
So, he's out fine dining while she's pinching pennies.
Kurbanın alın kemiğini yeniden yapılandırdım.
So, I finished reconstructing the victim's shattered frontal bone.
Öyle bir şey hiç görmedim, o yüzden karşılaştıramıyorum.
I-I've never seen that, so I can't make the comparison.
Emzireceğim, o yüzden çabuk olun, Bay Abernathy.
I am lactating, so make it fast, Mr. Abernathy.
Şu aşamada sadece 6 aylık bir çocuğa bakabilecek yeterlilikteyim o yüzden, değiştirilmesi gereken bir bebek bezin yoksa ya da emzirilmen gerekmiyorsa, maalesef yardımcı olamam.
Well, at this stage, I'm only equipped to handle the concerns of a six-week-old, so, unless you have a diaper that needs changing or need to be breast-fed, I'm afraid I can't help.
Demek sen ve Barb göstermeye çalıştığın kadar mutlu bir çift değildiniz, Dale?
So, you and Barb weren't the happy couple that you made yourself out to be, isn't that right, Dale?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]