And you took it tradutor Turco
1,834 parallel translation
But I hit you with everything I had and you took it.
Tüm gücümle sana vurdum ve bir şey demedin.
And you took it off or did she?
Peki onu sen mi çıkardın, o mu?
And you took it so personally.
Sen de olayı fazla kişisel algıladın.
But then you showed up and you took it back.
Ama sonra gelip geri aldınız. Neden?
I sent out some résumés, took some meetings that my dad set up, and then, you know, the whole disaster happened, and I had to move back in with my parents, and, you know, at first it was hard for me to even leave my own room, and before I knew it, eight months had just flown on by.
Bazı yerlere özgeçmişimi gönderdim babamın ayarladığı bazı iş görüşmelerine gittim ve o felaket yaşandığında ailemin yanına geri taşınmak zorunda kaldım başlarda zor oldu odamdan ayrılmak bile koymuştu ama göz açıp kapayıncaya kadar sekiz ay geçti gitti bile.
Each personality took a piece of this nightmare and locked it away from you for your own protection.
Her bir kişilik bu kabustan bir parça alıp kendi içine atıp senden saklamış. Kendini korumak için.
You know, you should actually appreciate the fact that I took a job and followed through with it.
Aslında aldığım işi sonuna kadar götürmemi takdir etmen lazım.
Well, les took me shopping at neiman Marcus, and he bought me a dress for the memorial, and I was wondering if you would take a look at it to see if you think Kimber would approve.
Les, törende giymem için beni, Neiman Marcus'a getirdi ve bana bu elbiseyi aldı. Kimber sence bunu beğenir miydi diye getirip, sana da göstermek istedim.
And I know you took every precaution, but it still happened.
Ve tüm tedbirleri aldığını biliyorum, ama yine de oldu.
I was wrong to treat you that way, and I'm sorry that I took it out on you.
Sana o şekilde davranmam yanlıştı ayrıca olanların senin suçun olduğunu söylediğim için özür dilerim.
"it took Tyler's faith and his letters " to convince me to believe in You.
Sana inanmamı sağlayan şey Tyler'ın inancı ve onun mektupları oldu.
Certainly someone like Dylan took a lot of inspiration, as a wordsmith, from stuff that Allen and William were doing, in the way they were approaching language and what they were writing... you know, a very sort of modern approach to just language... and using it to uncover a different truth.
Kesinlikle Dylan gibi biri epey esinlenmiştir, bir söz üstadı olarak, Allen ve William'ın yaptığı şeylerdi. Onun yazarken dile yaklaşım şekli ve yazdıkları. Dile bir nevi modern tip yaklaşımı, ve bunu değişik hakikatler bulmak için kullanılıyor.
And i told you i don't got it. So, you can keep what you took last week.
Peki, geçen hafta teslim aldığın şey sende kalabilir.
That's 1 00 years with no escape from your grief no escape from knowing I took what you love most and you will never get it back.
Ama o yüz yıl boyunca acından kaçamayacaksın. En sevdiğin varlığı öldürdüğüm ve onu bir daha geri döndüremeyeceğin fikrinden.
And you took your parent's permission.. .. before committing suicide, isn't it?
Ama sen intihar etmek için ailenden izin aldın, öyle değil mi?
And by the way, I erased those pictures you took of me, so now we're going to see how you like it.
Ve bu arada o çektiğin fotoğrafları da sildim. Bakalım şimdi ne diyeceksin.
You know what? Arlo took something of mine, and I want it back.
Arlo benden birşey aldı ve o şeyi geri istiyorum.
Then all it took was a touch and you were mine.
Sonra dokunmam yetti ve şimdi elimdesiniz.
... so I took the information that you gave me, and it looks as though the projectiles first impacted next to the juncture between the frontal and parietal bones.
Bana verdiğin bilgiyi aldım ve öyle görülüyor ki mermiler. ilk olarak perimental birleşme yerinde etkilendiler.
And I always assumed that this girl Cate... you know, like, took care of it.
Ve her zaman zannediyordum ki bu kız, Cate, yani, halletmiştir olayı.
You just took it, and your face was so red, and your shirt was coming out of your pants, but you didn't even cry, kept your dignity.
Öylece durdun, suratın kıpkırmızıydı, gömleğin pantolonundan fırlamıştı ama ağlamadın bile. Asaletini korumuştun.
And then they took you away from me, and everybody starts running around, and they're doing whatever it is that they're doing, and they made me go outside, and I yelled at them.
Sonra seni aldılar, herkes koşuşturmaya başladı ve yapmaları gerekenleri yaparlarken beni dışarı çıkardılar ben de onlara bağırdım.
That was our fishing story, except it was you who was flopping around on the floor with a hook in your mouth, and I was thone who took it out, and there was no fish because the whole thing happened at a sporting goods store.
Anlattığın bizim balık hikayemiz, ama ağzında kancayla bir o yandan bir o yana zıplayan sendin ve, kancayı çıkaran bendim ve ortada balık falan yoktu çünkü tüm bunlar bir spor ürünleri mağazasında olmuştu. - Ve Mossad'da olan benim karımdı.
I know what you meant, but I took your idea and I made it better.
Ne demek istediğini anladım o fikri aldım ve daha iyi bir fikre dönüştürdüm.
The founding families burned her, took her things and you were hoping that Dad's journal would tell you where it is.
Kurucu aileler onu yakınca, eşyalarını da aldılar ve sen de babamızın günlüğünün, yerini söyleyeceğini düşünüyorsun.
Well, big problem, Matt because you took the next step all by yourself and you played the whole thing out in your head and decided to bail before even giving it a shot.
Büyük bir sorun var Matt çünkü sen bir sonraki aşamaya zaten geçtin ve bütün bunları kendi kafanda oynadın ve daha denemeden bitirmeyi seçtin.
Did you tell him how dad covered it all up by paying the family for years, and when he died, mom took over?
Babamın aileye senelerce para ödeyip olayı kapattığını sonrada annemin bunu üstlendiğini de söylediniz mi?
Remember what it was like before Anna took off and stuck you with the kid?
Anna kaçıp seni çocukla bırakmadan önce nasıldı hatırlıyor musun?
Remember what it was like... before Anna took off and stuck you with the kid?
Anna kaçıp seni çocukla bırakmadan önce nasıldı, hatırlıyor musun?
You gave me your word, and I took it.
Bana söz verdin ve ben de inandım.
Look, I'm anxious about me and Zack and what it all means and I took that out on you and Nick.
Zack'le olan durumumuz beni biraz strese soktu ve bu yüzden öfkemi senden ve Nick'den çıkardım.
Would it be OK if we didn't talk about this and you just took me upstairs and held me for a little?
Ama hiç geçmedi. Bunu hiç konuşmamış olsak ve sen beni yukarı çıkarıp bir süre tutsan olur mu?
And doing it because... Because he took me away from you.
Ve bunu yapıyorum çünkü çünkü beni senden aldı.
We were all having a really horrible week and you took our minds off it. Yeah.
Hepimiz kötü bir hafta geçiriyorduk ve sen bizim kafamızı dağıtmamızı sağladın.
Oh, and sorry it took me so long to tell you that and it was only in your imagination.
Bunu anlatmam bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm. Ve sadece hayalinde olduğu için de.
You know, they offered me a buyout, and I took it.
Bana bir ayrılma teklifi sundular, ben de kabul ettim.
No-one took me seriously and it's about time you all started.
Ben bu hapları değil, senin sihrini istiyorum, Doktor Frayn.
No-one took me seriously and it's about time you all started.
Kimse beni ciddiye almıyor ama artık almanızın zamanı geldi.
And that's all it took for you to fly down here and blow up an army base- - a phone call from her?
Yani buraya kadar uçup, askeri bir üssü havaya uçurman bu yüzden miydi? Ondan gelen bir telefon mu yani?
The court would advise you to make it quick. The court had a dicey-looking breakfast burrito and just took an Imodium.
Mahkeme kahvaltıda şüpheli görünümlü bir Burrito yiyip sadece bir Imodium aldığı için olabildiğince çabuk olmasını önerir.
Don't you find it strange that he took your car, and he left a truck with a corpse in it?
Arabanızı alıp, içinde bir cesetle kamyonetini bırakmasını garip bulmuyor musunuz?
And when you left... he took it very badly.
Ve gittiğin zaman bunu çok kötü karşıladı.
It took me three years to pluck up the courage to speak to you, and I was so scared of the way I felt, you know, loving a girl, that I learned how to become a sarcastic bitch just to make it feel normal.
Seninle konuşmak için gereken cesareti toplamam üç yıl sürdü böyle hissettiğim için çok korktum, bilirsin bir kızı sevmek bana normal hissetmek için nasıl alaycı bir kaltak olabileceğimi öğretti.
You took something from us, and we want it back.
Bizden bir şey aldın ve onu geri istiyoruz.
I'm drawing the line. I wrote a script that really meant a lot to me, and you guys took it and turned it into something cheap and ridiculous.
Benim için çok değerli bir senaryoyu alıp, onu değersiz ve gülünç bir şeye çevirdiniz.
Now, about this zolpidem that Heather and Bianca took. - You took it too?
- Peki Heather ve Bianca'nın aldığı şu Zolpidem, siz de aldınız mı?
Remember when you were locked out of the locker room in your underwear, and the boys took pictures and they put it all over school?
İç çamaşırlarınla malzeme odasında kilitlendiğini hatırlıyor musun? Çocuklarda onun fotoğrafını çekmiş ve okulun her tarafında dağıtmışlardı.
It took a long time to make her happy, and she's finally happy. And if you mess with that, I will turn on you.
Christina'yı mutlu etmen çok zamanını aldı ve sonunda bunu başardın ve bunu berbat edersen karşında beni bulursun takım olmak budur işte
But what would happen if you took a planet just like the Earth and moved it a little closer to the sun?
Fakat Dünya gibi bir gezegeni alıp Güneş'e biraz yaklaştırdığınızda ne olur?
First, you monkeyed with my gcms, And when that didn't work, you took it to the next level.
Önce benim GSMS'imi bozdun ve bu işe yaramadığında bir sonraki seviyeye çıktın.
And I can't seem to find those blueprints you gave me... Which is why it's a damn good thing I took pictures on my phone and printed'em out.
Bana verdiğiniz planları da bulamıyorum Allah'tan telefonumla fotolarını çekmişim çıktısını alabildim.
and you 7643
and you know it 1023
and you know 574
and your daughter 42
and you're welcome 67
and you too 176
and your wife 79
and you're next 17
and you didn't tell me 78
and your father 132
and you know it 1023
and you know 574
and your daughter 42
and you're welcome 67
and you too 176
and your wife 79
and you're next 17
and you didn't tell me 78
and your father 132
and you're here 49
and your point is 28
and your friend 42
and you're right 279
and your brother 50
and you're wrong 34
and you're like 53
and yourself 86
and your children 18
and your friends 28
and your point is 28
and your friend 42
and you're right 279
and your brother 50
and you're wrong 34
and you're like 53
and yourself 86
and your children 18
and your friends 28