And listen to me tradutor Turco
2,373 parallel translation
Awesomest, get your head out of the clouds and listen to me.
Awesomest, kafanı bulutlardan çıkar. ve beni dinle
Just calm down and listen to me, all right?
Biraz sakinleş ve beni dinle tamam mı?
Look at me and listen to me.
Bana bak ve beni dinle!
And I'd kind of appreciate it if you'd put the wrench down and listen to me.
Ve şu çitle uğraşmayı bırakıp beni bir dinlersen çok sevinirim.
And listen to me.
Beni dinle.
Harry, I need you to shut up and listen to me.
Harry, şimdi çeneni kapa da beni dinle.
And I've raised you so big now... And you start not to listen to me!
Gerçi hep öylesin!
And Hani here, she doesn't listen to me at all already. But don't you worry about a thing.
Başlarda, Oh Ha Ni beni dinlemiyor diye üzülüyordum ama endişelenmeyin.
Listen to me real good and I'll show you who I am.
Sana tam olarak kim olduğumu göstereceğim.
Listen to me and your lives will be spared.
Beni dinlemezseniz ölürsünüz.
But now, do I have to... get on if you say so and listen if you tell me you have something to say?
Ama şimdi sen dedin diye binmem söyleyecek bir şeyin varsa dinlemem mi gerekiyor?
Here... Enjoy your food, and please listen to me.
Yemeğinizi yerken bana kulak verin lütfen.
Listen, just wanted to stop by and tell you myself whatever this thing is you got going on I think my guys can handle it without me. You know what I mean?
Uğrayıp bizzat şu uğraştığın iş her neyse adamlarım bensiz halledebilir demek istedim.
Listen, when you've been a parent for 18 years, you come and talk to me, okay?
Dinle, ne zaman ki 18 yıllık bir ebeveyn olursun o zaman gel ve konuş, tamam mı?
Listen, you gotta let me just come and talk to you, honey, please.
Dinle, oraya gelip seninle konuşmama izin vermelisin tatlım, litfen.
Listen, Stoick, I was overhearing some of the men and, well, some of them are wondering what it is we're up to here. Not me, of course.
Dinle Zebella, bazı adamların konuştuğunu duydum, burada ne yaptığımızı merak ediyorlar, ama ben etmiyorum.
Listen, she's been bugging me to go, uh, home and everything.
Eve gidelim diye başımın etini yiyip duruyor.
But listen, you were... you were supposed to take me to lunch, and I'm eating pizza out of my bare hand.
Ama dinle. Beni öğle yemeğine çıkarman gerekiyordu. Ama ben şu an ellerimle pizza yiyorum.
And I'm here tying to help you out Tying to give you some good advice... you know... you just don't want to listen to me, do you?
Tavsiye vermek için sen de beni dinlemiyorsun
Now you're gonna listen to me because I am the producer and I am in charge or this film.
- Eh! Şimdi dinle beni Çünkü bn prodüktörüm ve bu benim filmim.
I'm on my way to Inglewood. Listen, jot down and remind me to give reynaldo... the bailiff over at san fernando, $ 200 for christmas, alright?
Unutturma da San Fernando'daki mübaşir Reynaldo'ya, yılbaşında 200 $ gönderelim.
Listen to me, Mr. Devore! I don't like your tone of voice, and I don't know how you got my number, but you can shove it up your ass, you understand?
Size bir şey yapacağına dair bir söz mü verdi?
You listen to me. You can't force it and you can't fake it.
Şiddet kullanma ve numara yapma.
I know another way outta here, and I'll show you if you would just listen to me for five seconds, OK?
Burdan başka bir çıkış yolu biliyorum. Ve eğer beni beş dakka dinlerseniz, size göstericem, tamam mı?
Look, an innocent civilian will be killed if you do not listen to me. Hey, Wonder Woman, you said your piece. Now sit back and shut up.
bak, beni dinlemessen masum insanlar ölecek söyleyeceğini söyledin şimdi kapa çeneni.
- Gordo, listen to me! - Anything you say... Anything you say can and will be used against you in a court of law.
- Söyleyeceğin herşey aleyhinde delil olarak kullanılabilir.
Listen, I've been having a think about your offer and and it struck me just as a bit silly really, to turn down the big gig.
Dinle, teklifin hakkında düşünüyordum da şu büyük konser olayını geri çevirmek büyük aptallıktı.
- Listen, I'm trained to talk to you for hours on end, and I'll go around and around in circles until you're so dizzy that you fall off of here, but my gut tells me that you're too smart for the standard bull, so why don't we just cut right to it and you tell me what's your problem?
Dinle, durmadan saatlerce seninle konuşmak için eğitildim buradan düşecek kadar sersemleyene dek daireler çizip duracağım fakat içimden bir ses bu saçmalık için fazla akıllı olduğunu söylüyor bu yüzden neden kısa kesip bana sorununun ne olduğunu anlatmıyorsun?
Listen, if anything happens and you need any... And I mean anything, you have to call me.
Bir şey olursa, herhangi bir şeye ihtiyacın olursa, ne olursa olsun beni ara hemen.
And, listen, you don't, um... You don't have to go with me.
Dinle, benimle birlikte gitmek zorunda değilsin.
- but not enough for you to listen to me and understand that I'm notsick.
Ama beni dinleyecek ve hasta olmadığımı anlayacak kadar değil.
Nothing and no one will ever make me listen to his orders.
Hiçbir şey ve hiçkimse onun emirlerini uygulatamaz bana!
And when I talk bless my tongue and the hearts of those who listen to me so that my words may be spoken to all igniting the flame of truth in them.
Ben konuşurken dilimi kutsasın. Bana kulak veren kalpler doğruluğun aleviyle yanıp tutuşsun.
some of these guys are going to be your future compañeros team hope they take it calm me I harán, listen, ellosjuegan hard drive and go to gamble nadi mañana estará pr0tegerte there for the night
Gelecek önemli çünkü Dinle.. elinden geleni yap
Listen, one day, you, me and every one of us are gonna have to stand before God and he's gonna do what good judges do.
Dinle, bir gün sen, ben ve her birimiz Tanrıyla yüzleşeceğiz ve o iyi bir hakimin yaptığını yapacak.
That doesn't sound right. Listen, Rajesh, Leonard and I have decided to see each other again, and you don't get to tell me who I can and can't have a relationship with.
Bak Rajesh, Leonard ile yeniden görüşme kararı aldık ve sen de bana kiminle ilişkim olup olamayacağını söyleyemezsin.
She won't listen to me and she won't listen to you.
Beni dinlemez, seni dinlemez.
Listen, Matan, we've always worked well together. So you be good to me, and I'll be good to you.
Dinle, Matan, beraber hep iyi çalışmışızdır bana iyi davranırsan ben de sana iyi davranırım.
Listen to me, this is Simon Ambrose, and I order you to shoot Xiang Ping!
Beni dinle, ben Simon Ambrose. Ve sana Xiang Ping'i öldürmeni emrediyorum.
And there's no reason for you to want to listen to me right now,
Beni dinlemek için de bir sebebin yok açıkçası...
Listen, I want you to return everything that you bought and meet me back at my hotel.
Dinle, aldığın her şeyi geri iade etmeni ve benimle otelde buluşmanı istiyorum.
I honestly thought something must be very wrong if you were kissing Blair Waldorf. And since you weren't talking to me, I thought you might listen to Serena.
Blair Waldorf'u öptüysen, bir şeyler gerçekten yanlış gitmiştir diye düşündüm, ve benimle konuşmadığından, belki Serena'yı dinlersin diye düşündüm.
You need to listen to me and prepare for what I'm about to say.
Beni dinlemelisin. Ve birazdan diyeceğim şeye hazırlıklı ol.
So, listen, uh, me and Jesse are about to start teaching your ma some spy craft 101.
Jesse ile ben de annene ajanlığa giriş dersi veriyorduk.
I said no and you don't listen to me.
... ama beni hiç dinlemiyorsun.
Take the inside where the string is and push it- - Push it. - No, listen to me.
- Dur, beni dinle.
Father : You be quiet and you listen to me.
Sessiz ol ve beni dinle.
I hate to make you grow up this fast, but I'm your father, and you have to listen to me.
Bu kadar hızlı büyümenizden nefret etsemde ben senin babanım ve beni dinlemek zorundasın.
All right, listen, I met somebody the other day who I think is, um, exceedingly special, and if you'd all indulge me, I'd really like to bring her up onstage to help kick off the first song.
Dinleyin. Geçen gün son derece özel olduğunu düşündüğüm biriyle tanıştım. Müsaade ederseniz ilk şarkıyı birlikte söylemek için sahneye davet etmek istiyorum.
Listen, Chance, if I thought you were about to get into something that was gonna get you, me, and Ilsa killed, you'd want me to tell you about it, right?
Dinle, Chance, eğer bu olayın senin, benim ve Ilsa'nın ölümüyle sonuçlanacağını biliyor olsam bunu sana söylememi isterdin, değil mi?
Okay, listen to me, Bradley is my brother and the only thing in the world that I love.
Tamam, Beni dinleyin. Bradley, benim kardeşim ve bu dünya üzerinde ki sevdiğim tek şey.
and listen 231
and listen to this 22
listen to me 9369
listen to me carefully 119
listen to me now 51
listen to me very carefully 119
listen to me for a second 21
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
and listen to this 22
listen to me 9369
listen to me carefully 119
listen to me now 51
listen to me very carefully 119
listen to me for a second 21
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
and later 123
and louis 16
and look 537
and last but not least 51
and lead us not into temptation 55
and look at this 104
and look at you 67
and let me guess 93
and look at me now 26
and later 123
and louis 16
and look 537
and last but not least 51
and lead us not into temptation 55
and look at this 104
and look at you 67
and let me guess 93
and look at me now 26
and lo and behold 35
and look at you now 29
and look what happened 61
and leave me alone 23
and look here 23
and last 50
and last week 36
and leave 42
and last night 99
and love 89
and look at you now 29
and look what happened 61
and leave me alone 23
and look here 23
and last 50
and last week 36
and leave 42
and last night 99
and love 89