Zamanımız var traduction Russe
1,246 traduction parallèle
Daha zamanımız var.
У нас куча времени.
Çok zamanımız var.
У нас полно времени.
Hâlâ zamanımız var.
У нас еще есть время.
Zamanımız var.
У нас еще есть время.
İşte buradayız ve gidiyoruz eve. Seni İngilizce dersine yetiştirecek kadar zamanımız var.
Что ж, вот и мы, и мы едем домой, сэкономив кучу времени на твою подготовку к английскому.
Daha birlikte geçireceğimiz çok zamanımız var.
- У нас будет еще много времени.
Doğru kızı hemen seçmek için çok az zamanımız var.
Итак, у нас не так много времени и нужно выбрать подходящую девушку.
Bir sürü zamanımız var, tamam mı?
У нас еще есть время.
- Ne kadar zamanımız var?
Сколько у нас времени?
Yeterince zamanımız var mı?
У нас достаточно времени? - Да.
Bunu sadece bir kez deneyebilecek zamanımız var.
У нас есть время только на одну попытку.
Her şeyi yapmak için de o kadar zamanımız var.
Слово "менее" забудем.
Daha zaman var. Zamanımız var.
Время у нас есть.
Zamanımız var.
Так, время есть.
Sakin ol Tano, zamanımız var.
Да не торопись. Спешить уже некуда.
- Zamanımız var mı?
- Как у нас со временем?
Yeterince zamanımız var.
У нас есть время.
- O kadar zamanımız var mı, Sheppard? - Hayır...
- У нас есть столько времени, Шеппард?
Oldukça fazla zamanımız var ve içlerinden sadece biri için endişeleniyorum.
Имей мы хоть все время мира, меня волновал бы только один из них.
Dört tur zaten o sınırı zorluyor. Bunun için yeterince zamanımız var mı?
Четыре перелета вытянули бы все ресурсы до предела.
Hala biraz zamanımız var, yok mu?
- У нас ведь ещё есть время, так?
- Ne kadar zamanımız var?
- Сколько у нас времени?
Daha zamanımız var ama.
Время есть.
Seni sıkıştırmak istemem ama zaman açısından sıkıntımız var biraz.
Я не хочу вас торопить, но у нас мало времени.
Size biraz zaman vereceğim ama sizin tam ifadenize ihtiyacımız var.
Я вас не тороплю, но вам придётся написать заявление.
Atalarımız gibi her zaman dünyada topraktan yoksun dolaşmadık mı? Başka bir şeyimiz var mı?
Мы были лишены ее в наших скитаниях, не было другой земли, которую мы бы могли назвать своей.
Birlikte daha çok zaman geçirmeye ihityacımız var, Jacques... bir aile olarak.
Мы должны больше времени проводить вместе, Жак. Как семья.
Bir resitali ayarlayacak ne zamanımız ne de isteğimiz var.
У нас нет ни времени, ни желания устраивать концерты.
- Her zaman başımızın üstünde yerin var.
- Мы всегда рады тебе.
Her zaman başımızın üstünde yerin var.
Ты всегда желанный гость.
Yapacak çok işimiz var, ve bunu yapmak için çok zamanımız yok, bu yüzden gidelim.
У нас много работы и не так много времени, Выходите, собирайтесь.
Beni görmeye geldiler, 4400'ler olarak, birbirimize destek olmamız lâzım. Aramızda insanların hiçbir zaman anlayamayacağı bir bağ var.
Они приехали ко мне, 4400 должны быть вместе у нас есть то, о чём не все поймут
Birlikte zaman ihtiyacımız var.
Нам нужно время.
O zaman, çok daha büyük sorunlarımız var demektir.
Тогда у нас большие проблемы
Bana anakaraya kadar eşlik etmek için zamanınız var mı?
У вас не найдется время, чтобы слетать со мной на материк?
O zaman bir hileye ihtiyacımız var.
Ну, тогда нам нужна уловка.
Ne kadar zamanımız var?
Сколько у нас времени?
Beni anakaraya uçurmak için zamanınız var mı?
У вас не будет возможности слетать со мной на материк?
Bak! Burada zaman sınırımız var.
Слушайте, мы тут ограничены во времени.
Neyse, elimizde kazanılması gereken paralar var ve maalesef zamanımız yok.
Итак, нам нужно собрать кучу денег, а времени совсем мало.
Harika arkadaşlarım var, formum harika ve sadece istediğim zaman yalnız yatarım.
У меня прекрасные друзья и я в прекрасной форме, и я сплю один только тогда, когда действительно этого хочу.
Yarım kalan bir portfolyom var ama bitirecek zamanım yok ve şimdi de kiramızı ödeyebilmek için başka bir iş daha yapmak zorundayım.
У меня еще пол-портфеля, и мне некогда. Мне надо найти еще работу, чтобы платить за жилье.
İnsanların ya da bizim ne yaptığımızın bir önemi yok. ... her zaman bizi izleyen bir şey var.
Что бы люди ни делали, что бы мы ни делали, что-то всегда наблюдает за нами.
Evlendiğim zaman sonuna kadar birlikte olacağımızı düşünmüştüm. Bahse varım sen de aynısını düşünmüşsündür.
Когда я вышла замуж, я думала, что останусь с ним навсегда.
Kariyerimi her zaman ilişkilerimden yukarıda tutarım ve dürüst olmak gerekirse, o meslek tanımının içinde pek çok yalnız gece var.
Ну, я всегда ставила свою карьеру выше взаимоотношений, и... если быть честной, много одиноких ночей - вот что представляет собой работа.
Bayan, burada biraz daha zaman geçirip hızlıca her tarafa bakmamızın bir sakıncası var mı?
Мэм, не против, если мы Осмотрим это место?
Bir bardak çay için zamanınız var mı?
У вас есть время на чашку чая?
Bu ameliyat sana zaman kazandıracak ve bizim daha fazla zamana ihtiyacımız var.
Это процедура даст нам время, а время нам нужно.
- Zamanınız var mı?
- Время не подскажете?
Evren her zaman cevap veriyor, ama anlamanız gereken 3. bir adım daha var..
И Вселенная отвечает каждый раз, без исключений.
Sizin ikinizin yuvarlanmak için zamanınız var mı, yoksa hastane mülkünde soyunmakla çok mu meşgulsunuz?
У вас обеих время обхода, или вы слишком заняты разгуливанием голыми по собственной больнице?
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanı geldi 236
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanı geldi 236