And my friend tradutor Turco
7,279 parallel translation
I've been getting calls and e-mails, and my friend Michael was threatened.
Telefonlar, e-postalar alıyorum ve arkadaşım Michael tehdit edildi.
Yep, and my friend Jess is up there.
Yep ve arkadaşım jess orada.
You said you were a friend of my dad, you come into my house and you drink my fucking whiskey, and you're a dirty fucking Jew.
Babamın arkadaşı olduğunu söyledin. Evime geldin. Benim viskimi içtin.
My friend and I need to discuss some things.
Arkadaşımla bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor.
I hope with all my heart to come back safely and to live as your friend and assistant once again.
Tüm kalbimle diliyorum ki sağ salim geri dönebileyim ve tekrardan bir dostunuz ve yardımcınız olarak hayatıma devam edebileyim.
And also, my friend...!
Ve bu da, dostum...!
Oh, he's my best friend and a great dad, and he's an awesome trainer.
Benim en iyi arkadaşım ve harika bir baba ve inanılmaz bir eğitmen.
So my sister's friend, her parents in Vienna had sent her and her brothers to New York during the war.
Ablamın arkadaşının Viyana'daki ailesi, savaş sırasında, çocuklarını New York'a göndermiş.
She is my friend and confidant too.
Aynı zamanda arkadaşım ve sırdaşım.
But I am completely certain that my friend Pablo Emilio Escobar Gaviria is going to continue our social and political ideas, because Pablo is the voice of the people.
Ama eminim dostum Pablo Emilio Escobar Gaviria sosyal ve siyasal düşüncülerimizi gerçekleştirecektir. Çünkü o halkın sesi!
I'm gonna go after my friend and when we get back, you should not be here.
Arkadaşımın arkasından gideceğim ve geri döndüğümde burada olmasan iyi edersin.
Jack, if you asked me that when we first started, you know, I would have said success but, all I want is Penelope, and my best friend back.
Jack, ilk başladığımız zaman bunu sorsaydın başarı derdim fakat, işte... tüm geri istediğim Penelope,
Oh, Anouk, you're my dearest friend, but when you're in my office, you're my patient, and I need to ask you certain questions.
Anouk, sen benim canım arkadaşımsın eğer ofisime geldiysen, eğer hastamsan sana bazı sorular sormam gerekiyor.
And you, my friend... are a weasel.
Sen arkadaşım... bir sinsisin.
I know you'd rather see my cousin, she's cuter than my friend here, but he's come for a few days and I just can't shake him off.
Küzenimi görmeyi tercih ettiğini biliyorum, o arkadaşımdan daha tatlı, ama birkaç günlüğüne geldi ve ondan yakamı sıyıramadım.
I want to apologize because you were my friend, and what I did was despicable.
Özür dilemeliyim, çünkü sen benim arkadaşımdın ve yaptığım şey adilikti.
My ex-wife and my best friend together, what's this?
Eski karım ve en iyi arkadaşım birlikte, nedir bu?
When things start to get ugly, really ugly, I'm going to lie in my bed, take some pills a doctor friend of mine gets for me, and...
İşler çirkinleşmeye başladığında, gerçekten çirkin olduğunda yatağıma yatacağım, bir doktor arkadaşımdan aldığım birkaç hapı yutacağım.
And he was a journalism student at city college... and we met at a bar in the Village and I was with my friend, Roz... and he was with his friend, Peter, and they ordered drinks... and then sat down at our table with us and we just talked and talked and talked.
Şehir üniversitesinde gazetecilik öğrencisiydi Village'daki bir barda tanıştık ve arkadaşım Roz ile birlikteydim o da arkadaşı Peter ile birlikteydi ve içki söylediler sonra masamıza oturdular ve sadece konuştuk, muhabbet ettik.
Plus my friend Sasha's in town from L.A... and she's gonna sage the apartment.
Ayrıca Los Angeles'tan arkadaşım Sasha'da burada ve apartmanımı kutsayacak. Bilemiyorum işte, çana falan vuracak.
- It's like somebody... stole my friend and replaced her with a wild animal... who stays up all night... and sleeps all day and wears too much makeup... and runs around with other wild animals.
- Sanki birisi arkadaşımı çaldı ve yerine yabani bir hayvan bıraktı. Tün gece ayakta, gündüzleri uyuyor ve çok fazla makyaj yapıyor ve diğer yabani hayvanların yanına gidiyor.
My friend needed it and we are fucked.
Arkadaşım geri aldı ve boku yedik.
So, my friend has this League of Legends team, and they're playing a tournament in Houston on Saturday.
League of Legends takımı olan arkadaşım cumartesi Houston'da turnuvada oynayacak.
And what is it that I really am in your eyes, my friend?
Senin açından gerçekte neyim dostum?
First, kiss me good morning like my true friend and calm yourself.
Öncelikle aziz dostuma yakır şekilde bir günaydın öpücüğü ver ve sakin ol.
And you are my true friend.
Siz de benim gerçek dostumsunuz.
And I want you to be happy because you're my friend.
Ayrıca arkadaşımsın, mutlu olmanı istiyorum.
I'm writing an electronic opera about Brittany Murphy, and I do the chandelier design for my friend's drag puppet show.
Brittany Murphy hakkında elektronik bir opera yazıyorum. Ve arkadaşımın zenne kukla programı için avize tasarımı yapıyorum.
Andy's my friend, and I want to do a good job, and there's this girl I really like, and she lives in Chicago, and she's still dating someone,
Andy benim arkadaşım. İyi bir işi olsun isterim. Bir de hoşlandığım bir hatun var.
I have my clogs, my favorite jacket, and my best friend.
Takunyalarım var, en sevdiğim ceketim ve en iyi arkadaşım var.
Yeah, but she's my friend and she likes you so, sorry.
- Evet, ama o benim arkadaşım ve senden hoşlanıyor, o yüzden üzgünüm.
I came to see a friend in need and to offer my help.
Zor durumdaki bir arkadaşla görüşüp yardım önermeye geldim.
Then I got a call from a lady friend who wanted come over to my place for... I mean, you know. And how long has this relationship been going on?
Daha sonra bir bayan arkadaşım beni aradı bana gelmek istiyordu, şey için-
My friend and me have your car.
Arabanız bizde.
And she's not just my daughter, she is my best friend,
O benim sadece kızım değildi ayrıca en yakın arkadaşımdı.
Well, Jon is her husband's best friend, and Megan is a drama queen and super judgy, just like my mom, so I hope you're ready for that.
Jon, kocasının en yakın arkadaşı. Megan da olay haline getirmeye bayılır ve çok yargılayıcıdır. Tıpkı annem gibi, o yüzden umarım buna hazırsındır.
And this is my dear friend Tasha.
Bu da yakın arkadaşım Tasha.
Yeah, I have work tomorrow and I don't know where my friend is... who was supposed to meet me here, so...
Yarın işe gideceğim ve arkadaşımın nerede olduğunu da bilmiyorum.
And if this is to be my last dawn of freedom, I'm glad you were here by my side, my friend.
Ve eğer bu benim özgürlük içindeki son şafağımsa, benim yanımda olduğun için mutluyum,
No, I came here to see my friend Marnie, my other friend Jessa, and for a date that I'm on with a man named Fran.
Hayır, buraya arkadaşım Marnie'yi, diğer arkadaşım Jessa'yı görmeye geldim ve Fran ile de şu an bir randevudayız.
And my old friend, Frank Edwards.
- Ve eski arkadaşım Frank Edwards.
We're dinosaurs, my friend. And a big fat comet is headed for our sweet slice of earth.
Biz dinozoruz burada arkadaşım ve şu anda bu güzelim dünyamıza kocaman bir gök taşı yaklaşmakta.
Ladies and gentlemen, I give you my friend... and the reason I have this job, Dan Rather.
Bayanlar baylar, size dostum ve bu işi almamın nedeni olan kişiyi sunuyorum. Dan Rather.
You're a good friend, and you changed my life.
İyi bir arkadaşsın ve hayatımı değiştirdin.
- My friend Leesha works at the town hall, and she says we could get a housing grant, if we converted the other room.
- Arkadaşım Leesha belediyede çalışıyor. Diğer odayı değiştirirsek konut bağışı alabileceğimizi söyledi.
We got sperm from my friend at work who's gay and who died,
İş yerinde vefat eden bir gey arkadaşımın spermini aldık.
And my little friend here wants to tell you all about it.
Buradaki küçük dostum bu konu hakkındaki her şeyi anlatmak istiyor.
I tried to be friends with her on Facebook, just to say hello, and she won't even take my friend request.
Facebook'tan arkadaş olalım istedim, selam edeyim dedim arkadaşlık isteğimi bile kabul etmedi.
Yeah. And so I'm thinking, what if... What if Scott's my best friend now you know, but he's not my best friend for life?
Evet.Ve ayrıca Scott'un, bütün hayatımda aynı şuanki gibi en yakın arkadaşım olup olmaycağını düşünmeye başladım.
My friend's having a heart attack. We're in an alley southeast of LaSalle and Shermer.
Lasalle ile Shermer sokağının güneybatısındaki ara sokaktayız.
What sort of man are you that you think it's appropriate to come to my dear friend's viewing and insult me and my girl?
Sen nasıl bir insan ki sevgili arkadaşımın ölümünün ardından ailesini ziyaretimde gelip beni ve sevgilimi aşağılıyorsun?
and my friends 35
and my sister 48
and my ex 21
and my daughter 48
and my husband 46
and my best friend 18
and my mother 97
and my brother 55
and my family 54
and my 108
and my sister 48
and my ex 21
and my daughter 48
and my husband 46
and my best friend 18
and my mother 97
and my brother 55
and my family 54
and my 108
and my personal favorite 20
and my wife 60
and my son 78
and my mom 49
and my dad 65
and my brother lives with them 20
and my father 65
and myself 59
and my life 17
my friend 4890
and my wife 60
and my son 78
and my mom 49
and my dad 65
and my brother lives with them 20
and my father 65
and myself 59
and my life 17
my friend 4890
my friends 1167
my friends are here 20
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24
my friends are here 20
friends 2160
friend 1938
friendly 281
friendship 155
friends with benefits 24
friends forever 21
friends and family 37
friendly fire 24