Zamanına traduction Russe
6,547 traduction parallèle
Sadece bir ağın zamanına sahipsin.
Время в сети - это все, что у тебя есть.
O zaman daha iyi ara çünkü Woodall hayrına iş yapmaz.
Так ищи внимательнее, потому что Вудолл не благотворительностью занимается.
O zaman git bahçıvanına iş teklif et çünkü ben ilgilenmiyorum.
Ну так предложите работу вашему садовнику, потому что меня она не интересует.
O zaman dolabına bir servet harcıyor olmalısın.
Тогда ты тратишь целое состояние на одежду.
Para bulunduğu zaman, her şeyin başına yıkılacağını hatırlatmak için buradayım.
Я хотел напомнить тебе, что, как только они найдут деньги, всё полетит в тартарары.
O zaman mantıklı düşünemiyor ve her zamankinden daha çok yardımına ihtiyacı var.
Значит, он думает не о том, и ему как никогда нужна твоя помощь.
O zaman Dalbir, ayakkabıcı dükkânına aşinadır.
Верно, он наверняка знает обувную мастерскую.
Ama etrafına bakıp da çoğu zaman, çoğu insan için dünyanın nasıl bir cehennem olduğunu görünce ileride nasıl olabileceğini ve düzeltmek için ne yapabileceğini düşünüyorsun.
Но смотря по сторонам, ты видишь этот бренный мир для большинства людей большую часть времени, и думаешь, что это может быть и что с этим можно сделать.
- Öyle olsa çok zaman gerekirdi ve amacına uygun olmazdı.
Это заняло бы больше времени, и возможно, помешало цели.
Beni konforlu araştırma pozisyonumdan çekip İlmekçiler programına bıraktığın zaman insanların incinebileceği hakkında uyarmamıştın.
Когда вы вытащили меня из моего удобного положения во время исследований И наняли меня в программу "Сшивателей", Вы не предупредили, что будут страдать люди.
Ve başka bir zaman kırılmasına yol açtın.
И вызвал ещё одно расщепление времени.
Sonra konuşuruz. Zaman hapishanesinde 3 boyutlu yaşam formlarına ne yaparlar biliyor musun?
Знаете что делают с трёхмерными формами жизни во временной тюрьме?
İnsanların verdikleri sözleri tutmamalarına alışıktır o zaman.
Ну, тогда ей не привыкать, что люди не держат слова.
Tüm profesyonel başarılarımı, senin evdeki kanepeye kurulup Biyonik Kadın'ı izlemek gibi çok ama çok cesurca bir kararına bağlamadan önce gidip Lily'yi alayım da, bana her zaman güvenebileceğini bilsin.
Пока ты не осудил все мои профессиональные успехи, которые пошли от твоего смелого, смелого решения остаться дома на диване и смотреть "БиоЖенщину", я собираюсь пойти забрать Лили, и дать ей понять, что она всегда может на меня рассчитывать.
Bir gün seni, başka bir kadına kaptıracağımı biliyorum. Bununla baş etmek için bir yol bulacağım o zaman.
Я знаю, что когда-нибудь ты уйдёшь от меня к другой женщине, и я найду способ справиться с этим.
Ama ben her zaman çemberin dışına çıkan birisi oldum, bilirsin?
Но я всегда была человеком который всегда выходит за рамки круга, ты понимаешь?
"Dakiklik büyük zaman kaybına neden olur." Oscar Wilde söylemiş.
Пунктуальность - вор времени. Оскар Уайльд это сказал.
Havaalanına gidip yakalarız o zaman.
Итак, мы возьмем ее в аэропорту.
Her zaman sahnede olmasına gerek yok.
Обязательно ей пользоваться?
O zaman gerçekten kötü bir gün oluyor. Vay canına.
Тогда это по-настоящему паршивый день.
Ayrıca umarım ki herkesten itibar görür ve güçlerini bu savaş zamanında ulusun yararına kullanır.
И надеюсь, что он получит признание и употребит свое волшебство на благо страны и переломит ход войны.
O zaman Cinayet departmanına gönderelim davayı.
Значит мы передаем дело в отдел убийств.
Ama sana sahip Flanders. O'na her zaman göz kulak olacak olan sensin.
Но ты, Фландерс, единственный, кто всегда будет о ней заботиться.
Ve üçüncü güzel çocuğumuz için uygun bir zaman anlamına geliyordu.
И мы смогли завести третьего прекрасного ребенка.
İsveçlilere ve çikolatalarına her zaman hayranlık duymuşumdur.
Всегда восхищался шведами и их шоколадом.
Onu kovduğun zaman beni yanına oturtup yaşım yeterince büyüdüğünde evden kaçmam için bana söz verdirdiğini biliyor musun?
А ты знала, что когда ты его выгнала, он попросил меня пообещать ему, что когда я вырасту, то сбегу от тебя?
Bizi toplayıp yaratıyorsun ve aşkının ışığına bağımlı yapıyorsun ki bunu istediğin zaman çekip alasın.
Ты нас собираешь, создаёшь и заставляешь подсесть на свет твоей любви, а потом просто бросаешь.
Neyin ne zaman karşına çıkacağını bilemezsin.
Никогда не знаешь, когда она придёт.
20 numaralı kural "Her zaman altına bak."
Правило 20 :
Haklısın ama bir kadın her zaman için fikrini değiştirme hakkına sahiptir.
Верно. Но женщина вправе передумать.
Kubbenin dışına çıkamadığı zaman, duvarlarda ileri geri sekecek radyo sinyali gibi bir güç oluşturacak ve iyonosferin dışına sıçrayacak.
Сигнал не может покинуть Купол, он начнет отражаться от его стен, и он будет усиливаться, вроде как сигнал АМ-вещания отскакивает от ионоферы, когда она охлаждается ночью.
Hayatın gerçekleri kafasına dank edip Tanrının ilahi ışığı çocuklar alkışlamadığı zaman Tinker Bell'inki gibi solarken gör onu bir de.
Подожди, когда реальность обрушится на неё, и увидишь как свет божьей святости исчезнет, как фея, когда дети перестают хлопать.
Jüri karşısına çıktığımız zaman... istediğim şekle girme kapasitesi var mı onda?
Можно ли придать ему необходимую форму до того момента, как мы представим его присяжным.
O zaman maktule ufak bir heykel ya da mobilya gibi sıra dışı bir objeyle mi vurulmuş diye anlamak için olay yeri fotolarına bakmalıyız.
Значит, мы должны изучить фотографии с места преступления, возможно, жертву ударили необычным предметом, например, маленькой статуэткой или предметом мебели.
O zaman kardeşler takımına katılın ve "National Front" partisine kaydolun.
Тогда присоединяйтесь к этой группе братьев и подписывайтесь в Национальный Фронт сейчас.
Her zaman sertifika sınavına çalışmıyorsun ki!
Эй, Кёртис!
Banka kayıtları 2004'ten itibaren 5 yıllık zaman diliminde hesabına 6 kez 2 bin euro ödendiğini doğruluyor.
Его банковские выписки подтверждают шесть сумм в размере £ 2,000 выплачивается на его счет, в течение пяти лет с 2004 года.
Her zaman beni hayal kırıklığına uğrattın.
Ты всегда была одним сплошным разочарованием.
Evcil kediler gezinirler ama her zaman yemek kaynaklarına geri dönerler.
Домашние кошки уходят, но всегда возвращаются к миске.
Cruz, ne zaman 100 yaşına bastın?
Круз, это когда тебе стукнуло 100 лет?
İşte o zaman babamın aylardır bu acı sözlerin ağırlığına katlandığını öğrendim.
Так я узнал, что мой отец получает эти письма уже несколько месяцев.
Toprakta ayak izlerini bulduğumuz zaman izin yanına ayağımı koymuştum ve boyutları neredeyse aynıydı.
Когда мы нашли в грязи те отпечатки, я поставил ногу рядом с отпечатком и размер был тот же самый.
Yani, eğer ne istediğini öğrenmek istiyorsak belki de ne gördüğünü ne hatırladığını tamı tamına bizie anlatabilirsin o zaman.
Чтобы понять, чего она хочет, вы подробно должны рассказать, что видели, все, что помните.
Ama Harmony, gittiği zaman.. .. fırtına dağılacak, gökyüzü tertemiz ve parlak bir hal alacak.. .. yıkıntıların arasından küçük sevimli çiçekler yeşerecek.
Но, когда шторм стихнет, когда Хармони уедет, небо будет светлым, и мир в порядке, мы найдем цветочки растущие под обломками, потому что Фитц больше не будет поддерживать нелепое желание Мелли стать президентом.
O odadaki herkesi bu tasarıyı gerçirmek için terinin son damlasına kadar çalıştırdım. Ama artık hem ben, hemde zamanın tükendi.
Вам удалось приостановить этот законопроект и выставить всех из этой комнаты, но со мной это не пройдет.
Masum bir adamı bilerek parmaklıklar ardına göndermenin üstünden daha da bir zaman geçti.
И гораздо больше с тех пор, как вы сознательно преследовали невиновного человека и засадили его за решетку.
Yeni evli olmalarına rağmen yılbaşı zamanı, Robert Dust'un nerede olduğu hatırlayamadı.
Не помнила, где Роберт Дерст был на Рождество, хотя они не так давно поженились.
O zaman bu ortak tehdidi birleşme amacına çevirelim.
Тогда воспользуемся общей угрозой и объединимся.
O zaman Tanrı aşkına, bunu bize nasıl yapabilir?
Так почему, ради всего святого, она так с нами поступила?
Bağlantı kuracağın kişi, güvenliğinden emin olduğu zaman yanına gelecek.
Твой контакт свяжется с тобой когда и если он определит что это безопасно.
O zaman ben hemen balayı odasına doğru gideyim.
Ну тогда я отправляюсь в номер для молодожёнов.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanı gelince 71
zamanım olmadı 22
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanı gelince 71
zamanım olmadı 22
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236