And his name tradutor Turco
3,698 parallel translation
( giggles ) Oh... And his name could not be any more British.
İsmi de ancak bu kadar İngiliz olabilir.
And his name was Cole.
Ve onun adı Cole'du.
He's a Mexican Jew and his name is Gonzalo Rosenblatt.
Meksikalı bir Yahudi ve ismi Gonzalo Rosenblatt.
And his name?
ve adı?
I saw his picture and his name on that cute agent's desk.
Sevimli ajanın masasında fotoğrafını ve ismini gördüm.
I've been running his name on every database in the known webosphere, and I just found something new.
İnternet üzerinde mevcut bütün veri tabanlarında ismini taratıyorum. Ve şimdi yeni bir şey buldum.
He said his name was Charlie, and he told me that he was hired to follow me and to report back to Joe.
Adının Charlie olduğunu söyledi. Beni takip edip Joe'ya rapor vermesi için görevlendirilmiş.
He gave everything to you and you dragged his name through the mud.
Herşeyini teşkilata verdi ve siz onun namını yerlerde süründürdünüz.
He didn't know his name, and he didn't love you back.
Kendi adını bile bilmiyordu ve seni de sevmiyordu.
He woke up and told us his name.
O uyandı ve bize onun adını söyledi.
And I can tell you his name--Seth Parrino.
Size adını verebilirim, Seth Parrino.
May you strike down God's enemies and smite them from the Earth in his name.
Size Tanrı'nın düşmanlarını cezalandırmak ve Tanrı adına onları dünya üzerinden kazımak nasip olsun.
His father's could at least be explained. But a teenager with a Facebook page and a group of adolescent friends, why would his name have been put on the list?
Babası bir şekilde açıklanabilir de Peki ya Facebook sayfası olan bir genç ve bir grup ergen arkadaş?
Only Percy and Amanda knew his name and what he really looked like.
İsmini ve yüzünü sadece Percy ve Amanda biliyor.
His new name and passport number.
Yeni adı ve pasaport numarası.
And bingo is his name-o.
Adını buldum.
The Republic quakes at the name of Spartacus and his army of slaves.
Cumhuriyet ; Spartacus ve köle ordusunun ismiyle titriyor!
His name's Liam Court, and I want you to arrest his ass.
Adı Liam Court, ve onun kıçını tutuklamanızı istiyorum.
His name is Nick, and he gave you a spiked drink at the party.
Adı Nick.. ... ve sana partide ilaçlı içki verdi.
And gave that nameless boy a name " " that fitted his stature.
Ve o çocuğa kendi gibi bir isim verdi.
And wait for us to call his name.
Çağırmamızı bekleyin.
His name was Harrison Morgan, and she sure acted like he was her own.
Adı Harrison Morgan'dı. Onun annesiymiş gibi davrandı.
Here, he became an international celebrity, and he was given a name to reflect his state,
Burada, uluslararası bir üne kavuştu, ve ona durumunun yansıtan bir isim verildi -
And when the credit card showed up with his name on it, we could buy all our dream stuff from those late-night infomercials.
Üzerinde ismi yazılı kredi kartı geldiğinde, reklamlarda görüp hayalini kurduğumuz bütün eşyaları alabilirdik.
- And that's when he heard what - Rebel. - Had become his name.
- İşte o anda yeni ismini duydu.
And that's when he heard the name he'd forgotten he'd given out as his own.
İşte o anda kendi adı olarak lanse ettiğini unuttuğu o ismi duydu.
His name was Perfecto Telles, and she was rewarding him for doing her English homework, even though English was his second language.
Çocuğun adı Perfecto Telles'ti. Ve kendisinin İngilizce ödevini yaptığı için Maeby onu ödüllendiriyordu. Üstelik İngilizce onun ana dili bile değildi.
And that's when he heard his name.
Ve o esnada ismini duydu.
They tortured him and, as a lesson to others, the boss carved his own name into this man's stomach.
Digerlerine ders olsun diye kendisine iskence ettiler patron, adamin karnina kendi adini kazidi.
I do not know what they intend, but I shall write to George and tell him he can name his price if it will return my son his title.
Niyetlerini bilmiyorum ama George'a yazıp oğlumun unvanını geri verirse istediğini vereceğimi söyleyeceğim.
And when his name disappears, all of that power of his will just... boil off into the air and... then there will be no new Dark One.
İsmi kaybolduğunda bütün güçleri havaya karışacak ve başka bir yeni Karanlık Olan olmayacak.
His name was Dimitri and he was a slave purchased for the unthinkable sum of two oxen for her sister's dowry.
Adı Dimitri'ydi. Kız kardeşine çeyiz olsun diye iki öküz karşılığında satılmış bir köleydi.
They like Avery's looks and they like his name.
Avery'nin görünüşünü ve ismini seviyorlar.
His name was Master Kweng the Unstoppable, and all the people knew... he was unstoppable.
Onun adı Usta Kweng. ve herkes onun durdurulamayacağını biliyordu.
It's neither his wealth nor his name that we celebrate here tonight. But it is his efforts in making Starling City a better and safer place to live.
Bu akşam onun servetini ya da namını değil ama Starling City'i yaşanacak daha iyi bir yer, daha güvenli bir yer haline getirmek için gösterdiği çabayı kutluyoruz.
His name is Cole, and I need to find him.
Oğlumun adı Cole, ve onu bulmam gerek.
Does he think she's Julia Roberts and he's old what's-his-name with the white limo?
Kızın Julia Roberts olduğunu mu sanıyor? Beyaz limodaki adam... -... adı neyse, olmak için yaşlı değil mi?
Jensen and his partner- - what's his name?
Jensen ve ortağı. Adı neydi onun?
And kicking. So, what was his name... the guy who made the video?
Adamın adı neydi şu videoyu çekenin?
And the one, what was his name, the Razor.
Şu herif, adı neydi? , Razor.
And the other one, Lord what's-his-name?
Bir de diğer. Lord neydi?
God be praised in His name we are one in sickness and in health I'll stay filled with love I will show you His way
Tanrı'nın izniyle bir olacağız. Hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağım... Tüm kalbimle seni seveceğim Ve sana Tanrı'nın yolunu göstereceğim.
"Wiggle your hips and say his name a lot."
"Kalçanı kıvır ve hep onun adını söyle." derdi.
And if what's-his-name...
Bu herif...
Lana, this is a Central Asian male-dominated, xenophobic puppet-state whose dictator changed the words for bread and Friday to his dog's name.
Burası erkeğin üstün olduğu ve diktatör tarafından yönetilen bir yer.
His name is Hiram. And we call him Hymie. And he is a beautiful, wonderful, baby boy.
Adı Hiram Kısaca Hymie diyoruz ayrıca güzeller güzeli, harika bir oğlan çocuğu.
But if he should live, then you will have his gratitude and any price you name.
Fakat eğer yaşarsa, o zaman onun şükranlarını ve adlandıracağınız herhangi bir ödülü alırsınız.
And, in order to hide the relationship, he changed his name to Richard James Hart and he became a Federal Prohibition Officer.
Ve durumunu gizlemek amacıyla adını Richard James Hart olarak değiştirmiş ve Federal Şartlı Tahliye memuru olmuş..
HIS NAME IS JONAH FALCON, AND HE
Adı Jonah Falcon.
I walked away and let them bury Mickey Carter's good name along with his body.
Onlar Mickey'nin şerefli adını cesedinin yanına gömerken arkamı dönüp gittim.
And to do that, he'd have needed to clear his name.
Bunun içinde önce ismini aklaması gerekiyordu.
and his brother 20
and his mother 31
and his father 24
and his friends 16
and his 59
and his wife 80
and his friend 20
and his daughter 27
and his son 20
and his family 18
and his mother 31
and his father 24
and his friends 16
and his 59
and his wife 80
and his friend 20
and his daughter 27
and his son 20
and his family 18
and his girlfriend 18
his name is dr 18
his name is 110
his name is ethan 17
his name 264
his name is mr 17
his name was 49
his name's 23
names 324
name 1134
his name is dr 18
his name is 110
his name is ethan 17
his name 264
his name is mr 17
his name was 49
his name's 23
names 324
name 1134
named 51
nameless 41
name your price 108
namely 91
name it 208
name and address 20
name basis 52
name one 95
name them 18
nameless 41
name your price 108
namely 91
name it 208
name and address 20
name basis 52
name one 95
name them 18