Çok şey traduction Russe
26,754 traduction parallèle
O çekmecede beni doğrulayacak bir çok şey var.
В этом ящике стола то, что меня убедило.
Yani bilgisayarla ilgili çok şey biliyorsun? Evet.
Да.
Çok şey istediğimi biliyorum.
Я знаю, что многого прошу.
Ailem bana çok şey verdi.
Родители дали мне так много.
Evet, öğrenmesi gereken çok şey var.
Ему ещё многому надо научиться. Но у него есть я.
Eğer gelirsen benim için çok şey ifade eder.
Для меня бы это много значило, если бы ты пришла.
Son 24 saat içinde çok şey yaşadın.
Вы прошли через многое за последние 24 часа.
Alex'ten hakkında çok şey duydum.
О, много наслышана о тебе от Алекс.
Ben de lafa dalıp şükran duyduğum çok şey olduğunu söyleyeceğim.
Я просто хочу встать и сказать, что я благодарна за множество вещей.
İki yılda çok şey oldu.
Ж : за два года многое произошло.
Çok şey yaşadığını anlıyorum.
Ж : Я понимаю, ты через многое прошёл.
Burada yapılacak çok şey var
Здесь слишком много работы.
Bir kaç soruya cevap ver, böylece bir çok şey sen ve annen için daha kolay olacak.
Ответишь на несколько вопросов, и для тебя и мамы многое станет проще.
Ne kadar çok şey öğrenirsen işin içine o kadar inersin.
Чем меньше знаешь, тем меньше будет проблем.
Bu güzel kurumda çok şey öğrendim.
Я многому научилась в этом замечательном университете.
Çok şey bilmese de var bir şey.
Не много, но все же.
Ne çok şey kabul ediyorum ama Gutierrez, kimse fark etmiyor!
Чему только я не следую, Гутьеррес, но никто не замечает.
Ama sana anlatmam gereken daha çok şey var.
Но я должна тебе рассказать гораздо больше.
Söylenecek çok şey olmalı.
Должно быть, было что сказать
Üzgünüm, aklımda çok şey var.
Просто, просто столько всего навалилось.
- Bu çok büyük bir şey demek değil mi?
- Это же значит "конкретно", да?
Bu çocuk için nasıl savaştığını görüyorum ve bu çok güzel bir şey.
Я вижу, как вы боретесь за этого парня, и это прекрасно.
Şu anda olan her şey, biliyorum çok korkutucu.
Всё с тобой происходящее может быть страшным.
Bildiğim tek şey çok kan dökecek ve senin de onun karşısına çıkmanı istemiyorum.
Знаю лишь, что он жаждет крови, и не хочу, чтобы ты ему попался под горячую руку.
Belki de Winn'in bu gezegendeki kadınlarla ilgili çok fazla şey öğretmesine izin vermemelisin.
Возможно Уинну не стоит учить тебя сильно о женщинах на этой планете.
Çok özel bir şey.
Что-то особенное.
Her şey çok yeni ve heyecan verici.
Знаешь, всё такое новое и захватывающее.
Çok karmaşık bir şey bu.
Это сложно.
Çünkü sonrasında bildiğim tek şey onunla çok saçma bir şey yüzünden kavga ettiğim.
Знаешь, потому что... Потому что следующее, что я помню, Как мы с ней ругались из-за очень глупой мелочи.
Eğer o şey bir daha saldırırsa çok çok yavaş.
Слишком медленно, если эта тварь снова атакует.
Çok fazla güce sahip bir şey var.
Это очень мощная штука.
Çünkü benim de söylemem gereken çok önemli bir şey var kanunsuzluk şamatalarınızla bu geceyi elimden almanıza izin vermem.
Нет, потому что я собираюсь рассказать кое-что очень важное. И я не позволю вам двоим испортить вечер своими шуточками про мстителя.
Olan şey çok ciddi birşey
Это - серьезно.
Çok dar Bulmamız gereken şey...
Он слишком узкий. Помоги мне найти что-нибудь, что...
Yardım olmadan, korkarak ve bunlar için bir şey yapmak için çok küçük olmanın ne demek olduğnu bilirim.
Беспомощным и напуганным и слишком юным, чтобы смочь что-то с этим сделать.
Charlene'in en az o kolye kadar hatta daha çok sevdiği bir şey olmalı.
Нечто, что Шарлин любила так же сильно, а, может, даже сильнее, чем этот медальон.
Çok güzel bir şey söyler gibi söyledi bunları bana.
И сказал он это так, будто это нечто хорошее, словно у него во рту было нечто приятное.
Annenle sahip olduğunuz şey çok özel.
То, что есть у тебя и твоей мамы - особенное.
Kursun en iyi öğrencisi olacağım çok belli bir şey. Ve adımın "sağlık sigortasız isyankâr" ile birlikte anılmasını hiç istemem.
Я собираюсь стать здесь отличницей и не хотелось бы, чтобы со мной ассоциировали твою жизненную позицию - "бунтарка без мед страховки".
Kirk'ün dünyada en çok istediği şey ne?
Что Кёрк жаждет больше всего на свете?
Sen omasaydın, Çin Mahallesindeki o şey çok farklı bitebilirdi.
Если бы не ты, ситуация в Чайнатауне... могла закончится совсем иначе.
Ama senin için de çok özel bir şey hazırladık.
Но мы приготовили для тебя нечто особенное.
Uyuşturucu ve alkol sorunu bu odada çok sık.. konuşulan bir şey.
Самолечение наркотиками и алкоголем, это то, о чем я говорю с большинством людей в этой комнате.
Şey, iyi haber en azından çok büyük değil.
Ну, хорошо, что он не припакован.
Martin, bu ilişkiyi beslemek için... yapabileceğim bir şey var mı? Bir erkeğin diğerine söylemesi çok güç ama kafan mükemmel derecede yuvarlak.
Мартин, а есть что-то, что ты мог бы сделать, чтобы помочь этим отношениям развиваться? Мужчине непросто сказать такое кому-то... но твоя голова очень круглая.
Bu adamın tarifinin olması çok önemli bir şey.
То, что у нас есть описание, это очень важно. М :
Sana çok şey borçlu.
Она твой должник. Ж :
Çok büyük yada küçük olmayan bir şey bulamıyorum.
Я ничего не могу найди, тут или слишком большое или слишком маленькое.
Küçük yavru ördeğime bir şey olacak diye çok korkuyordum.
Я была так встревожена тем, что может что-то случиться с моим маленьким утенком, что везде таскала его за собой.
Yaptığın her şey çok kolay gibi gözüküyor.
У тебя всё так аккуратно.
Ancak bir şey çok açık, Baş Müfettiş.
Но одно скажу наверняка.
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
şeyler 33
şeytan 474
seyahat 26
seyret 126
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
şeyler 33
şeytan 474
seyahat 26
seyret 126
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29