As it turns out tradutor Turco
822 parallel translation
As it turns out, it wasn't hard to tell at all.
İçimde büyümeye başladıkça söylemek zor gelmedi artık.
Look, as it turns out, the girl didn't kill herself.
Bak, görünüşe göre bu bir intihar değil.
As it turns out, I'm available to present this year.
Bu sene ödül vermek için müsait olacağım.
As it turns out, little Kim here... has the same birthday as Erin Hunnicutt.
- Önce hediye, akşam yemeği, ardından film. - Üçünüze de mi? - Ben nereye, Warren oraya.
As it turns out, your assumption is correct...
Tahmininiz doğru.
But as it turns out, sir, he was also wearing these.
Fakat ortaya çıktığına göre, efendim, o aynı zamanda bunları da takıyordu.
I would have liked to have time to explain what happened, but, as it turns out, there will be no opportunity for that.
Neler olup bittiğini açıklamak için zamanım olmasını isterdim, fakat bunun için bir imkân olmayacak.
As it turns out, I have this affinity for beachfront property.
Sonuç olarak, deniz kıyısındaki yerlere zaafım vardır.
And as it turns out, they're right :
Ve aslına bakılırsa haklılarda :
As it turns out, my friend Angela's already down there.
Ve durum gösteriyor ki dostum Angela şimdiden orada.
Yeah, well, Fritz, as a matter of fact, as it turns out, I'm keeping her... Excuse me.
Aslına bakarsan Fritz biraz daha uzun kalacak.
Well, i thought i needed it, But as it turns out... I don't.
Onlara ihtiyacım olduğunu düşünmüştüm, fakat şimdi bakınca ihtiyacım yok.
So as it turns out, this has become an engagement party.
Dolayısıyla, bu parti bir nişan partisine dönüşmüş oldu.
As it turns out she was in the car with Sherman McCoy when he had his little mishap.
Şu işe bak ki... o talihsiz olay sırasında arabada Sherman McCoy'la birlikteymiş.
- No as it turns out you were as crazy as her.
- Hayır görünüşe göre onun kadar çılgındın.
As it turns out, the trick is not preserving life the trick is, maintaining the quality to which one is accustomed.
Gördüğün gibi bu hile hayata geri döndürmeye yetmiyor her zamanki özelliklerini muhafaza etmene yarıyor.
- Well, we get to talking and as it turns out, the woman knew Gandhi.
- Konuşmaya başladık sonra anlaşıldı ki kadın Gandhi'yi tanıyormuş.
A spy, as it turns out.
Bir ajan olduğu açığa çıktı.
That's fantastic, that's wonderful, because... as it turns out, that's exactly the portion of my anatomy... I'd like to see exposed to radiation.
Bu müthiş, harika bir şey, çünkü... işe bak ki, anatomimde radyasyona maruz kalmasını istediğim yegane kısım da... tam orası.
And as it turns out, despite our best efforts you're the only people car pooling in all of Chicago.
Sizi takip ediyorduk gülüp, işaret ediyorduk ve baktık ki, tüm çabalarımıza rağmen, tüm Şikago'da ortak araba kullanımını sadece sizler uyguluyorsunuz.
I thought incorrectly, as it turns out, that I might... accidentally have become pregnant.
Sadece kazayla hamile kalabileceğim fikrine kapıldım yanlışlıkla.
I checked over the figures on those foreign bonds you bought, and as it turns out, you haven't made $ 43 million, you've lost it.
Satın aldığınız yabancı tahvillerin üzerindeki rakamları kontrol ettim, ve devirlerde 43 milyon $ etmedi, kaybettiniz.
Well, honey, as it turns out, my, my blood tests are fine.
Tatlım, kan tahlillerim iyi çıktı. - İyi.
But, as it turns out, the company tracks its drivers via GPS, and they were kind enough, under threat of subpoena, to give me access to Mr. Bromley's route data for the last 24 hours.
Ama, işler böyle olduğundan, şirtket kamyonlarında GPS varmış, ve şirket yetkilileri de mahkeme korkusuyla çok yardımcı oldular ve... Bay Bromley'ın son 24 saatlik yol güzergahını verdiler.
But as it turns out, the only thing I can think of is :
Ama görünen o ki aklıma gelen tek şey şu :
I... You know, I'm not... I decided not to take the trip, as it turns out, so...
Ben yolculuktan vazgeçtim, döneceğim.
Easier said than done, as it turns out.
Söylemek yapmaktan kolaymış.
As it turns out Mr. Shimokawa collects junk cars and he wants to buy yours.
Bay Shimokawa hurda araba topladığını söyledi ve seninkini almak istiyor.
Well, as it turns out, as my client,
Davayı yeniden açmak... - İşe yaramaz. Bakın, bunu hep biliyorduk.
Well, as it turns out, I am free tonight.
Evet. Görünüşe göre bu gece boş olacağım.
As it turns out, his name was Lester lvar.
Sonuçta adının Lester Ivar olduğu ortaya çıktı.
One of my most valuable attributes as it now turns out.
Bu, en değerli vasıflarımdan biri. Şimdi gördüğünüz gibi.
He knew it all accurately. And it turns out that the dying mane was only pretending so as to avoid torture. He was healthy.
Kimin öleceğini tam olarak bildi ve ölen adam kendisine bir şey yapmasın diye hasta taklidi yapan sağlıklı bir adamdı.
The moon, it turns out, is gently swinging like a bell just as if it had been hit by an asteroid less than 1000 years ago.
Ay, öyle görünüyor ki gerçekten bir çan gibi sallanıyor aynen 1000 yıldan daha kısa bir süre önce asteroit çarpmış gibi.
It turns out, with due respect, when all is said and done, that there's no such thing as you!
Kusura bakmayın ama her şey söylendikten sonra asıl sizin gibi bir şey yok.
I came as soon as I could. - Sorry, it turns out it was a false alarm.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
When a man is a killer, arsonist, a cheat and a coward, it's hardly surprising if he turns out to be a liar as well.
Eğer bir adam katilse, kundakçıysa, Hileci ve korkaksa verdiği sözden her zaman dönebilir.
but it turns out that it's as bad as your kung fu.
Ama senin kung Fu'un kadar berbat kılıçlar yapıyormuş
It turns out cremation is just as expensive as the non-torch method.
Ölüyü yakma metodu da ateşsiz olan kadar pahalıymış.
It turns out, eventually, that the press had got hold of the wrong end of the stick, as per usual.
Sonunda, her zamanki gibi basının yanlış haber peşinde olduğu anlaşıldı.
'And it turns out that, down deep...'... she's still in love with me.
Öğrendim ki, içinde bir yerlerde bana hala aşık.
As it turns out, and this is interesting that just before he had asked the Virgin, who loves,
Sonuç olarak ; ki bu bölüm çok ilginç :
Aunt Juley regards this... now it turns out it's safe as houses, and Mr. Bast should never have left... at a greatly reduced salary.
Juley teyze bunu dikkate alacaktır şimdi de güvende olarak çeviriyorsunuz. Bay Bast bu kadar düşük bir maaşa bu işi kabul etmemeliydi.
We entrusted you, but as it turns out she should have left me there.
Rita sana güvendi ama tersine, işi bitirmem için beni orada bırakmalıydı.
Now if that ain't enough, it turns out as a bonus that Yo-yo was Escobar's nephew.
Ayrıca Yayo Escobar'ın yeğeni çıktı.
Number one, it turns out he was allowed to join the Olympic swim team as an alternate.
Birincisi, Olimpiyat yüzme takımına karşılıklı olarak katılmasına izin verilmiş.
- It's not as bad as it looks. It turns out that he was giving these kids a speech about saying no to drugs.
Çocuklara narkotiğin ne kadar kötü olduğunu anlatıyormuş.
But it turns out I don't have as many thoughts as you think.
Biliyor musunuz sandığım kadar çok düşüncem yokmuş.
You will be searched without any scheduler, and if it turns out that we find as much as a fingertip, that hasn't been authorized,
Programın dışında araştırma yaptık, ve eğer bu yolculuktan başka bir işe yaramazsa, seni geri yollarım haberin olsun
Now it turns out they're thieves as well.
Şimdiyse aynı zamanda hırsız oldukları da ortaya çıktı.
But what if... It turns out to be the same as here.
Ama ya eğer buradakinin aynısı gibi olursa.
as it was 32
as it is 114
as it happens 259
as it were 352
as it is in heaven 21
as it goes 32
as it stands 27
as it should be 53
as it turned out 75
as it so happens 16
as it is 114
as it happens 259
as it were 352
as it is in heaven 21
as it goes 32
as it stands 27
as it should be 53
as it turned out 75
as it so happens 16