Because i didn't tradutor Turco
6,988 parallel translation
Because I didn't believe it.
Çünkü inanamadım.
Because you are the pharaoh, and i didn't think That you should be bothered with such trivial matters When thousands of your citizens are about to be burned alive.
Çünkü sen Firavunsun ve ben de düzinelerce vatandaşın diri diri yakılmak üzereyken ıvır zıvır meselelerle rahatsız edilmen gerektiğini düşünmedim.
Because I certainly didn't do it.
Ben yapmadığına eminim.
I didn't want you because you had powers.
Seni güçlerin olduğu için istemedim.
One time, we were in public somewhere, I did something, and she just... she went off on me in front of everybody, and I didn't show any emotion because when Mom... when Mom would see you cry, she knew she could push your buttons.
Bir keresinde, kalabalık bir yerdeydik, bir şey yaptım ve o herkesin önünde bana girişti ama ben duygularımı göstermedim çünkü annem ağladığını görünce, damarına bastığını bilirdi.
Because I didn't stand up to you.
Mesele bu mu yani?
I didn't say it because I was interested in him.
Ondan hoşlandığım için söylememiştim onu.
Because I'm telling you, you didn't.
Çünkü söylüyorum, bilmiyordun.
I came here because I didn't know - who else to go to.
Buraya geldim çünkü başka kime gideceğimi bilmiyordum.
And I didn't tell you because I didn't want you freakin'out.
Sana söylemedim çünkü hemen telaşa kapılmanı istemiyordum.
So I didn't sleep well that night because I thought he was going to drop us.
O gece iyi uyuyamadım çünkü bize dalacağını düşündüm.
I don't want to get involved in anything if I didn't see the whole... the whole incident, because, you know... when I come, I come heavy.
Eğer tamamını görmessem... olaya bulaşmam sandım çünkü ben bulaşırsam sert bulaşırım.
I think... I think that the reason that you didn't want me here is because you were afraid that they were gonna like me better than you.
Bence... bence beni burada istememenin sebebi beni senden daha çok seveceklerinden korkman.
And I didn't play it for anyone because it made her sound bad.
Kimseye dinletmedim çünkü kötü gösteriyor.
I faked fainting when he proposed because I didn't know how to say no without breaking his tender, little, quivering heart.
Evlenme teklif edeceğini anlayınca numara yaptım. Çünkü duygularını incitmeden ve kalbini kırmadan nasıl hayır diyeceğimi bilmiyordum.
Did you recommission her? Because I didn't.
Onu, sen mi tekrar görevlendirdin?
No, because I didn't want to freak you out.
Hayır, seni telaşlandırmak istemediğim için.
There's an issue that I've been worried about since the merge because we didn't really do it right, you know, the whole " you're not my twin.
Birleşmeden beri endişelendiğim bir konu var, Bunu doğru yapmadık, değil mi? İkizim değilsin, hiç sorun değil olayları falan.
But I'm happy that you asked because I didn't realize that I was happy until you did. Ah.
Ama bunu istemene sevindim çünkü sen varana kadar mutlu olduğumun farkına varmamıştım.
Because I didn't want to hear her answers.
Çünkü onun cevaplarını duymak istemedim.
Because I didn't have a choice.
Çünkü başka şansım yoktu.
I didn't come in this morning because I didn't want to get you involved in something that you may not want to be involved in.
Bu sabah içeri girmedim çünkü bulaşmak istemeyebileceğin bir şeye seni bulaştırmak istememiştim.
Because she didn't have the gift like I do.
Çünkü bendeki yetenek onda yoktu. Bunları yapardı.
I wanted to tell you something. I went with grandma because I didn't want to hurt you anymore. But then I was thinking about you.
Sana bir şey söylemek istiyorum büyükannemle gittim çünkü artık sizi üzmek istemiyordum ama sonra sizi düşündüm sizi düşündüm ve artık gitmek istemiyordum.
Partly because of what I said. And I know he didn't do it.
Daha erken yapmalıydık, son dakikaya bıraktık.
But I swear I didn't kill her. Jodi brought me here because she thought you might say something
Nick, yapmadığını bana kanıtlayamıyorsan, juriye nasıl kanıtlayacaksın?
If I didn't want to make you my friend back then, didn't spill my secret because I saw you as my friend, and hadn't asked you to keep my secret, then we wouldn't have a reason to meet like this, would we?
Eğer o zamanlar seninle arkadaş olmasaydım... Eğer sana arkadaş olarak güvenip sırrımı söylemeseydim... Eğer sırrımı saklamanı istemeseydim o zaman yollarımız tekrar bu şekilde kesişmeyecekti.
- Because if... if we know you killed Carolyn, we can't elicit testimony from you that you didn't.
- Çünkü... Eğer Carolyn'i öldürdüğünüzü kabul edersek öldürmediğinizi söyleyemeyiz.
Because I didn't do anything wrong.
Çünkü yanlış bir şey yapmadım.
You didn't kill me because you need me, and I would be a terrible friend if I didn't use what precious little time I have left to help you see that.
Beni öldürmedin çünkü bana ihtiyacın var ve kalan çok değerli zamanımı bunu sana göstermekle kullanmıyor olsaydım berbat bir arkadaş olurdum.
I didn't think you'd find out, because I never thought any of us would ever go anywhere.
Öğreneceğinizi sanmıyordum. Çünkü, aramızdan birinin bir yere gideceğini sanmıyordum.
I didn't want you to see me as a victim or an idiot. Because I...
- Çünkü, ben...
Because I didn't want it to look like I had anything to do with this.
Çünkü bu olayla bir alakam görünsün istemedim.
I'm sure his mother didn't even care about that. But, no, you need someone to take the fall, uh, because Reyes expired before you got what you wanted out of him.
Annesinin bile umursamadığından eminim Ama hayır, biri okkanın altına gitmeli çünkü Reyes, sen ondan istediğini alamadan gitti.
Because I didn't fly 5,000 miles for you to tell me that it's over!
Çünkü 8000 km'yi senden bu işin bittiğini duymak için gelmedim!
Wait a second. I didn't mean to give you that impression, because things have actually been great, right?
Öyle düşünmenizi istemedim çünkü her şey harika gidiyor.
And I didn't come to you for help or for protection or because you were a cop... You knew that.
Sana yardım istemek için ya da koruma için ya da polis olduğun için gelmedim...
And today we put her in the ground because when I had the chance, I didn't do the only sensible thing. - Jim...
Ve bugün onu defnettik, çünkü fırsatım varken mantıklı gelen tek şeyi yapmamıştım.
- I didn't. And it would be money well spent, because it would allow me to actually sleep in your bed.
Ve bu paraya iyi bir şeye harcanmış olacak çünkü bu yatak benim sende gerçekten uyumamı sağlayacak.
Neither of us owned a car, and I didn't want to buy one because that would mean admitting that I cared for Kevin.
İkimizin de arabası yoktu ona araba almak istemedim çünkü bunu yapmak demek onu önemsediğimi kabul etmek anlamına gelecekti.
But I didn't have a choice, because somebody has to stop Liam.
Ama başka şansım yoktu. Çünkü birisi Liam'ı durdurmak zorundaydı.
So... I didn't ask you to the wedding because I was being a coward.
Korkak olduğumdan dolayı, seni düğüne davet etmedim.
It was my mother who said I beat the girl... because she didn't Want a black granddaughter.
Kızı dövdüğümü söyleyen de kendi annemdi. Çünkü annem siyahi bir torunu olmasını istemiyordu.
No, I didn't because I didn't drug the water.
Pekala, sakin olun.
He didn't cry, but I could see tears were, like, building up and he was more angry than upset because he knew that I was doing it, he just didn't want to believe it.
Ağlamadı, fakat gözyaşlarının orada, biriktiğini görebiliyordum. Ve üzülmekten daha çok kızgındı. çünkü ne yaptığımı biliyormuş, buna inanmak istememiş.
Because I didn't know how you'd react.
Çünkü ne tepki vereceğini bilemedim.
You brought me here because now you have to get Louis to back you, and you knew you'd be mad at me when I told you what you didn't want to hear.
Beni çağırdın çünkü şimdi Louis'in sana arka çıkmasına ihtiyacın var ve sana duymak istemediğin şeyi söylediğimde sinirleneceğini biliyorsun.
I never thought that you wouldn't represent somebody just because you didn't like them.
Birini sadece onu sevmediğiniz için temsil etmeyeceğinizi düşünmemiştim.
And apparently, you didn't hear what I said, because I just told Louis he could have one of my clients.
Görünen o ki sen de benim söylediklerimi duymamışsın, çünkü Louis'e benim müşterilerimden birini alabileceğini söyledim.
He thinks it's just all smoke and mirrors, but that's because he didn't see what I saw.
Sadece duman ve ayna olduğunu söylüyor ama benim gördüğümü görmediği için öyle konuşuyor.
( GRUNTS ) A-BOMB : That's because I didn't realize how strong they are.
Çünkü güçlerimin ne kadar kuvvetli olduğunun farkında değildim.
because i didn't do it 21
because i'm happy 21
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm happy 21
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because i am 105
because i don't care 17
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because it's fun 25
because i am 105
because i don't care 17
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because it's fun 25