English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / And her husband

And her husband tradutor Turco

3,210 parallel translation
So, I had lunch today with Carol from work... Ugh. And she was telling me about this thing that she and her husband do every night before they go to sleep.
Bugün işten Carol ile öğlen yemeği yiyorduk... Ve bana kocasıyla her gece uyumadan önce...
Before they go to sleep, Carol and her husband say five things they like about each other.
Carol ve kocası uyumadan önce birbirleri ile ilgili sevdikleri beş madde sıralıyorlarmış.
I wanted Sybil and her husband to be here for Mary's wedding, yes.
Sybil'ın ve kocasının Mary'nin düğününe katılmasını istedim, evet.
Vanessa Campbell and her husband moved to a new address.
Vanessa Campbell ve kocası yeni bir adrese taşınmış.
She and her husband, they had a farm, loved animals, probably too much.
Kocasıyla ikisinin bir çiftlikleri varmış. Hayvanları severlermiş, belki gereğinden fazla.
Jessica and her husband had a baby boy and are raising him in Virginia.
Jessica ve eşinin bir erkek çocukları oldu ve onu Virginia'da büyütüyorlar.
That's the same caliber as the bullets that killed Laura Gabriel's cousin and her husband at the farmhouse.
Çiftlik evindeki Laura Gabriel'in kuzeni ve onun kocasının öldürülmesinde kullanılan mermiyle aynı kalibre.
AnnaBeth Nass and her husband Jake?
AnnaBeth Nass ve kocası Jake.
Yes, she and her husband made a very generous donation towards our coming here.
Evet, o ve kocası bizim buraya gelebilmemiz için çok çömert bir bağış yaptı.
Rather than confront her husband and risk losing him for ever, another idea took hold of her mind.
Kocasıyla yüzleşerek onu sonsuza kadar kaybetmektense bir başka fikir geldi aklına.
I mean, suddenly I don't think about the fact that you ride with my husband on the train twice a day and that you live 20 minutes away and I'd see your wife at the market, if I ever went.
Yani aniden Howard'la her gün iki kez trene bindiğini, bizden 20 dakika ileride oturduğunu ve markete gitsem eşinle karşılaşacağını unutuverdim.
She's staying with her sister and her sister's husband, who I bet a Lincoln is trying to poke her in the laundry room.
Ablası ve onun kocasıyla beraber kalıyor. Eminim çamaşırhanede onu becermeye çalışıyordur.
Her husband was Ryland's mentor, so I asked Ryland and the rest of the campaign staff... If anybody knew anything about it, and nobody did.
Ben de Ryland'a ve adamlarına bu konuda bir şey bilip bilmediklerini sordum, ama kimse bilmiyordu.
You're telling me there's a woman who murdered her husband to get a seat in The United States Senate, and there's nothing we can do about it?
Bana kocasının senatodaki yerine geçmek için kocasını öldüren bir kadından bahsediyorsun ve bu konuda yapabileceğimiz bir şey olmadığını mı söylüyorsun?
She lives upstate with her husband and two kids.
Kocası ve iki çocuğuyla şehir dışında yaşıyor.
Well, I was wallowing, but I went to see her, and it didn't register with me right away, but I told her that we had arrested someone for killing her husband.
- Yiyordum. Ama sonra onu görmeye gittim. Jeton hemen düşmedi.
'All her husband could do was watch and wait.'
Kocasının tek yapabildiği, izlemek ve beklemekti.
And every time you're with the family, you'll see Magdalena with the husband that Uncle shad chooses for her.
Ve ailenle olduğun her zaman, Magdalena'yı ve Shad Amca'nın onun için seçtiği kocayı göreceksin.
She smiled and waved over to me as if nothing had happened. Was your husband still seeing her?
Gülümseyip bana el salladı,... sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi.
( SIGHS ) swore he would meet her next morning and there, before the whole congregation, shame her with what he saw o'er night, send her home again without a husband.
Ve kısmen efendimin yeminleri, kısmen gecenin karanlığı, ama en çok da benim alçaklığım sayesinde Claudio öfkeyle kaçtı ve bu gece gördükleri yüzünden yarın herkesin gözü önünde Hero'yu rezil edeceğine ve eve kocasız göndereceğine yemin etti.
If I have known her, you will say she did embrace me as a husband, and so extenuate the'forehand sin.
Bir şeyler yaptıysam beni kocası olarak kucaklamıştır ve böylece günahı hafiflemiş olur.
So, Siobhan comes home unexpectedly and finds her husband and ex-wife in bed, planning to go away to Mexico.
Siobhan beklenmedik bir zamanda eve gelir ve kocasıyla eski karısını yatakta Meksika'ya gitme planı yaparken bulur.
Her husband is dead, and she has no idea.
Kocası öldü, kadının bir şeyden haberi yok.
If the queen is coroneted without a husband, then the greatest warrior may claim her hand and share the throne.
Eğer kraliçe, bekarken tahta geçerse, ülkedeki en iyi savaşçı onun elini kazanır ve tahtı onunla paylaşır.
If you'd be generous, and grant your husband's wishes, couldn't this all be easily resolved?
Cömert olup kocanızın dileğini gerçekleştirirseniz her şey daha kolay çözümlenmez mi?
And the restless spirits of those murdered sheep compelled Marguerite to loom ceaselessly, even as her husband went off to fight again and again... and again.
Ve bu koyunların huzursuz ruhları tezgâhta işlendiler. Marguerite'in kocası cenk meydanlarında savaşırken, tezgâhta yünler işlendi... tekrar işlendi.. tekrar tekrar işlendi.
Ethel's got a boy into her, and she already has a husband.
Ethel'dan hoşlanan biri var. Bir de kocası var hem de.
And then thanks to the unhealthy level of comfort she felt working for her husband, she took some liberties with the clinical trial and now neither of their careers will ever be the same.
Sonra kocası için çalıştığı için hastalıklı bir biçimde rahat olduğundan klinik deney konusunda laubali hareketlerde bulundu ve şimdi ikisinin de kariyeri asla eski hâline dönmeyecek.
She wouldn't just text herself from her dead husband's phone and lose it like that.
Kendisine ölmüş kocasının telefonundan mesajlar atıp sonra da kaybedemez ya.
And you're the first wife who regrets.. .. that her husband never sleeps.
Ve sen, kocası uyumuyor diye üzülen tek kadınsın.
The fact that that would-be widow came in just in time to sob all over your soft, mushy heart, and the fact that her husband is going to live, does not change whether or not I did the right thing.
Ben olmasam dul kalacak o kadının tam zamanında içeri girip duygu sömürüsü yaparak kalbini yumuşatmış olması ya da kocasının hayatta kalacak olması benim doğru şeyi yapmış olup olmadığım gerçeğini değiştirmiyor.
That woman, Teresa, her husband died seven years ago and yet she thinks she talked to him this morning.
Şuradaki Teresa'nın kocası 7 sene önce ölmüş. Ama o bu sabah onunla konuştuğunu söylüyor.
Which explains why Teresa thought her husband is alive and dead at the same time.
Bu da Teresa'nın kocasının hem ölü hem yaşıyor olduğunu söylemesini açıklar.
My neighbor, Delma Warner, told me she complained to you about my husband and me keeping her up at night.
Komşum, Delma Warner sana ben ve kocamın, geceleri onu uyutmadığımız hakkında dert yandığını söyledi.
And when she does, who better to talk to her about her lying, cheating husband than Dr. Ted, marital therapist?
Öğrendiğinde de yalancı, sadakatsiz kocasını gidip evlilik terapisti Dr. Ted'e anlatabilir.
Carolyn and I had separate finances, she had a large sum from her first husband.
Carolyn'le paralarımız ayrıydı.
St. Olga of Kiev scalded her husband's enemies and burned villages that crossed her.
Aynen öyle. Kiev'li Aziz Olfa kocasının düşmanlarını kızgın sularla yakmış, onu kızdıran köyleri ateşe verdirmişti.
And one monkey could speak, but sometimes the monkey was her husband.
Ve maymunlardan bir tanesi konuşabiliyordu,... ancak bazen, maymun kocası oluyordu.
Left her a gift and went to meet her husband's family.
Ona bir armağan bırakıp kocasının ailesiyle buluşmaya gitmiş.
None of this occupied Aurora's mind, she loved her husband and was happy.
Bunların hiçbiri Aurora'nın aklını meşgul etmiyordu. Çok mutluydu ve kocasını seviyordu.
Her husband attributed this to a natural fear of maternity and some harmless, slight bipolarity. that he had noticed in her from before.
Kocası onun bu hallerini, annelik korkusunun doğallığına ve daha önce de fark ettiği üzere karısının zararsız ve az çelişkili iç yaşamına bağlıyordu.
Indifferent to the fate of the Empire, I saw it as another opportunity to be near her even if her husband's presence caused me a new and growing anxiety.
Her ne kadar kocasının varlığı bende yeni ve gittikçe büyüyen bir endişe yaratsa da, imparatorluğun kötüye gidişini önemsemiyor hatta bunu ona yakın olmak için başka bir fırsat olarak görüyordum.
I couldn't ignore that Aurora carried the child of another man, her lawful husband, and that being her lover meant committing a colossal foolishness that I could only live to regret.
Aurora'nın başka bir adamın, yani yasal kocasının çocuğunu taşıdığını görmezden gelemiyordum ve onun aşığı olmak demek pişmanlık içinde yaşamama neden olan büyük bir aptallık yapıyorum demekti.
Your husband cheated on you, and now you take it out on any guy that's just trying to have fun.
Kocan seni boynuzladı diye sen de bunun acısını hayattan biraz keyif almaya çalışan her erkekten çıkartıyorsun.
And after pushing her to call him, a Big Foot is discovered in her husband's mouth.
"Onu aramaya zorladığı için kocasının ağzında bir Koca Ayak görülür."
Come on, Charlotte. I mean, she had just heard that her husband killed her baby, a baby he never wanted, and tried to force her to have a hysterectomy.
Kadın, kocasının bebeğini öldürdüğünü daha yeni öğrendi.
She'd just lost her husband, and as she was talking about him and her marriage, as much as she wanted to be, she--she wasn't in love.
Kocasını yeni kaybetmişti. Ondan ve evliliğinden bahsederken ne kadar istese de ona âşık olmadığını söyledi.
Elizabeth believes that duty calls, that she should continue her late husband's philanthropic work and give Annie a place in proper society.
Elizabeth bunu yapıp kocasının hayır işlerini sürdürerek Annie'ye toplumda saygın bir yer kazandırmayı görev bellediğini söyledi.
You let me operate on her husband, and now he's dead.
Kocasını ameliyat etmeme izin verdin ve adam öldü.
Okay, my husband changes the code every three months and he forgot to tell us what it is.
Pekâlâ, kocam her üç ayda bir şifreyi değiştirir. Bu kez bize söylemeyi unuttu.
My husband and I were devastated by her death.
Eşim ve ben ölümüyle perişan olduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]