Baby crying tradutor Turco
566 parallel translation
Sounds just like a baby crying.
Bebek ağlamasına benziyor.
I didn't get much sleep with that baby crying all night.
Bebeğin bütün gece ağlamasından fazla uyuyamıyorum.
Are you prepared to swear that you heard the Murray baby crying last night?
Dün gece Murry bebeğin ağladığını işittiğine yemin etmeye hazır mısın?
That was when you heard the baby crying?
O bebeğin ağladığını işittiğin sırada mıydı?
- ( baby crying ) - What's the baby doing up?
Bebeği neden buraya getirdin?
Don't look right or left. They might take us for innocent bystanders. ( Baby crying )
Sağa yada sola bakma.Bizi masum yoldan geçen birileri olarak görmeliler.
Do you hear a baby crying?
Bir bebek ağlaması duyuyor musun? Ne?
That sounds like your baby crying.
Bebek ağlıyor galiba.
I hear the sound of a baby crying.
Bir bebeğin ağlamasını duyuyorum.
That's my own baby crying.
Benim bebeğim ağlıyor.
We've got a lot of arguments... Baby crying, a lot of TV.
Tartışmalarımız eksik olmaz bebek ağlar, sürekli televizyon açık olur.
A baby crying around here will sound weird!
Bebeğin ağlaması insanların dikkatini çekebilir!
Baby crying last night, then sleep.
Gece bebek ağladı, sonra uyudu.
Madam, why is that baby constantly crying?
Hanımefendi, bebek neden sürekli ağlıyor?
[Crying] Anything, baby.
Ne istersen, bebeğim.
Ma'am, your baby's crying.
Bayan, bebeğiniz ağlıyor.
Edvige, the baby's crying.
Edvige, bebek ağlıyor.
I would say that a baby is crying in the garden.
Sanki bahçenin sonunda bir bebek ağlıyor.
Tell him the next time I see him he'll be down in the lobby of the hotel, crying like a baby and asking for a $ 10 loan!
Söyle ona, gelecek sefere onu gördüğümde otelimin lobisine gelmiş bir bebek gibi ağlarken on dolar borç isteyecek.
Above the water baby-seal Is crying out for help
Su üstünde yavru fok Yardım için yalvarıyor
For a while after my husband's death... I couldn't come in here without crying like a baby.
Kocamın ölümünden sonra bir süre... çocuk gibi ağlamadan bu odaya giremez oldum.
State's Attorney's going to say that baby was crying because you weren't here to keep him quiet.
Savcı bebeğin ağladığını çünkü onu sakinleştirmek için burada olmadığını söyleyecek.
Will you please stop crying, baby?
Ağlamayı keser misin bebeğim?
If a Señorita wants to cook and clean and get fat, for her is okay. But Dolores, she doesn't want to wipe the nose of a crying baby.
Bir senyorita yemek, temizlik yapıp şişmanlamak istiyorsa tamam, ama Dolores ağlayan bir bebeğin burnunu silmek istemiyor.
When the baby cries, if you rattle the string like this, he'll soon stop crying.
Bebek ağlamaya başladığı anda, bu ipi böyle tıngırdatırsan, bir süre sonra ağlamayı keser.
For our second hymn, we'll turn to page... ( baby continues crying )
İkinci ilahimiz için, sayfayı çeviriyoruz...
I won't be able to stand a baby's crying.
Bebek ağlamasına dayanabileceğimi sanmıyorum.
You'd better go and see to the baby, you can't leave her crying like that.
En iyisi sen git bebeğe bak, o ağlarken işi gücü bırakıp ona bakmalısın.
The baby's crying.
Bebek ağlıyor.
If the baby comes out white and squishy, crying his ass off... then we know Woof is definitely the daddy.
Bebek beyaz ve yumuşak olursa... O zaman bileceğiz ki babası kesinlikle Woof.
The baby is crying and they can't make her stop.
Bebek ağlıyor ve ağlamasını durduramıyorlar.
She locked herself in and the baby is outside crying.
Odaya kapandı, bebeği de dışarıda ağlıyor.
How? They'll laugh at me for getting stuck behind the freezer... and for crying out for help. The big baby.
Sıkıştığım için ve koca bebek gibi ağladığım için bana gülecekler.
Daddy, the baby's crying.
Babacım, bebek ağlıyor.
Adorable. This baby hasn't stopped crying.
Nerede kaldın?
We've got a crying baby here. MacGyver, if you want to play papa, you can't panic, huh?
MacGyver iyi babalar telaşlanmaz değil mi.
- Crying baby.
- Ağla bebek.
I thought that was really sweet... her not saying anything about me crying like a big baby.
Koca bir bebek gibi ağlamam konusunda bir şey söylememesi bana çok hoş gelmişti.
Sien, the baby's crying.
Sien, bebek ağlıyor.
I was real quiet, but then the baby started crying.
Çok sessiz duruyordum ama bebek ağlamaya başladı.
She was a baby, she was crying, I was watching the soaps.
Kelly bebekti, ağlıyordu ben de pembe dizi izliyordum.
Just half an hour ago, he was crying like a baby.
Sadece yarım saat önce bir bebek gibi ağlıyordu.
He wakes the baby, then complains about the crying.
Bebeği uyandırıyor, ondan sonra ağlıyor diye sürekli şikayet edip duruyor.
I've been on a plane for 12 hours, next to a crying baby.
Uçakta 12 saat boyunca ağlayan bir çocuğun yanındaydım.
He was in tears. In church, crying like a baby.
- Kilisede hüngür hüngür ağladı.
Can you hang on a sec? The baby's crying.
- Bir saniye bekleyebilirmisin?
I told someone, a stranger on the phone, that the baby was crying.
Telefonda konuştuğum bir yabancıya bebeğin ağladığını söyledim.
[Baby Crying]
Biz, haber medyasına içerde izin veremeyiz.
They hear her moaning and crying about her lost baby.
Ve onun kayıp bebeği için attığı çığlıkları duyarlar.
"... to see a man carrying two pistols and a Henry rifle... ... and crying like a damn baby. "
... silahlı adamın bebeler gibi zırlaması iğrendiriyor beni. "
The guards made them watch me work for over three hours until even the most hardened punk was crying like a baby.
Gardiyanlar onlara üç saatten uzun süre benim çalışmamı izlettirdi. Ta ki en katı kalpli serseri bile çocuk gibi ağlayıncaya dek.
crying 1097
crying continues 42
baby girl 496
baby got back 23
baby steps 95
baby face 20
baby boy 75
baby bird 51
baby doll 91
baby panda 18
crying continues 42
baby girl 496
baby got back 23
baby steps 95
baby face 20
baby boy 75
baby bird 51
baby doll 91
baby panda 18
baby sister 16
baby talk 17
baby jesus 24
baby bro 20
baby brother 43
baby cooing 21
baby cries 113
baby coos 20
baby talk 17
baby jesus 24
baby bro 20
baby brother 43
baby cooing 21
baby cries 113
baby coos 20