As we all know tradutor Turco
687 parallel translation
... but today, as we all know... ... there is still at large on this planet, a living monster.
Ama bugün, bildiğimiz gibi bu gezegende hala canlı bir canavar var.
And, as we all know, he is dying of an incurable disease.
Ve bildiğiniz üzere tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor.
As we all know, Ikaria will return in 15 years.
Bildiğiniz gibi, İkaria 15 yıl sonra geri dönecek.
As we all know, when the father of both Ptolemy and Cleopatra died he named the two of them to rule jointly over Egypt.
Bildiğimiz kadarıyla, Ptolemy ve Kleopatra'nın babaları ölürken her ikisini de Mısır'ı ortaklaşa yönetmeleri konusunda atadı.
As we all know, his jeep was found completely destroyed, and the police found traces of blood leading into the jungle.
Bildiğimiz kadarıyla, jipi terk edilmiş durumda bulundu, ayrıca, polis orman istikametinde kan izlerine rastladı.
The widow of Edward Bainbridge, whom, as we all know, was "Machine Gun" Joe Viterbo's first score.
Edward Bainbridge'in dul eşi, ki hepimiz onu... "Makineli Tüfek" Joe Viterbo'un ilk skoru olarak tanıyoruz.
Well, as we all know, a giant corporation, which had become...
Hepimizin bildiği gibi, ülkesinde adı başta gelen,
As we all know, the fat slices are somewhere near the middle.
Hepimizin bildiği gibi büyük dilimler ortalardadır.
As we all know, it never rains in November.
Hepimizin bildiği gibi, Kasım'da asla yağmur yağmaz.
The most intriguing character, as we all know from our reading, was...
Şeytan.
As we all know, new granada is a... A unique place.
Hepimizin bildiği gibi New Granada eşsiz bir yerdir.
As we all know all about foreplay, no doubt you can tell me what the purpose of foreplay is.
Madem hepimiz önsevişmeyi biliyoruz, herhalde biriniz bana... önsevişmenin amacını anlatabilir.
As we all know, the biological and social stimulation of the family leads to... private reflection, outside Party needs... and to the establishment of unorthodox loyalties... which can only lead to thoughtcrime.
Hepimizin bildiği gibi ailenin biyolojik ve sosyal teşviki özel yansımaya yol gösterir ; Dış Parti'nin sadece düşüncesuçuna liderlik edebilen ortodoks olmayan sadakatlerin kuruluşuna ihtiyacı vardır.
And he said, "Open up or I'll huff and I'll puff and I'll blow your house down. And I can do it too, because as we all know wolves have an amazing lung capacity."
Ve o, "Açın yoksa yoksa üfleyip püfleyip evinizi darmaduman ederim ve dediğimi yaparım, çünkü hepinizin bildiği gibi kurtların inanılmaz akciğer kapasitesi var." demiş.
In fact, knowing Marcie as I do, she probably lost it with dignity because as we all know, we're dirt and she's evolved.
Aslında, Marcie'yi tanıdığım kadarı ile galiba ağırbaşlılığını kaybetti. Çünkü, hepimizin bildiği gibi biz birer pisliğiz ve o da zamanla değişti. Buna inanamıyorum.
Needn't bother with unnecessary introductions as to subject - we all know why we're here.
Gereksiz teferruatları geçip sadede gelelim - Hepimiz neden burada olduğumuzu biliyoruz.
Dr. Manette, we all know you as one of the sufferers under the old regime.
Dr. Manette, hepimiz diğer rejimin bir mağduru olduğunu biliyoruz.
You might as well all know, point-blank, we're about broke.
Söylemem gerekir ki iflas etmek üzereyiz.
Well, you don't know, sir, when you have the rest of your face bashed in. I'd say we weren't as brutal as all that, you know.
Şey, bilemezsiniz efendim, yüzünüzün geri kalanı çökertilmişken bizim o kadar da gaddar olduğumuzu sanmıyorum, anlarsınız
Edith is all right as far as I know and, yes, we have two children.
Bildiğim kadarıyla, Edith iyi. Evet, iki çocuğumuz var.
As you know... we're all going to miss Father O'Malley.
Bildiğiniz gibi... Peder O'Malley'i özleyeceğiz.
As you all know our objective is another enemy strong point similar to those that we've been attacking with such excellent results these past several months.
Hepinizin de bildiği gibi, hedefimiz bu geçen birkaç ay içerisinde mükemmel sonuçlar alarak saldırdıklarımıza benzer bir başka güçlü düşman noktası..
Bubonic plague, as you probably know, is spread by the rat flea, which is why we watch all ships and ports.
Bubonik veba, sizin de bildiğiniz gibi, fare piresinde bulaşıyor. İşte bu yüzden tüm gemileri ve limanları kontrol ediyoruz.
They seem to agree, however, that either Venus or Mars is the most likely possibility. Not only are these the closest planets to Earth, but all research to date indicates they are the only two planets capable of sustaining life as we know it.
Şu ana kadar, bilimadamları, gemiyi inceleyinceye kadar, hangi gezegenden geldiği konusunda resmi olarak konuşmayı reddetmekteler.
All men should know you as we do, divinity.
Bana inanıyor musunuz? Herkes sizi bizim tanıdığımız gibi tanımalı, Haşmetmeap.
I don't know what's the matter, we're all so solemn.
Hepimizin suratı asık!
Well, that is clearly a metaphysical speculation... and like most metaphysical speculations... has very little reference at all... to the actual facts of real life as we know them.
Şey, bu tam anlamıyla bir metafizik spekülasyonu, ve metafiziksel spekülasyonların çoğunda olduğu gibi, hayatın gerçekleriyle pek alakası yok.
We shall find in him a shrewd contriver, and, you know, his means, if he improve them, may well stretch so far as to annoy us all, which to prevent, let Antony and Caesar fall together.
Yaman bir bozguncu olarak çıkar karşımıza. Türlü imkânları da var, biliyorsunuz. Bunları geliştirecek olursa, hepimizin başını derde sokabilir.
All we know is, as soon as he gets his hands on that film, he'll cross the ocean with it.
Tek bildiğimiz, bu filmi elde eder etmez okyanusu geçeceği.
Think we can't have things the way we want, me and the wife... as long as we stay around here, see to the house... for all you city people think you know everything?
Burada kalıp eve göz kulak olduğumuz sürece... karımla ben istediğimiz gibi davranırız. Siz şehirliler de her şeyi bildiğinizi sanırsınız.
All I know... is that as long as we have weapons...
Tüm bildiğim... silahlara sahip olduğumuz sürece...
We're all human beings as well, you know.
Biz de insanız. Hayır.
Not life as we know it at all.
Bildiğimiz hayatla hiç ilgisi yok.
As you all know, our drug Dilatrin has been so widely counterfeited we have no choice but to withdraw it from the market.
Bildiğiniz gibi, ilacımız Dilatrin'in sahteleri piyasaya yayıldığından piyasadan çekmekten başka seçeneğimiz kalmadı.
We all know, you, I'm sure, as well as anyone you've been behaving in a highly eccentric...
Hepimiz biliyoruz, herkes biliyor, ki buna eminim... Keçileri kaçırmış gibi davranıyorsun...
However, inasmuch as we were the last to know poor Millard here on earth, and in so far as we were all drawn to this godforsaken country in search of a common goal, I'm certain you will agree with me...
Ancak, madem ki burada yeryüzünde zavallı Millard'ı son tanıyanlar bizleriz ve madem ki hepimiz bir ortak hedef peşinde, Tanrı'nın terk ettiği bu ülkeye geldik, bu durumuyla mutlaka onu defnetmek boynumuzun borcudur.
You know, the next thing we do, now that you are black, as white people, we want to kinda get to know you better,'cause you know all white people want to get to know black people.
Biliyorsunuz, bir beyaz olarak siyahsınız şimdi bir şekilde sizi daha iyi tanımak istiyoruz, çünkü bilirsiniz bütün beyazlar siyahları tanımak ister.
All we do know is that he's employed as a car delivery driver by an agency in Denver.
Tüm bildiğimiz, Denver'daki bir acenta tarafından kiralanmış araba teslimat sürücüsü olduğu.
We all know him as a man of his word. A modest man who listens to reason.
Onu sözünün eri ve nedenleri dinleyen mütevazı biri olarak biliriz.
We are trying to learn about how his sonar works about the functions of his language,... about how he manages to maneuver with such speed and dexterity, most of all we'd like to know why after millions of years as a land animal... this species was compelled, or or... decided to return to the sea.
Sonar sisteminin nasıl işlediğini anlamaya çalışıyoruz. Lisanının fonksiyonlarını... Yüksek hızlarda nasıl beceriyle manevra yapabildiğini.
Maggie and I talked about this thing, we both feel that all of you should know as much as we do about it.
Bunu Maggie'yle konuştuk ve sizlerin de öğrenmeye hakkınız olduğuna karar verdik.
I want to introduce you to a man that we all know as both a writer and a philosopher :
.. hepimizin tanıdığı birini sizlere takdim etmek istiyorum : .. yazar ve aynı zamanda bir filozof, Giordano Bruno.
All of them legitimate as far as we know.
Bildiğimiz kadarıyla hepsi yasal.
I'm sure you're all as anxious as we are to know what happened the night that Commodore was killed.
Eminim, bizim kadar hepiniz de Kaptanın öldürüldüğü gece neler olduğunu bilmeğe can atıyorsunuz.
As long as you know you comes from him that we all come from him you know why we be strong.
Ondan geldiğinizi bildiğiniz sürece hepimizin ondan geldiğini neden güçlü olduğumuzu bilirsiniz.
All right. Now, we know that extreme emotional commitment, anger, frustration, whatever, was present in all of those people that we interviewed, right?
Pekala, bu bildiğimiz aşırı duygusal hisler öfke, düş kırıklığı gibi şeyler röportaj yaptığımız o insanların tümünde görülmüştü.
Oh, I know you're upset by Daniel's death, as we all have been.
Daniel'ın ölümüne üzüldün. Hepimiz üzüldük.
And by the time that you people are as old as I am we should know, for all the nearest stars if they have planets going around them.
Sizler benim yaşıma geldiğinizde,... bize yakın bütün yıldızların çevresindeki gezegenleri,... keşfetmiş olucaz.
Of all the worlds in our solar system, the only one, so far as we know graced by life.
Güneş sisteminin bilinen tek hayatla taçlanmış üyesi.
We're gonna make this hit, and of course, as you know, until we all back out, we're all in.
Bu işi yapacağız ve tabi bildiğin gibi, hepimiz vazgeçene kadar hepimiz bu işteyiz.
As you all know, we have been on a desperate quest... Excuse me. Excuse me.
Bildiğiniz üzere, Yıldız Savaşçılarını bulmak için ümitsizce bir arayışa girdik.