Önemli traduction Russe
55,279 traduction parallèle
İyi görünüşten daha önemli şeyler de var.
в жизни есть большее, чем красивая внешность.
Cinsiyeti önemli değil.
Я не в пол человека влюбляюсь.
Kulübede önemli hiçbir şey yoktu. Sadece bazı eski eşyalar.
Ну, ничего ценного там не нашлось, лишь старая мебель.
Önemli olan bu.
Вот, что важно.
Önemli değil, ben hallederim.
Я думаю я справлюсь. Я - я... Я сама.
Baksana... önemli değil.
Знаешь что? Забудь. Не...
Önemli değil. Acil bir durumdu.
Это была срочная ситуация.
Bu... Bu, önemli tabii.
Что ж... это... уже что-то.
Önemli. Siz...
А чем...
Gümüşlerinden önemli şeyler var!
В мире полно вещей поважнее чем ваше серебро.
Önemli değil.
Это неважно.
Artılar tarafında önemli bir madde.
И это большой плюс.
Gus Fring, sadece çekilişlerimizi finanse ettiği için değil şehirdeki en iyi tavuğu yaptığı için de yerel işletmeciler topluluğunun en önemli ismidir.
Гас Фринг - важнейшая фигура нашего бизнес-сообщества и не только потому, что спонсирует поездки для наших сотрудников, но и готовит лучшую курятину в городе!
Pişmanlık çok önemli.
Это важно.
- Hiç önemli değil, zahmet etmeyin.
Нет, спасибо. Не беспокойтесь.
Önemli değil, zaten...
Нет, спасибо. Мы и не собираемся...
Asıl önemli olan, konunun kamuoyunda bir miktar yankı bulabileceği.
Тут важно то, что это может наделать шума в обществе.
Şimdi en önemli konuya gelelim, akşam yemeği.
Теперь к важным вещам. Ужин.
Biz, bütün bağlamı edinmenizin ardından James McGill'in hukuk çevremiz için önemli bir kazanım olduğunu anlayacağınıza inanıyoruz.
Мы уверены, что после того, как вы увидите ситуацию целиком, вы поймете ценность Джеймса МакГилла для нашего юридического сообщества.
Ama hukuk çok önemli.
Но закон намного важнее.
Hukuk çok önemli.
Закон намного важнее.
Ama emin olduğum tek bir şey varsa, o da hukukun oynanmayacak kadar önemli olmasıdır.
Но я убежден, что закон - слишком важен, чтобы им играть.
Malum orası ilgimizi yöneltmemiz gereken en önemli alanlardan...
-... это область, которой надо уделить...
Kim, merak etme. Hiç önemli değil, boş ver. Hayır, özür dilerim.
Ким, не волнуйся.
Önemli evraklarda sayıları karıştırıyor.
Путает расчёты в важных документах.
Önemli bir olay.
Дело-то серьезное.
Hiç önemli değil.
Ой, да ничего.
Önemli mi?
Это важно?
New Mexico tarafındaki değerin önemli bir miktarı olur ama direkt hakları için ödeme yapmamış olursun.
Это значительная часть доли Нью-Мексико, но не выплата за право владения.
Nedir bu kadar önemli olan?
Что за срочность?
Hızlıca ilerlemek çok çekici geliyor, biliyorum ama kendine zaman tanıman oldukça önemli.
Знаю, хочется ускорить процесс, но важно дать себе время.
O akşam benimle konuşmanı bu kadar önemli kılan neydi?
Почему вам так важно было со мной поговорить?
En önemli şey neydi?
Ну, и что же было лучшим?
Betty. Bu sene üniversiteler için çok önemli.
Бетти, будущий год решающий для колледжей.
Notlar önemli, Ders dışı programlar, sporculuk.
Оценки очень важны, внеклассные занятия, спорт.
İyi bir karaktere sahip olmak çok önemli, bunlara da bakacaklar.
Поддержание достойного имиджа очень важно, они ценят это.
Sinemanın önemli isimlerinden
Как любит говорить говорить крестный отец инди кино,
Bu benim ve adamlarım için önemli bir anlaşma, Jug.
Это крупный контракт для меня, Джаг, и для моих ребят.
Riverdale'deki en önemli arazilerden birini.
Это одна из лучших недвижимостей в Ривердейле.
Belki Trev, Jason hakkında önemli olduğunu düşünmediği bir şeyler biliyor olabilir.
Знаете, Трев может что-нибудь знает о Джейсоне, но не думает, что это важно.
Her neyse, önemli değil.
Да какая сейчас разница.
Ve Lodge Endüstri, Riverdale'deki en önemli gayrimenkullerden birini alıyor.
А "Лодж Индастрис" получит чуть ли не самый лакомый кусочек земли в Ривердэйле.
Önemli değil.
Забудь.
Umurumda değil ve önemli de değil.
Тебе все равно и это не важно.
Olayın ne kadar önemli olduğunu anlaman için bu yeterli değil mi?
Это дает тебе смысл как это важно?
Alanımızın bir diğer önemli ismi Dr. Carl Jung, Eski akıl hocalarından ayrı düştü.
И именно здесь ещё один могучий ум, доктор Карл Юнг, отделился от своего учителя.
Önemli olan da bu.
И это то, что действительно важно.
Ehliyet önemli tabii.
В плане, права - важны.
Önemli.
Это важно.
Bilmem, bana göre... balık tutup tutamamak hiç önemli olmadı.
Я не знаю. Для меня... никогда не было важным, приходил ли я с уловом.
- Önemli değil.
Все нормально.
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli olan 207
önemli mi 77
önemli degil 25
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli olan 207
önemli mi 77