Söylemek zorundayım traduction Russe
626 traduction parallèle
Neden yalan söylemek zorundayım?
"ачем € лгу? " тобы жить в своЄм мире.
Zor olacak ama söylemek zorundayım.
Дело, о котором я хочу поговорить, довольно деликатное, но это необходимо.
Herşeyin tek sorumlusu bu U-C-U-B-E. Şey, onun bir kabahati olmadığını söylemek zorundayım.
Честно говоря, я ни в чем ее не виню.
Sana bunu söylemeyi istemezdim ama artık söylemek zorundayım, anlıyorsun ya.
Я не хотел говорить тебе это но теперь, видишь, приходится.
Sana gerçekleri söylemek zorundayım...
Десяти часов, думаю, больше чем достаточно.
Size beklemediğiniz bir şeyler söylemek zorundayım mutemelen şok olacaksınız ama sizden bir iyilik istemek zorundayım.
Мне нужно сказать вам нечто очень неожиданное... вы, вероятно, будете потрясены... но я должна попросить вас об услуге.
Bunu söylemek iyi bir fikir mi bilmiyorum, ama sana bir şey söylemek zorundayım.
Послушай. Наверное не стоит этого говорить. Но мне... хотелось бы разделить с тобой твои заботы.
Fakat sana bir şey söylemek zorundayım.
То, что я хочу сказать, не займёт много времени.
Şunu söylemek zorundayım ki bütün bunlar, kadın öldürüldü dediğin için başladı.
Не хотелось бы тебе напоминать, но всё началось из-за того, что ты сказал, что её убили.
Genç eşinizin fotoğraflarının, bu stüdyoda çekilen en güzel fotoğraflar olduğunu söylemek zorundayım.
Фотографии вашей юной супруги превосходят все когда-либо сделанное в нашем ателье.
Canını sıkabilecek bir şeyi sana söylemek zorundayım.
Лидия, я должен сказать тебе кое-что, что, возможно, тебе не понравится.
Bir şeyi 50 kere söylemek zorundayım.
Нужно 50 раз повторять.
Belki bunun ne yeri ne zamanı, ama söylemek zorundayım.
Может, это совсем некстати, но я должен сказать.
... size birşey söylemek zorundayım :
- кое-что должен вам сказать, и вот что :
Sana gerçeği söylemek zorundayım, Sarışın.
Должен сказать тебе правду, Блондин.
Sana bunu söylemek zorundayım.
Я должен тебе о ней сказать.
- İzninizle, konuşmamızın tuhaflaştığını söylemek zorundayım.
- Простите, миссис Робинсон, наш разговор принял странный оборот.
Apollo, söylemek zorundayım, senin insan taklidi yapma tarzın çok çarpıcı, ama burada bilmek zorunda olduğum başka şeyler var.
Должна сказать, Аполлон, ты отлично подражаешь поведению людей. Но я хочу знать кое-что еще.
Parlamento savaşa tam destek vermezse söylemek zorundayım ki, yine de kılıcımı bırakıp kralla barış yapmanıza izin vereceğim. Bu barış ne kadar adi olsa da.
Если парламент не поддержит войну, мне придется,... понимая последствия, сложить оружие и покинуть вас,... что бы вы помирились с королем,... чего бы это вам не стоило.
İsa aşkına, bunu kaç kere söylemek zorundayım?
Во имя Христа, сколько раз мне это повторять?
Söylemek zorundayım, bunun için havamda değilim.
Я должен сказать Вам, мисс Чандлер, в этом деле я полностью запутался.
Sana söylemek zorundayım. Hala senin hangi partiden olduğunu bilmiyorum.
Я должна тебе сказать : я не хочу знать, к какой партии ты принадлежишь.
Bunun uzun süredir duyduğum en ilginç ve iyimser görüş olduğunu... söylemek zorundayım.
Должен признать, м-р Гардинер, что давно не слышал столь ободряющих и оптимистичных утверждений.
Jonathan, bunu gerçekten söylemek zorundayım bir kadının, karının zayıf yüreğinden geldiğini düşünsen bile.
Джонатан, я должна тебе сказать чтобы ты не думал, это исходит из слабого и беззащитного сердца твоей жены.
Bunu artık söylemek zorundayım.
Я должен снять этот камень с души.
Kendine gelmen için sana kaç defa söylemek zorundayım?
Сколько ещё тебе повторять?
Irene, söylemek zorundayım.
Айрин, я должен это сказать.
Size üzülerek... Kaptan'ın da hastalandığını söylemek zorundayım, ve Data'nın da.
Сэр, с сожалением сообщаю вам, что капитан, похоже, заразился.
Baba, satış elemanı olmadığımı kaç defa söylemek zorundayım?
Пап, сколько раз я говорил тебе, что я не торговец?
Fakat size kötü bir şey söylemek zorundayım.
но я собираюсь сказать вам ужасную вещь.
Sana söylemek zorundayım, Julia.
Я должен сказать тебе, Джулия.
Bütün saygımla bir şey söylemek zorundayım.
Со всем уважением я хотел бы высказаться.
Bay Başkan, olayda benim de sorumluluğum var yine de muhterem meslektaşımın yasal yorumuna katıldığımı söylemek zorundayım.
Я разделяю меру ответственности в этом вопросе но я обязан высказать свою интерпретацию
Size kaç kez söylemek zorundayım?
Сколько раз вам повторять?
Spock'un kayboluşunu araştırmak için gönderildik. Şimdi bir de babasının öldüğünü söylemek zorundayım.
Мы должны были встретиться со Споком и узнать причины его исчезновения, а теперь мне еще придется сообщать ему о смерти его отца.
Bu konuyu açmak istemiyorum ama ilişkimizin ciddi olduğunu sana söylemek zorundayım.
Не хочу углубляться, но скажу лишь одно : у нас всё очень и очень серьёзно.
Size söylemek zorundayım ki çocuklar, Krusty buraya gırtlak iltihabı kapmış olarak geldi..... yani birşey söylemeyecek ve yapmayacak.
Но дети, должен вам сказать, что у Красти болят горло и спина поэтому он ничего не скажет и не будет ничего делать.
Sizi pek inandırıcı bulmadığımı söylemek zorundayım.
Сожалею, но ваши слова меня не убеждают.
Söylemek zorundayım, ondan hiç hoşlanmadım.
Должна тебе сказать, он мне очень не нравится.
Bunu söylemek zorundayım Kumandan.
Я должна сказать вам это, коммандер.
Ada, sana söylemek zorundayım, ben hiç böyle becerikli biriyle karşılaşmamıştım.
Aда, должен признаться, я никогда не встречал никого настолько квалифицированного.
Evet, güzel bir akşam geçirdiğimi söylemek zorundayım.
Что ж, у меня был чудесный вечер.
Ve söylemek zorundayım ki artık öyle bir ihtimal kalmadı.
А сейчас они просто не существуют.
Onlara bir şeyler söylemek zorundayım.
Я должна им что-нибудь сказать.
Aynı olduğumu söylemek zorundayım.
Признаюсь, то же и со мной...
Bu talihsiz olay yüzünden, Vera küçük sırrımızı Bay Tony'e söylemek zorundayız.
Я не мог ее представить, как свою невесту. Мы сожалеем, что держали это в секрете.
Her neyse, size söylemek zorundayım.
Но я должен сказать вам...
Ralph, sana daha kaç kere söylemek zorundayım?
АЙРА : Ральф, сколько мне тебе еще это повторять?
Dinle, gitmek zorundayım, fakat iyi bir tecrübe olduğunu söylemek istiyorum.
Мне пора ехать, но я хочу сказать, что это было поучительно.
Bunu söylemek zorundayım.
Просто больной.
- Peki, sanıkların kullandığı Buick'in o lastik izlerini yapması olanaklı mı? - Öyle söylemek zorundayım.
- Я бы так и сказал.
zorundayım 57
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediler 23
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305