As we discussed tradutor Turco
170 parallel translation
Then you're gonna go to London exactly as we discussed it.
Daha önce konuştuğumuz gibi sen Londra'ya gideceksin.
How about going there for a look as we discussed?
Konuştuklarımız hakkında orada durum nasıl?
As we discussed with Harold we would insist that our purchase take the form of...
Harold'la konuştuğumuz gibi alışverişin şey şeklinde olmasına ısrar ediyoruz...
The price is $ 7 5,000 each, as we discussed.
Her birinin fiyatı 75.000 dolar, anlaştığımız gibi.
Okay, guys, just as we discussed. Ed, you're with me.
Peki beyler konuştuğumuz gibi.
As expected. Mr. Data, Mr. Worf, proceed as we discussed.
Bay Data, Bay Worf, konuştuğumuz gibi devam edin.
And as we discussed we're really eager to do business with you.
Konuştuğumuz gibi, seninle iş yapmaya can atıyoruz.
The deal as we discussed?
"Miktar konuştuğumuz gibi mi?"
- The deal as we discussed?
- Anlaşma konuştuğumuz gibi mi?
Now, as we discussed in yesterday's lesson the wormhole was found by Commander Sisko and Lieutenant Dax this year.
Dünkü dersimizde bahsettiğimiz gibi solucan deliği bu yılın başlarında Komutan Sisko ile Teğmen Dax tarafından keşfedildi.
Maybe go to universities as we discussed.
Mesela konuştuğumuz gibi üniversitelere başvurabilirsin.
Besides occasionally wearing the underwear which, as we discussed, is strictly a comfort thing.
Ayrıca konuştuğumuz gibi, arada sırada iç çamaşırı giymek çok rahatmış.
All the arrangements have been made, just as we discussed.
Tüm düzenlemeler konuştuğumuz gibi, yapıldı.
Draw the energy up to the heart chakra... and then progress to the third eye, as we discussed.
Öyleyse kapını kapatmanı öneririm. Bana bunu açıklayabilir misin?
The deal's on. Eight o'clock, just as we discussed.
İşlem saat 8'de, anlaştığımız gibi.
Now, as we discussed before I just think you should give some color, bring it to the stage, pizzazz.
Daha öncede konuştuğumuz gibi renkli bir şeyler giyeceğiz sahneye pizza gibi çıkacağız
If the money and the delivery instructions are in that briefcase, as we discussed, it's been a pleasure doing business with you.
Para ve teslimat şartları konuştuğumuz gibi çantadaysa sizinle iş yapmak bir zevkti.
Suit yourself, but it's exactly as we discussed.
, Nasıl istersen ama biz ele tam gibidir.
As we discussed over the phone, our telescopes gather over 350 gigabytes of information per day.
Telefonda konuştuğumuz gibi teleskoplarımız günde 350 gigabayttan fazla bilgi topluyor.
Well my lawyers have looked over the contracts, everything's as we discussed.
Avukatlar kontrattaki her tartıştığımız noktayı tek tek incelediler.
Remember, as we discussed in group, it would take some getting used to.
Grup terapisinde konuştuklarımızı unutma. Biraz zaman gerekiyor.
Now, as we discussed earlier, these warning labels are not for those who know, but rather for those who don't know.
Şimdi, önceden tartıştığımız gibi bu uyarı etiketleri bilenler için değil, daha çok bilmeyenler için.
As we discussed earlier, our consulate in Los Angeles was attacked three hours ago.
Daha önce de tartıştığımız gibi Los Angeles'taki konsolosluğumuz 3 saat önce saldırıya uğramıştı.
Ed, as we discussed, I'd like to bring you back as president of operations.
Ed, konuştuğumuz gibi, seni Operasyon Müdürlüğünde geri görmek istiyorum.
Okay, so as we discussed last time, mitosis is the process by which a single cell separates -
Son derste konuştuğumuz gibi, mitoz bölünme tek hücreli canlılarda meydana gelir.
As we discussed, when she confessed, Vala was a host to a Goa'uld.
İtiraf ettiğinde de konuştuğumuz gibi Vala bir Goa'uld'a konukçuydu.
None, but as we discussed, we're putting a trap and trace on the room line, and our agents are combing the area for previous offenders.
Yok. Ama konuştuğumuz gibi oda telefonunu dinlemeye alacağız. Ajanlarımız şimdi civardaki eski suçluları arıyor.
So, Barbi, as we discussed on the phone, we all wanted to get together with you to talk about the scripts that you submitted.
Ve telefonda da söylediğimiz gibi, senle bir araya gelip senaryolarını tartışmak istedik.
I'm having trouble isolating the students gambling histories, as we discussed.
Sana bahsettiğim çocukların bahis geçmişlerini izole etme kısmıyla ilgili sorun yaşıyorum.
- As we discussed before, we're probably not looking at a very good outcome here.
- Konuştuğumuz gibi pek iyi bir sonuç beklemiyoruz.
As we discussed the situation we realized we could pinpoint the source of the phenomenon to a precise window.
Biz konuşurken olayın kaynağını belli bir noktaya bağlayabileceğimizi fark ettik.
I've discussed it with some more experienced colleagues, and I've concluded we need Miss Saijo as coplaintiff.
Benden daha tecrübeli arkadaşlarımla görüştüm ve Bayan Saijo'nun da davacı olması gerektiği sonucuna vardım.
Just to refresh your memory as to what we discussed this morning.
Bu sabah konuştuğumuz gibi hafızanızı tazelemek açısından.
Don't you think we discussed it enough as far as how horrible it is?
Sizce de bunun ne kadar korkunç olduğunu yeteri kadar konuşmadık mı?
Doctor, if I can ask you to keep what little we've discussed in confidence, we'll have to arrange to meet again as soon as possible.
Doktor, konuştuklarımızı sır olarak saklarsan mümkün olan en kısa sürede sizinle tekrar görüşeceğiz.
Anyway, as I say, I discussed the matter with the good lady, and we decided that I would bring both the goose and the hat to you, Mr. Holmes, seeing as how even the slightest of problems is of interest to you in your particular line of occupation.
Her neyse, söylediğim gibi, bu konuyu sevgili eşimle tartıştık ve sizin mesleğinizin bir özelliği olarak en önemsiz görünen problemlerin bile dikkatinizi çektiğini bildiğimizden bu kazı ve şapkayı size getirmeye karar verdik, Bay Holmes.
- As we've discussed it.
- Konuştuğumuz gibi.
You, sir, were not at work this morning as we had discussed.
Sen, bayım. Konuştuğumuz gibi, bu sabah işte değildin.
If we do, it will be your job to execute the plan as discussed.
Eğer kaybedersek, konuştuğumuz planı uygulamak senin görevin.
That small clique has been referred to, has been discussed as more or less following the tactics that we associate with the communist party.
Bu küçük kliğin Komünist Parti ile bağdaştırdığımız taktikleri şu ya da bu şekilde kullandığı görüşmelerimizde tartışma konusu olmuştur.
Last week, we discussed folklore as a gauge... for the values of the society that created them.
Geçen hafta folklor ve onları yaratan toplumlar üzerinde konuştuk.
Edith, I know that you and I... discussed the possibility of your staying on here... but as I said, with the taxes and the upkeep and all... it's just gonna be more practical for us if we sell the house.
Edith, seninle, burada kalmaya devam etme ihtimalini müzakere ettik, bunu biliyorum. Ama dediğim gibi, vergiler, bakım masrafları ve her şey... Evi satarsak bizim için çok daha pratik olacak.
Not only did I find that copy of Mencken's Chrestomathy we discussed... I also found a first edition of his memoirs as well.
Mencken'in Chrestomathy'sinin kopyasını bulmakla kalmadım onun anılarının ilk baskısını da buldum.
We're about to create a work of art here, a masterpiece, a masterpiece that's gonna be discussed and talked about a
Burada bir sanat eseri yaratmak üzereyiz, tam bir başyapıt. Kendisinden hayli bahsettirecek, asırlarca hayran bıraktıracak bir başyapıt.
We discussed the fight freely as though it had been a football match.
Sanki bir futbol maçıymış gibi rahatça savaş hakkında tartıştık.
As you may have heard, we have discussed your case.
Duymuşundur, senin işi konuştuk.
As we've discussed, Sloane is a necessary evil.
Konuştuğumuz gibi, Sloane gerekli bir kötülük.
We discussed it as a family.
Burada bir aile olarak karar verdik.
As we've discussed, the Jingwu Manifesto.
Konuştuğumuz gibi, Jingwu Bildirisi.
We could've discussed this over a couple beers just as easily.
Bu konuyu bir kaç bira içerken daha rahat konuşabilirdik.
- as we discussed. - You discussed it.
Bunu yapacaksın ve seni havalimanına kendim götüreceğim.