Back on tradutor Turco
45,877 parallel translation
Yeah, I put it back on the little table next to the bed.
Evet, yatağın yanındaki küçük sehpanın üzerine geri koydum.
We don't know whose body that is. Nothing's come back on those prints.
Cesedin kime ait olduğunu bilmiyoruz, parmak izlerinden bir şey çıkmadı.
He's back on the team!
O takıma geri döndü!
If this falls back on you... it's gonna make your life miserable.
Bu işin ucu sana dokunursa hayatın cehenneme döner.
- You back on that again?
- Yine mi şu mesele?
I don't know what you're planning, but if you turn that camera back on, whatever you say about The Circle's heard around the world, and it changes everything.
Ne planlıyorsun, bilmiyorum, ama kamerayı açarsan The Circle hakkında söylediğin herkes dünyadaki herkes tarafından duyulacak ve herşeyi değiştirecek.
and that cuts back on the excess - running back and forth.
- Böylece gidip gelme olayından kurtulmuş oluyoruz.
Look, we need to get back on TV immediately and control the goddamn narrative.
Bir an önce TV'ye çıkıp, hikayeyi kontrol etmeliyiz.
You cut that bullshit out and come work with me, or you go back on the street and crawl back into that manure pile
Bu saçmalıkları yapmayı bırak ve gel bana çalış ya da sokaklara ve o seni içinde bulduğum gübre yığınına geri dön.
Short version is she turned her back on Diane when she got pregnant.
Diane hamile kalınca sırtını döndü.
I need you to talk me through how to get the lights back on.
Işıkları nasıl açacağımı söylemen gerek.
Okay, let's just worry about getting back on the ground, first, okay? No.
Bunun için sonra endişeleniriz, olur mu?
It flips that rock over, and there they are, exposed, wriggling, squirming, crawling on their bellies like foul maggots, frantically racing back to the cover of darkness that they so crave.
Kayanın altını üstüne getiriyor ve işte karşımızdalar! İfşa olmuş kıvranıyor, sızlanıyor pis kurtçuklar gibi karınlarının üzerinde sürünüp o yanıp tutuştukları karanlığın gölgesine saklanmak için delicesine yarışıyorlar.
As soon as I get back to the Batcave, I'll make sure that Alfred puts seatbelts on there, okay?
Batcave'e döner dönmez Alfred'e oraya emniyet kemeri taktıracağım, tamam mı?
I hope you're back because you've decided to work together on the Joker case.
Umarım Joker davasında beraber çalışmaya karar verdiğin için aramıza dönmüşsündür.
But I just wanna make sure that everyone gets a pat on the back.
Ama herkesin sırtının sıvazlandığından emin olmak istiyorum.
That's why I brought you back here on this beautiful night, that's why I'm getting it on film.
Bu yüzden getirdim Sen buraya buraya dönsene güzel gece, Bu yüzden filme alıyorum.
Look, just lie on your back.
Bak, sadece arkana yaslan.
I'm just going to lie on my back.
Ben sadece sırtımda yalan söyleyeceğim.
I know but I can't swim any more and we have to stick together, Come back, come on.
Biliyorum ama artık yüzemiyorum Ve birlikte yapışmalıyız, geri gel, hadi.
Jeff, come on, get back here, man.
Jeff, hadi, buraya gel dostum.
Get back, Jeff, come on.
Geri çekilin Jeff, haydi.
I used to fight in a few illegal fight clubs on my way back from K'un-Lun.
K'un-Lun'dan dönerken ben de yasa dışı kulüplerde dövüşmüştüm.
- and be back by 4 : 00. - Come on.
- dörtte dönmüş oluruz.
You will be back here on time.
Zamanında döneceksin.
I know you all want me to back out on this... but my dad once told me,
Biliyorum, hepiniz geri adım atmamı istiyorsunuz. Ama babam demişti ki
Oh, uh, and the assistants need their dental plan back, so we should probably get on that, too.
Bu arada, sekreterler diş sigortasını geri istiyor, bunu da halletmeliyiz.
I hope you're not planning on bringing her back here, are you?
Umarım buraya geri getirmezsin.
Call me back, tell me what's going on, or I'll find out on my own.
Beni ara ve neler döndüğünü anlat yoksa kendim bulurum.
Hey, we're, uh, working on a plan to get Rand back, and, uh, you're a big part of that.
Rand'i geri almak için plan yapıyoruz, sen de bunun büyük bir parçasısın.
Back when I was stupid enough to think we were on the same side.
İkimizin de aynı tarafta olduğunu sandığım zaman.
Anne and I will have a nice talk, I'll fix her a glass of tea and you need to get on back to work.
Anne ile birlikte güzelce konuşuruz ona bir bardak çay hazırlarım ve...
You left campus at 11 : 42 p.m. on Friday, and got back 8 : 46 a.m. Monday.
Kampüsten Cuma akşamı 11.42'de çıkmışsın ve Pazartesi sabahı 8.46'da dönmüşsün.
Come on, put your back into it.
Hadi ama, İçeri sok şunu.
How about you go to the front door, me and Izzy will go to the back door?
Sen ön kapıya gitsen, ben ve Izzy arka kapıya gitsek nasıl olur?
Go on over there and try and touch him gentle on the muzzle with the back of your hand.
Oraya git ve yavaşça, elinin arkasıyla ağızlığına dokunmaya çalış.
Get up on the fence, get back so they can get in.
Çitlere yaklaşın. Açılın, geçsinler.
Um, Christian's chopper went missing on the way back from Portland.
Christian'ın helikopteri Portland'a geri dönerken kaybolmuş.
Christian grey and his colleague ros Bailey have been found safe and well and are, at this moment, on their way back to Seattle.
Christian Grey ve iş arkadaşı Ross Bailey sağlıklı bir şekilde bulundular ve şu anda Seattle'a dönüş yolundalar.
Pitt, get on his back.
Pitt, sırtınızı çekin.
I mean, the glow worms, the snake killer birds, the attack of the mongooses, the ride on the back of the oryx, the man-eating lions.
Yani, parlayan solucanlar, yılan katili kuşları, Mongooses saldırısı, Oryx'un arkasındaki biniş, adam yiyen aslanlar.
♪ Come back, come back just hold on tight ♪
♪ geri dön, geri gel sadece sıkıca tutun ♪
Did you see the injury on the back of her head?
Başının arkasındaki yaraları fark ettin mi?
Wh-When I came round, I-I was on my back, on the earth, it was damp.
Kendime geldiğimde sırt üstüydüm zemin topraktı, ıslaktı.
Erm... I was outside and someone hit me on the back of the head, knocked me out.
Dışarıdaydım biri başımın arkasına vurup beni bayılttı.
She was struck on the back of the head, so we're looking for anything that might have been used.
Başının arkasından darbe almıştı bu amaçla kullanılabilecek bir şey arıyoruz.
And on her 12th birthday, Frank, she can go back into court...
12. Doğumgününde de tekrar mahkemeye çıkıp...
We're gonna put this on our back and when I say go.. -... Lift hard!
Bunu sırtlayacağız ve ben "şimdi" dediğimde kuvvetle itin.
Well, I'm gonna keep you back here for the whole preflight song and dance with Rick, and then I'm gonna need you to get on food and beverage service, right away.
Uçuş öncesi şarkılar için sen burada dur, ben Rick'le dans edeceğim. Sonra servis için sana ihtiyacım olacak.
If I could ask you to remain seated with your oxygen masks on, and I'll have the flight crew come back there and perform a spot check.
Lütfen yerlerinizden ayrılmayın ve oksijen maskelerinizi takın. Uçuş görevlileri muayeneye gelecek.
Sadie, what the hell is going on back there?
Sadie, arkada ne haltlar dönüyor?
back on earth 20
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57