And lonely tradutor Turco
2,180 parallel translation
Into the dilapidated house at noon, on the banks of lake, river, into the street, and lonely place, into the groves, farms, into the grass hut near onion farm,
Gölün kıyısına, nehrin kıyısına, caddeye, yalnız yerlere gel, bahçeye, tarlaya, Tarlanın yanındaki klübeye gel,
Well, it's certainly quiet and lonely.
Evet gerçekten de sessiz ve tenha bir yer.
After her long and lonely vigil, she is dead.
Uzun ve yalnız nöbetinin ardından, o öldü.
If by carefree, you mean broke and lonely, everybody would've figured.
Eğer gamsız derken, parasız ve yalnız kalmayı diyorsan, herkes düşünürdü.
I too am a lie. And lonely. You, you should talk.
Ben de öyle yalanlar içinde yaşıyorum ve de yalnızlık
Very few tickets remain, so I would advise you to skip first period and rush on down to the box office where the one and lonely Robby Bender is sitting there twiddling his thumbs, waiting for you to buy a ticket from him.
Çok az bilet kalmış, o yüzden sana tavsiyem ilk dersi kırıp gişeye koşman ve Robby Bender'in parmaklarını tıkırdatarak,.. ... bilet almanı beklediği.
Sometimes you start feeling so lost and lonely
¶ Bazen kendini kaybolmuş Ve yapayalnız hissedersin. ¶
Maybe sad and lonely is my style.
Belki de üzüntü ve yalnızlık da benim tarzımdır.
I feel just like Hobbit - small and lonely.
Kendimi Hobbit gibi hissediyorum... Küçük... ve yalnız.
Lost and lonely.
Kayıp ve yalnızlardı.
They are sad and lonely
Yalnız.. üzgün..
He's a lonely old man and he's not well.
O yapayalnız yaşlı bir adam ve durumu iyi değil.
( lonely and helpless... )
Yalnız ve çaresiz.
The peacekeepers had recommended the wild and mostly uninhabited coast of Guadalcanal - on the tip-off of a large crocodile seen laying up on this lonely stretch of beach,
Barış gücü onlara vahşi ve çoğunlukla ıssız Guadalcanal sahilini önerdi burada yanlız başına sahilde uzanan bir timsah görülmüştü
Yes, the statement was that you're very lonely, and you need a pet.
Evet, verdikleri mesaj senin çok yalnız olduğun ve bir evcil hayvana ihtiyaç duyduğun şeklindeydi.
And--and katherine was very lonely.
Ve Katherine de çok yalnızdı.
And the kickerBut trust me, for the rest of your life, there will be so many moments when you feel lonely, but you will never be alone.
Ve en önemlisi ise.. hayatının geri kalan döneminde kendini yapayalnız hissedeceğin o kadar çok an olacak ki. Ama asla yalnız kalamayacaksın.
The opportunity to conquer a new territory. Or to try and be a little less lonely.
Bu fırsat yeni bir alanı fethetmek ya da biraz daha az yalnız olmak olabilir.
Ladies and gentlemen, welcome to the stage... Nadia, The Lonely Sparrow!
Bayanlar ve baylar, şimdi de sahneye Nadia, Kimsesiz Serçe geliyor...
What the hell are you doing back there, Lonely Hearts, you're sweating like a pig and you haven't lifted a finger yet.
Burada ne halt ediyorsun, Yalnız kalpler, domuz gibi terliyorsun ve hala parmağını bile oynatmadın.
- You know about any of this? - Just bits and pieces. It was a lonely way to grow up.
bilirsin, ailemi sadece tatillerde ve yazları bir ya da iki hafta görüyordum, ama, keman benim hayatım olmuştu.
And as for Lonely Boy, I suspect tonight's going to be strictly a family affair to remember.
Yalnız çocuğumuz için bu geceki ailevi olaylar hatıralardan silinmeyecek.
She doesn't say a word, my dear, And I quietly wipe a lonely tear.
Tek bir söz etmez, canım, ve ben sessizce tek bir göz damlasını silerim.
"A bullet has wounded my heart... and I am a lonely bird, who cannot find a place to land."
"Kalbimi parçalamıştır bir kurşun bense yalnız bir kuşumdur, gidecek bir evi bile olmayan."
Look, I may be queen, but I'm more lonely and bored than I was when I lived in Brooklyn.
Bak, kraliçe olabilirim ama Brooklyn'de olduğumdan daha yalnız ve sıkılmış durumdayım.
If Wil Wheaton and Stuart win their match and we beat Lonely Larry and Captain Sweatpants in the next round we'll face off for championship.
Eğer Wil Wheaton ve Stuart turu geçerlerse ve biz de bir sonraki turda'Yalnız Larry've'Eşofmanlı Kaptan'ı yenersek şampiyonluk için karşılaşırız.
So my path to satisfaction is blocked by Lonely Larry and Captain Sweatpants.
Demek benim zafere giden yolum'Yalnız Larry've'Eşofmanlı Kaptan'tarafından engellendi.
You were lonely and you wanted me here, so you made up some story about a cocaine vial that you knew was empty.
Yalnızdın, benim de burada, yanında olmamı istiyordun. O yüzden de, boş olduğunu bildiğin, küçük bir kokain şişesiyle ilgili bir hikaye uydurdun.
I was lonely, so I came looking for you, and...
Yalnız kaldım. Sana bakmaya geldim. ve...
I was thinking of closing early, and going home but let's face it, that's just a smaller lonely room filled with comic books.
Dükkanı erken kapatıp eve gitmeyi düşünüyordum. Ama gerçekler acıdır. Burası çizgi romanlarla dolu küçük sessiz bir oda.
Well, I was lonely, bored and the circus was in town.
Ben de yalnızdım, sıkılmıştım ve şehre sirk gelmişti.
Alan and I were at camp- - or someplace- - and my mother was lonely.
Alan ve ben kampta ya da öyle bir yerdeymişiz ve annem çok yalnızmış.
And now I am so lonely.
Bu muhteşem.
You've gotta be lonely and... and alone and...
- Addison, bu seni ilgilendirmez.
You're sad, pathetic Lonely and blue If I gave a rat's ass I'd worry about you
Mutsuz, acınası, yalnız ve içi çürümüş birisin sen azıcık bile kaale almıyorum desem.
Because I'm lonely, I cry and cry again.
Şimdi yalnızım, ağlıyor ve ağlıyorum...
The love between a lonely killer and a sexy female killer
Yalnız bir katil, seksi bir katille tanışır.
The lonely killer and the sexy female killer get caught in the heat of the moment and stare into each other's eyes Their eyes burn with passion and finally they reach for each other slowly
Şu yalnız katil ve seksi katil tutkuyla sarılmış, birbirlerine doğru ilerliyorlar yakıcı hislerle en sonunda ikisi birbirlerine yaklaşarak elleriyle yavaşça birbirlerine dokunurlar...
And now the blood spilled on this concrete must be getting lonely.
Ve bu betonlara sıçramış kanlar şimdi yalnız kalmış olmalı.
And she was maybe lonely in a way that reminded him of himself.
Ve belki de bir şekilde kız ona kendini hatırlattı.
I was very lonely and I got attached to you.
Çok yalnızdım ve bir tek sen vardın.
She had had a lonely and frustrated life hitherto.
Yalnız ve sıkıcı bir hayatı olmuştu.
Beer and burrito for a lonely man?
Peki ya yalnız adam meksika fasülyesine ne der?
" I'm so lonely and confused, and very thirsty.
" " Çok yalnızım ve kafam karma karışık, Ve çok susamışım.
I'll come back and visit you so you won't be lonely, but I'll live at Laura's and Lucy's.
Laura ve Lucy ile yaşamaya devam ederim ama seni de ziyarete gelirim. Böylece yalnız kalmazsın.
But that was just a ruse so he could travel around and run scams on lonely women.
Ama aslında bu, ülkede dolaşıp yalnız kadınları ağına düşürmek için kurduğu bir tezgahtı.
Neal Cassady, secret hero of this poem, cocksman and Adonis of Denver, joy to the memory of his innumerable lays of girls in empty lots and diner backyards, moviehouses'rickety rows, on mountaintops in caves or with gaunt waitresses in familiar roadside lonely petticoat upliftings and especially secret gas-station solipsisms of johns, and hometown alleys too.
Neal Cassady, bu şiirin gizli kahramanları, yarakadam, Denver'ın Adonis'i, yemek vakti arkabahçe'de sayısız kıza... döşeyerek akıtanlar, sinemanın arka koltuklarında takılanlar, dağların tepelerinde mağaralarda bildik... sıska garson kızlarla yol kenarlarında oynaşanlar... bilhassa kıyı benzin istasyonları tuvaletlerinde tekbencilik yapanlar,
And being lonely?
Yalnızlığı da mı?
- Okay, look, you're a superhero and you're lonely, but you can't trust anyone'cause either they'll expose your secret identity...
- Dinle sen bir süper kahramansın. Yalnızsın. Kimliğin ortaya çıkar diye kimseye güvenemiyorsun.
About the 260 letters, about the lonely stripper, and washed-up boxer who became pen-pounce.
260 mektup, yalniz striptizci ve mahvolmus bir boksör
That... lonely and pathetic boy. I really hate that reminder.
Yalnız... zavallı bir çocuğu ve onu hatırlamaktan cidden nefret ediyorum.
lonely 207
and later 123
and louis 16
and last but not least 51
and listen 231
and look 537
and lead us not into temptation 55
and look at you 67
and look at this 104
and look at me now 26
and later 123
and louis 16
and last but not least 51
and listen 231
and look 537
and lead us not into temptation 55
and look at you 67
and look at this 104
and look at me now 26
and let me guess 93
and look at you now 29
and lo and behold 35
and look here 23
and look what happened 61
and leave me alone 23
and last 50
and last week 36
and last night 99
and let me tell you something 54
and look at you now 29
and lo and behold 35
and look here 23
and look what happened 61
and leave me alone 23
and last 50
and last week 36
and last night 99
and let me tell you something 54