But he did tradutor Turco
5,226 parallel translation
But he did it anyway.
Ama bunu yine de yaptı.
But he didn't, did he?
Ama öyle olmadı, değil mi?
I don't know, but he did.
Bilmem, belki öyle olmuştur.
He never told me, but he did let me know we were almost broke because of it.
Bana hiç söylemedi. Ama bu iş nedeniyle neredeyse beş parasız kalıyorduk.
But he didn't get it, did he?
Ama o anlamadi degil mi?
We don't know, But he did not sell joubert that pink diamond.
Bilmiyoruz ama Joubert'e pembe elması satan o değildi.
He wasn't ill, as such but he did have synthetic lungs implanted last year.
Koruma olan? Öyle bir hastalığı yoktu ama geçen sene yapay akciğerler taktırdı.
But he did go?
- Peki gitti mi?
He did some very bad things, but he didn't do Chicago.
O çok kötü şeyler yaptı ama Şikago işini yapmadı.
But he did anyhow.
Ama yine de sormuş.
It was complicated for Alex to do what he did, but he did it.
- Alex içinde karmaşıktı ama o başardı.
Listen, you did great, but... He's gonna need a real heart surgeon to fix this or he's gonna code again.
Bak, harika iş çıkardın, ama... gerçek bir müdahaleye ihtiyacı var ya da tekrar bu hale düşer.
But how did he know Peter had the gold in there with him in the first place?
Peter'ın altını olduğunu nereden öğrenmiş ki?
George was injured containing it, but that's exactly what he did - contain it and bring it home.
George onu zapt etmeye çalışırken yaralandı. Ama yaptığı şey tam da buydu, onu zapt etti ve eve getirdi.
But before he did, he let certain... interested parties know that he was willing to sell the list to the highest bidder.
Ama gizlenmeden önce, bu bilgiyle ilgilenen kişilere, en yüksek parayı verene satacağını söylemiş.
He studied one year, but did not like and he switched to economics, and did well.
Bir yıl okudu, fakat beğenmedi ve iktisata geçti, ve çok iyi yaptı.
You know, she thought they'd work out together once they got the gym in the house, but he never did.
Evdeki spor odasını yaptırdığında birlikte çalışacaklarını düşünüyordu ama o bunu hiç yapmadı.
But just to be clear, he's the one who did it.
Ama baştan söyleyeyim. O yaptı, ben yapmadım.
He did, but when we broke up,
Öyleydi, ama ayrıldığımız zaman,
Well, I did at first, but then he's got the tea vouching for him, doesn't he?
Başta gördüm ama daha sonra çayla birlikte güvenilir olduğunu kanıtladı, değil mi?
Oh, he was a tough nut to crack, that boy. But crack he did.
Konuşmayacak kadar güçlüydü çocuk, ama o da çözüldü.
But then he did all of his PR homework and he offered to help decorate.
Ama sonra tüm halkla ilişkiler ödevini yaptı ve dekorasyon için yardım etmeyi teklif etti.
But he inspired you to perform. He did.
- Ama seni sahneye çıkartan da oydu.
I'm not interested. He's totally lame now. I don't know what you did to him, but you turned him into a Swede.
Ona ne yaptın bilmiyorum ama sümsüğün tekine çevirmişsin.
But why did he attempt an emergency tracheotomy?
Ama neden Acil soluk borusu müdahelesi yapsın?
But he often said he did not want.
Bu işin bir parçası olsa da en başından beri bunu yapmayı hiç istememişti.
Well, she was married to a baker and he did well but they had no children.
Bir fırıncıyla evliydi, onun da işleri iyi gitti ancak çocukları yoktu.
I wanted to work with him because I thought I would get to learn how to do the tricks and the illusions, but no one on the crew knew how he did anything.
Onunla çalışmak. Çünkü yaptığı numaraları ve illüzyonları nasıl yapıyor öğrenirim demiştim. Ama çalıştırdığı kimse nasıl yaptığını bilmiyordu.
But no, he did not.
- Ama hayır, etmedi.
We all did, but I swear, if I'd known he was gonna defect...
Hepimiz öyle sanıyoruz, ama yemin ederim, eğer kaçacağını bilseydim...
But I did read one of his books, and he seemed like the type of guy that wouldn't blink twice at a Tennessee Top Hat.
Ama kitaplarından birini okumuştum ve Tennessee saç modelini hoş karşılayacak bir adama benziyordu.
But one of them did say that he also worked out at the reservation clinic, so...
Ama hemşirelerden bir tanesi onun bölge kliniğinde de çalıştığını söyledi, yani...
But I still don't get why he'd say he did it if he didn't.
Ama yapmadıysa neden yaptım desin hâlâ anlamıyorum.
But he died because she was seeking the truth about what you did to David.
Fakat o, senin David ile yaptığın şeyle ilgili gerçeği ararken öldü.
But he only did it because he loves me so much.
Ama beni sevdiği için yapmıştı.
But if heaven is for people what did good, then he would be in heaven.
Ama eğer cennet iyi insanlar içinse o zaman cennettedir.
But... but he... did he never acknowledge that there was a problem?
Hiç size, bir sorunu olduğundan bahsetmedi mi?
But he can't be held responsible for what he did if he was given GHB against his will.
Eğer GHB nin etkisi altındaysa, Ama yaptığıyla ilgili onu sorumlu tutamayız.
But when he hit me, when he physically hit me, how did you feel?
Ama adam bana vurduğunda fiziksel anlamda vurduğunda ne hissettin?
- Well, I thought I did, but he's here.
- Ben de öyle sanıyordum, ama buradaydı.
Director Sparks disabled the tracking device on his vehicle before he left town, but his ex-wife did not.
Müdür Sparks, kasabadan çıkmadan önce aracındaki takip cihazını etkisiz hale getirmiş. Ama eski karısınki hâlâ çalışıyor.
And he was so good, in fact, that it took them a while to catch on to him, but catch on to him they did.
O çok iyiydi, hatta onu yakalamaları... biraz vakit aldı ama yakaladılar.
He showed no joy but neither did he suspect the truth.
Bir sevinç belirtisi göstermedi fakat gerçeklerden de şüphelenmedi.
Maybe he did it, but even if he didn't, we can use Josh to get Lina out of her house.
Belki o yapmıştır, yapmadıysa bile, Josh'ı Lina'yı evden çıkarmak için kullanabiliriz.
I feel guilty that I told him, but what he did, that's on you.
Ona söylediğim için ben suçluluk hissettim ama onun yaptığı şey tamamen senin hatan.
Director Sparks disabled a tracking device on his vehicle before he left town, but his ex-wife did not.
Müdür Sparks, kasabadan çıkmadan önce aracındaki takip cihazını etkisiz hale getirmiş. Ama eski karısınki hâlâ çalışıyor.
Of course it's terrible, but what did she think he was doing?
Elbette çok kötü, ama ne yaptığını düşünüyordu ki?
But he got through like you did.
O da senin gibi buraya geldi.
No, I didn't, and, yes, he did, but celebrity stalking makes up only 10 % of all stalking cases.
Hayır, yakalamadım ve evet, taciz edildi ancak tüm taciz olaylarının yalnızca % 10'luk kısmını ünlü kişiler oluşturur.
But did FDR give up when he got polio?
Ama çocuk felci türeyince ilaç dairesi pes mi etmişti? Hayır.
Okay, listen. I don't have all the answers, but I know that he did this.
Tüm cevaplar bende yok ama onun yaptığını biliyorum.
but he didn't 242
but he didn't answer 18
but he didn't do it 25
but he did it 24
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but he doesn't 34
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't answer 18
but he didn't do it 25
but he did it 24
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but he doesn't 34
but here i am 78
but here it is 16
but here you are 88
but here's the deal 31
but here goes 21
but here 306
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's gone 56
but here's the deal 31
but here goes 21
but here 306
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's gone 56