English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But here goes

But here goes tradutor Turco

192 parallel translation
It's a shame to bust this door in, but here goes.
Bu kapıyı kırmam hoş değil ama işte başlıyorum.
I don't know what you're looking for, but here goes.
Ne aradığını bilmiyorum, ama işte başlıyorum.
- But here goes. I believe in you.
- ama sana inanıyorum.
I'm a little nervous, but here goes.
Biraz gerginim. Konuya gireyim.
I promised myself I wouldn't do this, but here goes.
Pekâlâ, bunu yapmamaya söz vermiştim!
Hard to believe anyone will want this thing, but here goes.
Birilerinin bunu alacağından kuşkum var ama atalım bakalım.
But here goes.
Ama yapacağım.
Ok, well, I don't know how grand it is, but here goes.
Tamam! Büyük olur mu bilmem ama bilmiyorum ama gidelim.
I'm not comfortable in the first person, but here goes.
Kendimle ilgili bir şey anlatmakta, pek rahat değilimdir ama anlatacağım.
Hey, Jimmy, I never thought I'd say it, but here goes.
Hey Jimmy, bunu söyleyeceğimi sanmazdım ama al işte.
So God help me, but here goes.
Tanrım bana yardım et ama başlıyoruz.
I know you people don't like me or care about my opinion, but here goes.
Beni sevmeseniz ve görüşlerimi önemsemeseniz de dinleyin.
- But it goes over here.
- Işık buraya gelecek.
Nobody goes aboard this here boat but the authorities.
Bu geminin içine görevlilerden başkası giremez.
I don't like it, but... here goes.
Hoşuma gitmiyor ama, hadi gidelim.
I can show Bryan, our DA, that if he goes around tryin'to collect everybody he'll have a tangled case but if he sticks to Wilmer here, he can get a conviction standing on his head.
Ben bölge savcisi Bryan'la konusurum. Herkesi tutuklamaya kalkarsa isin çok karisacagini... ama Wilmer'la ugrasirsa olayi kolayca çözebilecegini... anlatirim.
" But since you ask me, here goes
Ama sorduğuna göre, dinle
Apparently you didn't have it in Africa... but here on the continent it's an honor that goes with staff rank.
Belli ki Afrika'da peşinde değilmişler. Ama burada yüksek rütbeli subayları sürekli gözlem altında tutuyorlar.
But let me out of here before that bomb goes off.
Fakat bomba patlamadan buradan çıkmalıyız.
I know you won't believe this, sweetheart, but here it goes anyway.
Buna inanmayacağını biliyorum. bir tanem, Ama yine de..
And that goes for the rest of you, but I'm staying here.
Bu sizler için de geçerli. Ama ben kalıyorum.
Yes. Well, he usually goes directly home from here. But tonight would be very bad, because I believe he's giving a party.
Şey, genelde işten çıkınca doğruca evine gider ama bu gece uygunsuz olur çünkü yanılmıyorsam bir parti veriyor.
Now, something goes funny in here with the legs, but, uh...
Şimdi, burada bacaklar konusunda garip bir şey dönüyor, fakat, eh...
But this seems like the right time and place, so here goes.
Ama galiba şimdi tam yeri ve zamanı.
We have built a splendid house, but no one goes in or out here anymore.
Muhteşem bir ev inşa ettik. Ancak artık kimse buraya gelip gitmiyor.
If all goes well, I expect to leave here poor but sated.
Her şey yolunda giderse buradan yoksul ama tok bir halde çıkmayı umuyorum.
From here up... nobody goes but me.
Buradan... kimse gelemez fakat ben.
"I'M SORRY, DARLING, BUT THE CHECK GOES HERE."
Pardon hayatım, hesaplar buraya.
And we've been able to make a deal, general, but we need our own men here because if anything happens to them, the map goes to the KGB, but if Emir Yousef accepts Shirra Assel's reforms
Bir anlaşma yapabildik ama adamlarımız burada olmalı çünkü onlara bir şey olursa harita KGB'ye gider.
Nobody knows who he is, but he really hates this school... so I guess he goes here.
Kim olduğunu kimse bilmiyor, ama bu okuldan nefret ediyor... sanırım bu yüzden buraya geliyor.
But here's a little cheer, a lot of people like it, it goes like this, rat shit, bat shit, dirty old twat.
Bir tezahürat var bir çok kişi seviyor bunu şu şekilde : Sıçan boku, yarasa boku pis kart kuku.
But I do know what goes on here.
Ama burada ne döndüğünü biliyorum.
If I say lunch is at'l, then I figure if I get here at 12 : 40, we'll get there in plenty of time, which is fine, but what I don't count on is the 20 minutes of abstract busyness that goes on after I get here.
Eğer yemek saat 1'de dersem ve sonra oraya 12 : 40'ta gidersem o zaman bir sürü zamanımız olur ki, bu iyidir ama benim güvenmediğim şey ben buraya geldikten sonraki 20 dakikalık iş yokluğudur.
But if your evaluation goes fine, you can be out of here in six to eight weeks.
Ama gidişatın iyi olursa 6 ila 8 haftada çıkarsın.
She sort of comes and goes but always ends up here.
Arada bir gidip geliyor ama evi burası.
Dad, I'm sure this piece is dear to you, but I don't think it goes with anything here.
Bu koltuk senin için çok değerli olabilir ama bu evdeki eşyalara hiç uymadı bence.
But nothing goes to waste here.
Fakat burada hiçbir şey israf edilmez.
But each year comes and goes and I'm still here.
Ama yıllar gelip geçiyor ve ben hala buradayım.
During the day, it can get quite warm, as Mount Kenya stands almost exactly on the equator, but up here at 14,000 feet, once the sun goes down it gets bitterly cold.
Kenya Dağı neredeyse tam Ekvator üzerinde olduğundan gün içinde hava oldukça ısınabilir. Ancak burada, 4200 metrede, güneş bir kez gitti mi hava can acıtırcasına soğuyor.
But for those idiots out there who don't know how to play, here's how it goes.
Ama önce bu oyunun nasıl oynandığını bilmeyen aptallar için işte kurallar :
I don't really think it's appropriate for a first date, but I haven't been able to think about anything else all day, so here goes.
Bence ilk buluşma için uygun olmaz. Ama bütün gün başka bir şey düşünemedim.
But you don't know the half of what goes on here.
Ama burada olanların yarısından bile haberin yok.
That may be true, as far as it goes, but I smell something else going on here.
Doğru da olabilir ama bence başka işler dönüyor.
But inside in here there's a part of you that goes cold.
Ama içinde şurada bir şeyler de onunla birlikte ölüyor.
There's no way to say this but flat out, so here goes.
Bunu doğrudan söylemekten başka yol yok.
It's a parasite, and when it starts to leave one body for the next not gonna gag here, but the first one goes gerploohy.
O bir asalak. Bir vücuttan diğerine geçerken dalga geçmek istemem ama ilk vücut ayvayı yiyor.
Look, I've never really done this before, but... ... I figure you probably have, so... ... here goes.
Dinle, böyle bir şeyi daha önce hiç yapmamıştım, ama sanırım siz yapmışsınızdır, yani demek istediğim.
- Here goes.But suppose I butch it?
- Tamam. Fakat yapmalı mıyım?
It goes on until chair mats and floor mats, but if you're not careful... you'll loop back into inks and toners and be here all day.
- Paspaslara kadar uzanıyor. Dikkatli olmazsan, mürekkeplerin arasına düşer, bir daha çıkamazsın.
But you don't want to be out here when the sun goes down, baby. You don't.
Güneş battığında burada olmak istemezsin.
I hate to be the Grinch, but it's not normal what goes on up here.
Grinch olmaktan nefret ediyorum, ama burada olanlar normal değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]