And here they come tradutor Turco
834 parallel translation
Uh-oh, and here they come.
İşte geliyorlar.
And here they come now!
Ve işte geliyorlar!
And here they come running at me a whole year later. Isn't that something?
Şimdi de aradan bir yıl geçmiş, peşime düşüyorlar.
Once they left, I fixed up the place and sold it, and made a huge profit. Why would you come back to live here if you made that kind of money?
O kadar kazandıysan niye burayı alıyorsun?
They will come over here and they will rip the lungs out of all of you.
O zaman benim için bir şey yap.
And, then, whoops, here come the Coloreds and the Spics and... bam... now the Vietnamese or Cambodians, whatever the hell they are.
Sonra birden Zenciler ve İspanyollar çıktı ortaya. Şimdi de Vietnamlı ve Kamboçyalılar. Her neylerse artık.
If it's the same to you I'm going to sit right here and wait until they come.
Senin için bir sakıncası yoksa... buraya oturup arabaların gelmesini bekleyeceğim.
And then they come here like you.
Sonra tıpkı sizin gibi buraya gelirler.
But he can't come right over here and fetch it so what they do is this...
Ama buraya gelip alacak durumu yok, bu yüzden o işi de biz yapacağız.
Germans will be here pretty soon and they'll come looking for you.
Almanlar birazdan, buraya gelip, seni ararlar.
When they come here tell them to leave the girl with you and to clear out.
Buraya geldiklerinde, kızı burada bırakıp gitmelerini onlara söyle.
They all come here and eat the big dinner. - That's right.
Hepsi buraya gelip o büyük akşam yemeklerini yerler.
If they hadn't trusted me, they wouldn't have come here... ... and they'd still be alive.
Bana bu kadar güveniyor olmasalar, buraya gelmezlerdi ve hala yaşıyor olurlardı.
And if they want to come in here, tell them the room is closed temporarily.
Tamam. - İstersen, odanın geçici olarak kapalı olduğnu söyle.
No, here they come and go.
Hayır, burada gelip gidiyorlar.
Just after midnight it was, they come up behind me and the next thing I knew was well here I am.
Gece yarısından hemen sonraydı, arkamdan yaklaştılar. Sonra da kendimi... böyle buldum.
Here they come and he rides before them.
İşte geliyorlar. Önlerinde de o at sürüyor.
They come here to take their third year and lap up some culture.
Üçüncü senelerinde kültür öğrenmek için buraya geliyorlar.
Here, under leave of Brutus and the rest, for Brutus is an honorable man, so are they all, all honorable men, come I to speak in Caesar's funeral.
Burada Brutus ve ötekilerin izniyle, çünkü Brutus şerefli bir insandır,.. ... ötekiler de hep şerefli insanlardır konuşmaya geldim Sezar'ın cenazesinde.
- They'll come up here to check whether Carney and the sheriff were here.
Ne demek istediğini anlamıyorum. Buraya geliyorlar, Carney ile şerifin burada olup olmadığına bakacaklar ve ben senin dışarıya ön tarafa çıkmanı istiyorum.
Now listen to me carefully. They'll come up to check whether Carney and the sheriff were here.
Şimdi beni dikkatle dinle, burayı kontrole gelecekler, Carney ve şerif burada mı diye.
We can wait right here and get them as they come in.
Onları tam burada bekleyip içeri girerken haklayabiliriz.
They said I could come in here... and I could bring you out, and...
Buraya gelebileceğimi ve seni... dışarı çıkarabileceğimi söylediler...
When the prison truck doesn't show up, somebody'll come... and they'll get me out of here.
Hapishane kamyonunu merak edince birileri buraya gelir sonra beni buradan çıkarırlar.
And they ain't gonna let no stinkin'sheepherder... come in here and take his wife and kill him.
Bir koyun çobanının buraya gelip karısını çalarak... - onu öldürmesine izin vermeyecekler.
We go off and fight four years. But they come and kill him here at home.
Biz gidip dört yıl savaşalım, onlar gelip adamı evinde öldürsünler.
Don't you see, if they could come here and live with us, then we'd only have one house to run, and you wouldn't have the expense of paying Mrs. Connolly to come and stay with me while you're away and...
Görmüyor musun, buraya gelip bizimle yaşasalardı, çekip çevireceğimiz sadece bir tek evimiz olacaktı, ve sen burada değilken Bayan Connolly'inin gelip benimle burada kalması için... ona ödeme yapmayacaktın
They all come here and eat the big dinner.
Hepsi buraya gelir ve mükellef bir akşam yemeği yerler.
They come over here and before they can take a breath, they're telling us how to run the show.
Buraya gelirler ve bir nefes almadan önce, gösteriye nasıl koşacağımızı anlatırlar.
You can't seat here and wait till they come down and kill you?
- Kamyonda giderim.
They come here'cause they know you're gonna laugh, you're gonna think it's funny... no matter how crude and how vulgar!
Buraya geliyorlar çünkü güleceğini, komik olduğunu düşüneceğini biliyorlar. Ne kadar kaba saba olsan da!
They said you're a kind woman and urged me to be on my way to come here.
İyiliksever bir kadın olduğunu söylediler. Buraya gelmem için beni teşvik ettiler.
They come here from Alexandria Messina Carthage Cyprus Rome Corinth Athens Phrygia and Judea.
İskenderiye'den geldiler. Mesina'dan. Kartaca'dan Kıbrıs'tan Roma'dan Korint'ten Atina'dan Frigya'dan ve Yahudiye'den.
A few miles from here, people are fighting and dying... and we must join them. But I swear... on the bodies of these two people... that the day will come when Arab and Jew will share... in a peaceful life... this land that they have always shared in death.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
You know, they come out here from New York, Chicago, St Louis,..... and find them a cowboy.
Bilirsin, buraya New York, Chicago, St. Louis'ten gelirler kovboy bulmak için.
And when they do, maybe their leader, Mr Washington himself, will come right here, and he'll have a new treaty.
Ve anladıklarında, liderleri, Bay Washington, belki kendi arzusuyla buraya gelecek ve yeni bir anlaşma imzalayacak.
You wouldn't think they'd pay 65 cents to come here and do it.
Bunu yapmak için buraya gelip 65 sent verecekleri aklına gelir miydi?
They left everything to come here and say :
" Her şeylerini geride bırakıp dudaklarında şu sözlerle buraya geldiler :
I'd just like to add, those who didn't come don't know what they're missing and now to the order of the day, that everyone here has anxiously been waiting for :
Şunu da eklemek istiyorum, bugün buraya gelmeyenler ne kaçırdıklarını bilmiyorlar. Şimdi de sırada herkesin sabırsızlıkla beklediği şey var :
Well they didn't come out between here and the narrows, then they're not coming out or... They got over.
Buradan Narrows'a kadar bulamadığımıza göre ya dağdan inmediler ya da kaçtılar.
Now, you stay here and if somebody come by, they'll think it's me.
Sen burada kal. Bir gelen olursa seni ben sanirlar.
And unless you give them food, or the rifles to hunt their own... they're going to come in here and take it.
Ve eğer onlara yiyecek veya avlanmaları için tüfek vermezseniz onlar buraya gelip onları alacaklardır.
They might come here at any moment, and fix us fine.
Her an buraya gelebilir. Ve bizi bir güzel halleder.
They wait until them Indians is all finished, then they come back, and bring me here.
Kızılderililer işlerini bitirene kadar beklediler, sonra geri gelip beni buraya getirdiler.
When they hear that a price has been put on their heads, they are going to come here and kill us all.
Ula şimdi bu herifler duyacaklar ki başlarına para konmuş vallaha topumuzu kurşuna dizerler. Evimizi başımıza yıkarlar.
Well, get Billy Roy out of Miss Tracey's saloon, sober him up, come back up here, and watch which way they go.
Billy Roy'u Bayan Tracey'in salonundan çıkaracağız. buraya döneceğiz ve ne yapacaklarına bakacağız.
They grab their guns and come up here to get them back!
Silahlarını kuşanıp, onları geri almak için buraya gelecektir!
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
And they've been working at it and there are still some cats that think they can come here for Sunday.
Hâlâ ellerinden geleni yapıyorlar... Pazar günü falan burada olmayı umuyorlar.
But here, in this corner where the bells come down from heaven and the echoes linger or in the fields where they come across the quiet of the countryside my voices are in them.
Ama burada, çanların cennetten indiği... ve yankılarının ayrılmadığı bu köşede ya da kırın sessizliğiyle karşılaştıkları çayırlarda,... benim seslerim onlarda.
They come here sometimes the other factory workers and they tell us that we should burn things down.
Bazen buraya diğer fabrika işçileri gelir ve bize derler ki bir şeyleri yakıp kül etmeliyiz.
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here you go 26
and here i was 16
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and here's why 34
here they come 557
they come 53
they come in 23
they come here 17
and here we are 249
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and here's why 34
here they come 557
they come 53
they come in 23
they come here 17
they come and go 32
they come back 19
they come to me 20
and how old are you 36
and happy birthday 27
and hopefully 74
and how are you 102
and him 200
and honey 21
and he's like 99
they come back 19
they come to me 20
and how old are you 36
and happy birthday 27
and hopefully 74
and how are you 102
and him 200
and honey 21
and he's like 99
and he's right 54
and he's 185
and he didn't 42
and he's dead 61
and his brother 20
and he's not 37
and he said 537
and he's 185
and he didn't 42
and he's dead 61
and his brother 20
and he's not 37
and he said 537