But he did it tradutor Turco
1,238 parallel translation
He's responsible for the death of my husband, but he did it out love for me.
Kocamın ölümünden o sorumluydu, ama bunu beni sevdiği için yaptı.
But he did it, Judge.
Ama bunu yaptı, yargıç.
My God, he shaved his entire pubic region, which would baffle most cultures around the world, but he did it.
Tüm kasık bölgesini tıraş etti. Bu, dünyadaki birçok kültürü şaşkına çevirecek bir davranıştır.
But if he didn't do it, who did?
Ama o yapmadıysa, kim yaptı?
What happened is simply that I was trying to... bring a fork to a working man... who was a driver, a limousine driver... and he had dinner, but he did not have a fork to eat it....
Yaşanan olay şu ki çalışan bir adama çatal götürmeye çalışıyordum, kendisi şofördür, limuzin şoförü, kendisi yemeğini aldı ama yiyebileceği bir çatalı yoktu...
I realise he's only a simple earthling, but did it ever occur to you that he might know what he's doing?
O'nun basit bir Dünyalı olduğunu anlıyorum ama, acaba sana, hiç ne yaptığını biliyormuş gibi gelmedi mi?
It seems he got the part about killing the cargo ship crew, but he believes we did it, sir.
Ooran tuo calla! Sanırım kargo gemisinin mürettebatının öldürülme kısmını anladı fakat bizim yaptığımızı düşünüyor, efendim.
But then I realized, he needed it more than we did and I stopped chasing him.
Ama onun o paraya bizden daha fazla ihtiyacı olduğunu anlayıp kovalamayı bırakmıştım.
But... you know, strangely enough... I think I understand why he did it!
Ama... biliyor musun, garip olanı şimdi bunu neden yaptığını anladığımı sanıyorum!
Well, I may steal things. But it's nothing compared to what he did.
Evet, ben çalarım ama bu onun yaptığıyla karşılaştırıldığında resmen bir hiç.
But when they think of him, it's not how he played mud football that they remember, but rather, how he lied, how he did lie.
Ama onu düşündüklerinde hatırladıkları şey nasıl çamur futbolu oynadığı değil, nasıl yalan söylediği. Hem de ne yalan söylerdi.
But after he put me up on the table, he re-did it.
Ama beni masaya yatırdıktan sonra, o tekrar bağladı.
But then he did it again.
Ama sonra yine yaptı.
But what I wanna know is... how did he find out where it was?
Bilmek istediğim şey arabanın yerini nasıl öğrendiği.
So maybe he thinks that you did it, but not me.
Öyleyse senin yaptığını düşünüyordur, benim değil.
He did, but he had it converted into a human chessboard.
Vardı ama, sonra onu insanla oynanan satranç tahtasına çevirdi.
I don't know how coach did it, but if I talk, he's gonna fry me.
Koç bunu nasıl yaptı bilmiyorum, ama konuşursam beni kızartacak.
I'd never do a porno flick but if I did, J-ROC would be the last one doing it,'cause he's an idiot.
Asla porno filmde oynamazdım ama oynasaydım, bunu çekecek son kişi J-ROC olurdu çünkü o malın önde gideni.
He knows everybody he knows the mayor, and he knows the senator, and he calls politicians on the telephone as if he did get literally a high or bang out of doing what he did, and that's fine, but it can be a little hard on the people around you.
Herkesi tanıyordu, belediye başkanını,... senatörü, siyasetçilerle telefonda görüşüyordu. Sanki yaptığı iş dolayısıyla gerçekten yükselmiş gibiydi. Tamam yükselsin, fakat bu çevresindeki insanlar için katlanılacak bir şey değildi.
Yes, he did seem a little upset, but it's, no...
Evet, sesi üzgün geldi, ama yani, hayır...
He definitely did, but at the same time... you know, the nigga definitely did show me some love, so thinking'that, you know, it might be good... you know, maybe we could throw him in there somewhere,
Anlıyorum ama... O zenci kesinlikle sözümden çıkamaz. Aslında bakarsan bizim için iyi olabilir.
He crashed it and died, but he did get money.
Ağaca çarptı ve öldü. Ama parayı aldı.
Embry didn't want to admit it but Katie and I had much more in common than the two of them did... and he apologized, so...
Embry bunu kabullenmek istemedi ama Katie ve benim aramda çok daha fazla ortak şey vardı ikisinin arasında olandan çok daha fazla... ve özür diledi, böylece...
I couldn't see him through the fog, but when I got up close he was afraid of me and he thought I meant to do it, so maybe I did.
Onu siste göremedim ama yaklaştığında o benden korkuyordu. Ve isteyerek yaptığımı düşündü. Belki de haklıydı.
But the mayor, he wanted to close that casino... because he did not like gambling. He thought it brought the wrong kind of people.
Ama, belediye başkanı onu kapatmaya karar vermişti çünkü insanların eğlenmesinden hoşlanmıyordu... casino'nun şehre kanun kaçaklarını çektiğini düşünüyordu.
I know, but I'm sure he thinks it's because of something you did.
Biliyorum, ama eminim senin yaptığın bir şeyden kaynaklandığını düşünüyordur.
I ain't done shit, but he could have did something about it!
Ben bir şey yapmadım ama o da pek farklı değildi.
I can't believe it's him but if he did set the monster loose last time he'll know how to get inside the Chamber of Secrets.
O olduğuna inanamıyorum. Canavarı geçen defa serbest bırakan o ise Sırlar Odası'na nasıl girileceğini biliyordur. - Bu da bir başlangıç.
It was thought that Roger died childless, but he did not.
Rodger'ın çocuksuz öldüğü sanılıyordu ama öyle değildi.
But did he do it with full cognition, consciousness, intent, and will?
Ama katil cinayet sırasında bilinci yerinde miydi, maksatlı mı öldürdü?
I can't prove that he did it, but I know it was him.
Onun yaptığını kanıtlayamam, ama o olduğunu biliyorum.
But it did call for good faith, and he simply stopped painting.
Ama iyi niyet gerekliydi ve o resim yapmayı bıraktı.
But it was good enough for you to take me there after what he did to you?
Sana yaptıklarından sonra beni oraya götürmeyi düşündün ama.
Consenting adults have at it... but I can guarantee you our friend Noel here didn't consent to this, did he?
Bazı yetişkinler, buna razı olabilir. Ama dostumuz Noel'in böyle olmadığına seni temin ederim.
I don't know how he did it, but my Dad's going up on the Challenger.
Bunu nasıl yaptı bilemiyorum ama Babam Challenger'la yukarı çıktı.
Technically my father did it, but he doesn't know all the details.
- Teknik olarak babam yaptı ama paranın nereye gittiği hakkındaki bütün detayları bilmesi gerekmiyor.
I can tell what time he called, and I did hear something, but I can't be sure what it was.
Size ne zaman aradığını söyleyebilirm. Ve birşey duydum. Ama ne olduğundan tam olarak emin değilim.
Blow to the back of the head's probably what did it, but he's got impact wounds to the torso, thighs, forearms.
Muhtemelen kafasına aldığı darbe yüzünden ölmüş ancak gövdesinde, uyluk kısmında ve kolunun ön kısmında yara izleri var. Kavga olmuş.
- I don't know how he did it, but he's the guy.
- Nasıl yaptığını bilmiyorum ama adamımız o.
BUT ARE YOU JEALOUS BECAUSE I DID IT WITH HIM... OR BECAUSE HE DID IT WITH ME?
Kıskanmanın sebebi benim onunla olmam mı, yoksa onun benimle olması mı?
I don't know how he did it, but he's lying to everyone.
Neden yaptığını bilmiyorum ama herkese yalan söylüyor.
I ain't saying he did it, but he sure can throw a rock, that's all I've got to say.
Onun yaptığını söyleyemem, ama eminim O taş atabilir, söyleyebileceğim tek şey bu.
I did not wish it, but he leaves us no choice.
Bunu istemiyorum ama bize seçenek bırakmıyor.
It might not make any sense, but instead of thinking about what he did try thinking about what he did for you.
- Yararı olurmu bilmiyorum ama Onun ne yaptığı değil sizin ne yapacağınız önemli çocuklar. Biliyorsunuz.
He thinks he can handle it alone, but Mom, she did everything for him.
Her şeyi tek başına yapabileceğini sanıyor. Ama her şeyi yapan annemdi.
I have no idea what it is you're talking about, but he did seem to come off rather well.
Neden bahsettiğiniz hakkında hiç bir fikrim yok, ama çok başarılı olduğu ortada.
Lincoln freed the slaves... but before he did it, he said, "First you niggers got to build me a statue."
Lincoln köleleri serbest bırakmış.. .. ama bunu yapmadan önce, "önce siz zenciler bana bir heykel dikeceksiniz" demiş.
I don't know what you did to piss Macko off but he cut me a deal and I took it.
Macko'yu kızdıracak ne yaptığını bilmiyorum ama bana bir anlaşma önerdi ve kabul ettim.
But the way he did it.
O bu şekilde yola çıktı.
He can be a pain in the ass, but when it came to Gram he only did the right thing.
Konu Gram'la ilgiliyse, Phil her zaman doğrusunu yapardı.
He did both, but he had the budget for it.
İkisini de. Ama onun parası vardı.
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't answer 18
but here you are 88
but he didn't 242
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't answer 18
but here you are 88
but he didn't 242
but here goes 21
but here 306
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he never did 33
but he's a good guy 21
but he is 82
but he's gone 56
but he's not here 42
but here 306
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he never did 33
but he's a good guy 21
but he is 82
but he's gone 56
but he's not here 42