And poof tradutor Turco
268 parallel translation
Its effect is like heart disease - a systolic cramp and poof!
Belirtisi kalp rahatsızlığı gibidir - sistolik bir kramp ve patlama!
I could just ask one little question, just one little old question, and poof.
Ufacık bir soru sorabilirim, ufacık eski bir soru, ve puf.
Just one clout on the old cervical vertebra, Tommy, and poof.
Ense köküne yalnızca bir darbe, Tommy, ve puf.
A little too much air, and poof. No balloon.
Fazla hava veriyoruz ve... balon yok oluyor.
Gringo, ole, ole, and poof!
Gringo, yaşa, yaşa ve poof!
You just snap your fingers, and poof! He appears.
Parmağını şıklattığında ortaya çıkacak mı?
Your just close your eyes and poof, another day gone forever.
Sen gözlerini kapa ve "puf", bir gün daha sonsuza dek kayboldu.
I saw you, I walked past you into the house and poof! My memory came back.
İnanmamıştım ama yanından geçtim ve hafızam geri geldi.
And poof!
Ve..... puf!
So, you fall in love with her, she falls in love with you and poof!
Yani, siz ona aşık olursunuz, o da size aşık olur...
It's amazing, it can pump 1,800 gallons of blood each and every day but just a tiny tear in the tiniest artery, and poof you're gone.
İnsan kalbi inanılmaz. Her gün 6750 litre kan pompalıyor ama incecik bir damarda incecik bir yırtık oluşuyor ve yoksun.
Wave my hand, and poof.
Elimi sallarım ve puf...
I was just walking by, and I saw one of your fliers, and poof, there she was.
Geçerken, astığınız ilanları gördüm, Ve puff, ordaydı.
All you do is open up the jar fling the contents onto the wall, and poof!
Tek yapmanız gereken, açıp, içindekini duvara atmak ve tatam!
How do we know they can'tjust wiggle their noses and poof us into an oblivion?
Sadece burunlarını oynatarak farkettirmeden bizleri yok edemeyeceklerini nasıl bilebiliriz?
He wanted to see you, so he made some calls... ... and he waved his magic wand and poof!
Seni görmek istedi, birkaç telefon etti sonra sihirli değneğini salladı ve puf!
We slay this demon and poof!
Bu iblisi öldürmeliyiz!
- A year to live and poof... it's gone.
- 1 yıllık ömür ve puff... gitti.
You speak out against El Jefe, and poof, you disappear.
Reis'e karşı serbestçe konuşursan, ansızın ortadan kaybolursun.
And now you must blow. Poof!
Ve şimdi, üflemelisiniz.
- Well poof... and five men!
- Çok pooff... ve beş adam!
But later I multiply the explosion by a thousand and the King of Spain, poof!
Binlerce parça halinde patlar Veee İspanya Kralı.. pufff!
So before the streets start emptying in chelsea tonight Let's go straight over to our popular prejudiced panel game And invite you once again to "shoot the poof"!
Chelsea'de caddeler boşalmadan önce meşhur önyargılı panel oyununa geçelim ve sizleri bir kez daha İbneyi Vurun'a davet edelim.
You'd be so very careful, and all of a sudden, poof!
Çok dikkatli olurdun, ve sonra birdenbire, pof!
People don't see the departmental circulars about consuls called home and whose careers have gone " poof because they were loose about things.
İnsanlar devlet dairelerinde neler olduğunu da bilmiyorlar bir anda kariyerleri yok oluyor çünkü buralarda evrakları kayboluyor.
And poof!
İşte böyle ve puf!
I mean, one minute, you're in perfect health, and then the next minute, poof! Al's dead.
Yani, bir dakika önce sağlığı yerinde iken,....... bir dakika sonra Al, ölebilir!
And then poof, no more simon stagg.
Sonra bir baktık... Simon Stagg falan kalmamış ortada.
And the gas tanks. Poof! Were they okay?
Gaz deposu iyi miydi?
And when you wake up, poof, your problems are gone.
Uyandığında da, tüm problemlerin gitmiş oluyor.
You can't go all your life with powers and then poof, they just disappear.
Tüm hayatın boyunca o güçlerle yaşarken birden bire yok olmalarıyla yaşayamazsın.
You close your fist around the same firecracker and set it off poof your wife's gonna be opening your ketchup bottles the rest of your life.
Ancak maytap, avucunuzun içinde patlarsa eliniz, patlamış bir ketçap şişesine benzer.
Poof, Grace changes the rules, and they're not stuck at the hip anymore.
Grace kuralları değiştirince kalçaya yapışmıyorlar.
- Poof! And all the spics are in Mexico.
Poof... ve tüm Latinler Meksika'ya gitmiş
And working up a load of sexual tension and prancing away like a magnificent poof is truly thanks enough. "
Ayrıca cinsel gerilimi yükseltmek ve ihtişamlı bir nonoş gibi kasıla kasıla yürümek beni heyecanlandırıyor. Gerçekten teşekkür yeter. "
I see a girl standing in a window, and then "poof!" She's gone.
Sonra camda bir kız gördüm. Aniden ortadan kayboldu.
She thinks of something, and, poof, it appears.
Bir şey düşünüyor, ve puf, ortaya çıkıyor.
I mean, just gone on your gut, really throwing your dick out there on the chopping block. And then someone simply hands you an envelope, and - poof! - it all goes up in smoke.
Yani cesaretini toplayıp kendini ateşe atarsın sonra birden biri sana bir zarf uzatır ve püf, her şey uçup gider.
You let a bird into your life, the next thing you know the walls are all poof pink.There's potpourri all over the bog and knickers in your cornflakes.
Hayatında bir kadına yer ver bildiğin bir sonraki şey şu duvarlar tamamen pembe. Her yerde seçmeler var ve cipsin içinde kadın külotu.
When winter came and the nights grew longer, the entire town vanished every post, every nail- - poof- - into thin air, never to be seen again.
Kış geldiğinde ve geceler uzadığında, tüm kasaba yok olmuş, tüm direkler, çiviler- - yok oluvermiş ve bir daha hiç kimse görmemiş.
There was sparks flying... and all sorts of weird noises. Then there was this poof.
Kıvılcımlar ve bir sürü tuhaf sesler vardı.
Poof. And a green flash, and then bang, he was there.
Ve sonra puuuf!
And so you turned around and, poof, the body just disappears?
ve bir daha baktığınızda ceset puf diye yok olmuştu?
I didn't say "poof", I believe I said "bam." And bam, the body's gone.
Ben "puf" demedim. Ben "bam" demiştim Bam diye ceset yok oldu.
Here's what I don't get, all right, is... you met this chick... and you got freaky-deaky with her... and then, poof!
İşte benim anlamadığım şey şu sen bu kızla tanıştın ve onunla sıkı-fıkı oldun ve sonra, puf! Ortadan kayboldu.
Try it, and you will be losing pounds! Poof, boom, voila'!
Deneyin ve kilo vermeye başlayın!
No, step one is poof, and then there are no more steps.
Hayır, ilk adım toz etmek, sonra başka adım falan kalmıyor.
But there was this thing on my sweater, and then it just blew away, or went poof.
Ama kazağımın üzerinde bir şey vardı, sonra patladı, yani daha çok birdenbire yok oldu.
" And you're also a world-class poof
" Ve aynı zamanda birinci sınıf bir i.nesin
I heard this noise from Adebisi's pod... and he had these white curtains hanging up in the room, and, poof... it just went red with blood everywhere, splattered.
Adebisi'nin hücresinden gelen sesleri duydum... ve odasında asılı beyaz perdeleri vardı ve bam... birden her tarafına kıpkırmızı kan sıçradı.
EATS A CARROT STICK AND THEN, POOF-SHE GORGEOUS.
Havuç kemirirken muhteşem olduğunu farkediyor,
poof 261
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
and pretty soon 60
and presto 26
and pretty 30
and patience 16
and power 20
and pull 17
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
and pretty soon 60
and presto 26
and pretty 30
and patience 16
and power 20
and pull 17
and push 26
and please 191
and plus 134
and pregnant 19
and people 33
and perhaps 37
and peter 29
and post 18
and pain 20
and paige 21
and please 191
and plus 134
and pregnant 19
and people 33
and perhaps 37
and peter 29
and post 18
and pain 20
and paige 21