A freak tradutor Turco
3,968 parallel translation
Everything you thought made you a freak... Sight, hearing, speed, sense of smell...
Sen herşeyin anormal olduğunu düşündün görüşün,... duyuşun,... hızın,... koku hassasiyetin...
I'm a freak.
Anormalim ben.
He was a freak like me.
Benim gibi korkudan deliye dönmüştü.
A freak accident.
Tuhaf bir kaza.
We're looking for a freak with a doll fetish.
Bebek fetişi olan bir manyağı arıyoruz.
To not be a freak father.
Özürlü baba olmayayım diye!
POLYHEDRUS'OWN CONSULTANTS, DRS HILL AND GOEBEL, DETERMINED THE GAS RELEASE WAS A FREAK OCCURRENCE POSING NO THREAT WHATSOEVER TO THE INTEGRITY OF THE DAM,
Polyhedrus'un kendi uzmanları, Dr Hill ve Goebel, gaz salınımının anormal bir olay olduğunu, olanların baraj için bir tehdit oluşturmadığını belirledi, ki planlanandan bir ay sonra da açıldı.
I hate that they turned me into a freak.
Beni bir ucubeye dönüştürmüş olmalarından nefret ediyorum.
You're not a freak.
Sen bir ucube değilsin.
Here, I'm a freak. There I'd be celebrated.
Burada ucubeyim, orada hoş karşılanacağım.
was found unconscious in a Washington, D.C. home... ( Volume increases ) Police were called to the scene where Lavich was pronounced dead, the victim of what appears to be a freak heart attack.
- Aman Tanrım! ... Washington, D.C.'deki evinde baygın olarak bulundu. Polis çağrıldı ve Lavich'in esrarengiz bir kalp krizi sonucunda öldüğü açıklandı.
Sort of a reversal of that straight English rugby player that had a freak gym accident and went into a coma. And when he woke up, he thought he was a completely gay hairdresser.
Hani şu İngiliz rugby oyuncusuna olanın tam tersi gibi hani kaza geçirip komaya girmişti de ve uyandığında kendini eşcinsel bir kuför sanıyordu.
- I'm a freak.
- Ben bir ucubeyim.
So I guess I'm a freak, too.
Yani sanırım ben de bir ucubeyim.
Treated like a freak?
Ne gibi?
You actually thought someone like me could be friends with a freak like you?
Benim gibi birinin, senin gibi bir ucubeyle arkadaş olabileceğini mi sandın gerçekten?
And right above ground, there was a freak hail storm.
Tam üzerlerinde dolu yağmaya başlamış.
It's not a coincidence that one of the only people who knew about Bart's illegal oil trading died in a freak accident.
Adamın saçma ölümüyle Bart'ın yasadışı işleri arasında bağlantı olduğunu düşünen tek kişi ben değilim.
He's a freak.
O adam deli.
Oh, she was a freak, too.
Oh, O aynı zamanda biraz da kaçıktı.
You should put him in a glass cabinet, he's a freak.
Onu camdan dolaba koymalısın, gerçekten garip.
Don't look at her like she's a freak.
Ona bir ucubeymiş gibi bakmayın.
They keep staring at me like I'm a freak.
Bana bir ucubeymişim gibi bakıyorlar.
What a freak.
Senden adam olmaz.
He'll freak out every time there's a left turn, and there are a lot.
Dağıtacak, her zaman sola dönüş vardır, ve de daha fazlası.
Stone-cold sober, and you're just a dirty freak paying an unwed mother to smack you around with her silicone funbags.
Tamamen ayiksan, sen sadece kocasiz bir anneye, silikon memeleriyle oynamak icin para veren pis bir ucube oluyorsun.
I've been trying in the past hour not to freak out in front of Silver, and I could really use a drink.
Son bir saattir, Silver'ın önünde çıldırmamak için zor tutuyorum kendimi. İçsem gerçekten iyi olacak.
Are you here to freak me out or write a paper on... on my paper?
Buraya beni korkutmaya mı geldin yoksa gazetemle ilgili haber yazmaya mı?
So our victims were either transported from the'90s or they work for Hillary Clinton or our killer was a scrunchie freak.
Yani kurbanlarımızın ikisi de 90'lardan geldi ya da Hillary Clinton için çalışıyorlar ya da katilimiz toka manyağı.
As soon as she doesn't get me to pick up a few phone calls she'll freak out.
Birkaç telefonunu açmasam hemen kafayı yer.
Bad enough to lose one of our own to some strung-out needle freak who can't figure out how to use a frigging cash register.
Elimizden kaçıracağımız kadar kötü, adam içeri giriyor ama lanet olası yazar kasayı nasıl açacağını bilmiyor.
But if it's not biology and it's not karma, then there is a puppet master out there who enjoys watching me get my freak on, and that would mean God, basically, and I would have to rethink, well... everything.
Ama biyolojik değilse, karmadan da değilse yukarıda benim böyle kafayı yememi seyredip çok eğlenen bir kukla ustası var ve bu da bir tanrı olduğunu gösterir yani benim de her şeyi baştan düşünmem gerekir.
He's been described variously as the "supreme sexual object in modern Western culture " with a compound of menace and energy, "a" sadomasochistic freak "and a" pussycat, " various other things.
Şimdiye kadar modern Batı kültürünün en büyük ve en güçlü seksüel ikonu sadomazoşist ucube ve namussuz gibi sıfatlarla tanımladı.
The problem is Victoria's in the middle of a giant freak-out.
Sorun şu ki Victoria şu an ne yaptığını bilmiyor.
I told the freak he was on surveillance. He didn't give a rat's ass.
O kaçığa güvenlik kameram olduğunu söyledim ama oralı bile olmadı.
Wait, are you here to freak me out or write a paper on--on my paper?
Bekle, beni çıldırtmak için mi buradasın yoksa kağıdımın üzerine yazı yazmak için mi?
I may be a control freak, but that is why we are where we are today.
Ben bir kontrol manyağı olabilirim ama bugün bulunduğumuz yer bunun sayesinde oldu.
Seen a mirror lately, circus freak?
Son zamanlarda hiç aynaya baktın mı, seni gidi sirk ucubesi?
Let me warn you I'm a neat freak lf you take me anywhere near rats or roaches
Seni uyarıyorum. Temizlik hastasıyımdır. Beni fare ya da hamamböceklerine yaklaştırırsan başın büyük derde girer.
Ow! Bet you wish your husband was hot like me, bet you wish your husband was a freak like me.
Kesin kocan benim gibi ateşli olsun isterdin.
They've come all the way down from the North of England for a weekend freak out, which you are ruining.
Hepsi de Kuzey İngiltere'den geldi. Biraz uçmak için, sen mahvediyorsun!
So, of course, you won't freak out when you see that Cerie is wearing that exact same shirt as a dress.
Bu yüzden Cerie'nin aynı gömleği elbise olarak giydiğini gördüğünde çıldırmayacaksın.
Jack, who's currently registering a 6 on the freak-o-meter.
Jack, ki kendisi çıldırma ölçeğinde 6'ya yaklaşıyor... Ben mi?
You don't look like a freak.
- Ucube falan değilsin.
Look, I'm a depraved freak, and I want to wander into your Narnia of sexual terror and emerge like a freshly birthed calf.
Ben yoldan çıkmışım bir sapığım senin seksüelliğinin Narnia'sını keşvedip yeni doğmuş dana gibi gün yüzü görmek istiyorum.
That's what makes you such a weird freak.
Bu seni garip bir ucube yapıyor.
Nothing better than one freak mimicking a bunch of other freaks.
Başka ucubeleri taklit eden bir ucubeden daha iyi bir şey yoktur.
I just think landing in a wild-dragon nesting ground is really going to freak Meatlug out.
Şimdi düşündüm de vahşi ejderha yuvasına inmek Meatlug'u çılgına çevirecektir.
These two guards said a crazy freak attacked them in the dark.
Bu iki güvenlikçi karanlıkta kendilerine bir ucubenin saldırdığını söylüyor.
Wait a minute who was that freak?
Bir dakika, o kaçık kimdi peki?
A neat freak!
Bir temizlik manyağı!
freak 363
freaks 73
freaky 84
freaking 49
freakin 26
freak show 30
freaking out 46
freaked out 22
freak out 26
a fresh start 48
freaks 73
freaky 84
freaking 49
freakin 26
freak show 30
freaking out 46
freaked out 22
freak out 26
a fresh start 48