And then one night tradutor Turco
368 parallel translation
And then one night, you get to thinking how you could crook the house yourself. And do it smart. Because you've got that wheel right under your hands.
Ve bir gün dolandırmak senin aklına gelir ve zekice yaparsın, çünkü rulet tahtası ellerinin altındadır.
And then one night out of nowhere she walks into your life, and everything flaps over inside.
Sonra bir gece nereden geldiğini bilmeden hayatının içine giriverir ve her şey tersine döner.
And then one night she came home, Christmas Eve it was, too and I thought she'd had an accident!
Ve bir gün Noel Arifesinde eve öyle bir hâlde geldi ki bir kaza geçirdiğini sandım!
And then one night they caught me.
- Sonra beni bir gece yakaladılar.
And then one night, I'd be in some club.
Sonra bir gece, bir klüpte...
Where you can buy cherryade and melted ice cream And bleedin watney's red barrel And then one night
Limonata, erimiş dondurma ve lanet olası Watneys Red Barrel birası alırsınız.
And then one night he took a gun, shot his two children, then killed himself.
Bir gece eline bir silah alıp önce iki çocuğunu, sonra da kendini öldürdü.
This town sits around for 100 years and nothing happens... and then one night, the whole place falls apart.
- Bütün mahalle uyandı. Bu kasabada 100 yıldır hiçbir şey olmadı. Bir gece her şey birbirine girdi.
And then one night,
Sonra bir gece,
And then one night at the country club, possibly during little Mei-Ling's coming-out party Dorothy's having the time of her life when she goes to the powder room and she overhears the towel lady telling Mrs. Steinbeck that Dorothy's husband, Dr. Elliot Clayton, has bonged every female member of the country club.
Ve sonra bir gece, şehir kulübünde belki de küçük Mei-Ling'i sosyeteye tanıtma partisi sırasında Dorothy eğlenceli vakit geçirirken bir ara bayanlar tuvaletine gittiğinde peçeteci kadının Bayan Steinbeck'e Dorothy'nin kocası Doktor Elliot Clayton'ın şehir kulübündeki her kadın üyeyle iş pişirdiğini söylediğini duyacak.
And then one night, I...
Ve sonra bir gece...
The man lives through two tours in nam... And then one night he just drops dead.
İki savaşta da sağ kalmış bir adam... bir gecede ölüveriyor.
And then one night -
Ve sonra bir gece.
- And then you, uh... - Refrain from taking them one night.
Bir gece içmemen.
One night when I found that she'd come back quietly from London, I thought that Ravell was with her, and I knew then I couldn't stand this life of fiilth and deceit any longer.
Bir gece, Londra'dan gizlice dönmüş olduğunu öğrenince Favell'le burada olduklarını anladım ve artık bu pislik ve yalan dolu yaşama daha fazla dayanamayacağımı da anladım.
Your daughter goes off one night to the country house and then you find her in the police station.
Kızın bir gün sayfiye evine gidiyor sonra onu karakolda buluyorsun.
Last night of all, when yon same star that's westward from the pole had made his course into that part of heaven where now it burns, Marcellus and myself, the bell then beating one... Peace!
Daha dün gece, şu karşıki yıldız, kutbun batısında şimdi ışıldadığı yere geldiği sıra Marcellus ve ben, saat biri vururken- -
And then, one night, Margo Channing came to play in Remembrance, and I went to see it.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi.. .. ben de izlemeye gittim.
And then, one-night stands clear across country by bus.
Sonra bütün ülkeyi otobüsle dolaşıp yaptığımız tek gecelik gösterileri.
Then one night it burns up, and everybody in it.
Sonra bir gece ev içindeki herkesle beraber yanıverir.
Then one night, you look down and there it is, shining in your hands.
Bir gece, bakarsınız ki orada, avucunuzun içinde parıldamaktadır.
And then, one night, I gave her a week's notice.
Sonra bir gece onu işten çıkaracağımı söyledim.
Then, one night out of sight and sound of the rest of the house our efforts were rewarded.
Sonra, bir gece... evin diğer sakinlerinin ruhu bile duymadan... çabalarımızın meyvesini aldık.
Then I was granted one day and one night on Earth and I meet you!
Bana dünyada bir gün ve bir gece bahşedildi ve seninle karşılaştım!
Well, he said that Marion was there for one night and then she left.
Marion'un bir gece orada kaldığını sonra gittiğini söylemiş.
And then suddenly one night, a little girl gets bored and tells a lie. And there, for the first time, you see it and you say to yourself, "Did she see it? Did she sense it?"
Sonra bir gün küçük bir kız sıkılıp bir yalan söylüyor ve sen bunun farkına varıyorsun kendi kendine kabul ediyorsun, " Bunu gördü mü?
Then one day one night, something happens and snap!
Sonra bir gün bir gece, bir şey olur ve kopar!
Suppose I leave one man alone, I don't arrest him, don't bother him, but let him suspect that I know everything and am watching him day and night, then he will break, and will come himself.
Düşünün ki bir insanı rahat bırakıyorum, tutuklamıyorum, rahatsız etmiyorum ancak her şeyi bildiğimden haberi olmasını sağlıyorum... Gece gündüz gözetleye gözetleye sonunda dayanamıyor ve kendiliğinden gelip teslim oluyor.
Few people walked by, and then no one at all... and night fell.
Bir kaç kişi yürüyordu sonra kimse kalmadı ve gece oldu.
Your parents came one night and left you here, then your mother started crying and ran out.
Bu işler böyledir. Bir gece anne-baban geldiler ve seni buraya bıraktılar, daha sonra annen ağlamaya başladı ve kendini dışarıya attı.
Then, one night, we were talking about how we hated the life, and how we had never done much of anything ourselves.
Sonra, bir gece, hayattan ne kadar nefret ettiğimizi ve harcanıp gittiğimizi konuşuyorduk.
We were riding one night and we heard this roar and then an explosion.
Bir gece ata biniyorduk ve o gürültüyle arkasından patlamayı duyduk.
I don't want you to get in the habit because first you stay one night, then two nights, and then you're living here.
Ben alışkanlığa dönüşmesini istemiyorum. Çünkü hep öyle olur. Önce bir akşam kalırsın, sonra iki akşam.
And then I remember one incredibly dark night... being at an oasis, and there were palm trees moving in the wind... and I could hear Kozan singing far away in that beautiful bass voice.
Hatırlıyorum da inanılmaz karanlık bir gecede... bir vahada kalıyorduk ve palmiye ağaçları rüzgârdan sallanıyorlardı ve uzaklardan Kozan'ın güzel bas sesini işitebiliyordum.
Then one night, he came and said to me,
Sonra bir gece geldi ve bana dedi ki,
Then one night that dog turned and chewed my friend's jugular out.
Sonra bir gece o köpek kendinden geçti ve arkadaşımın boğazını parçaladı.
- I don't have time for this. - Then one night... he sneaks into the barn and gets his chicken... but the barn catches fire.
- Sonra bir gece kümese girip tavuğu çalmış ama kümes alev almış.
By going to the theatre one night, many years ago, and then going out to supper afterwards while my apartment was being robbed by a cat burglar.
Yıllar önce, bir akşam tiyatroya gidip, ardından dairem soyulurken, dışarıda akşam yemeği yemek suretiyle...
Look, I'll meet you in the lab in one hour. And then we'll see if we pulled in any Videodrome last night... and I'll tell you what's going on. Okay?
Bir saat sonra laboratuvarda görüşelim, tamam mı?
It's just that I called his house last night and then again this morning and no one answered, so being a hysterical person, I started to worry.
Dün akşam ve bu sabah evini aradım da açan olmadı. Panik biri olarak merak etmeye başladım.
Then one night, the place got robbed and O'Connell, he got all mad at us for no reason.
Sonra bir gece soyuldu ve O'Connell yok yere bize öfkelendi.
You go home at night, you've slept with a guy once and you know neither one of you cares, then nobody's satisfied.
O gece eve gidip o adamla bir kereliğine yatıyorsun ikinizin de umurunda olmadığını biliyorsun hiç kimse tatmin olmuyor.
But then, one winter's night an old beggar woman came to the castle and offered him a single rose in return for shelter from the bitter cold.
Ama sonra, bir kış gecesi şatoya, yaşlı bir dilenci kadın gelmiş prense bir tek gül verip karşılığında soğuktan korunacak bir yer istemiş.
And then, one night, there was also a turkey... that my mother had won at the movie theater.
Başka bir gece, bir de hindi vardı annem onu sinemada kazanmıştı.
"Ww, one night I ate too much tofu and then went jogging..." - "Yeah great, hum, anyway..."
- "Bir gece ben çok fazla Tofu yedim ve sonra yürüyüşe çıktım." - "Evet harika, hım, her neyse.."
Oh, and then after an incredible night go back to your high school sweetheart tell him he's the only one and plan the wedding.
Ve inanılmaz bir gecenin ardından lisedeki sevgiline dönüp hayatının aşkı olduğunu söylersin ve düğün planlarına başlarsın.
Then one night when I was 16, we were at the cannes film festival, of all places. I looked up and said to him,
Ve bir gece, 16 yaşımdayken Cannes Film Festivali'ndeyken ona bakıp şöyle dedim ;
But then the guilt started getting to me, and one February night, I gave in.
Ama sonra suçlu hissetmeye başladım ve bir şubat gecesi, teslim oldum.
Then one night, I was dragged from my bed and beaten.
Sonra bir gece yatağımdan sürüklenip dövüldüm.
We'd come out here late at night when there was no one else on the lake and then he'd be over there on the shore and he'd yell, "Quit playing with your dinghy!"
Gece geç vakit gölde kimse yokken buraya gelirdik. Sonra o kıyıya çıkar ve bağırırdı... "Küçük kayığınla oynamayı bırak!"
all the night long. And then all the nights to come. Between one embrace and the next.
Bütün bir gece boyunca ve ardından gelen bütün geceler boyunca bir kucaklaşmayla diğeri arasında aşkın iniltileri arasında sana tüm insanlığın bitmeyen öyküsünü anlatacağım.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113