But thanks anyway tradutor Turco
153 parallel translation
I don't smoke, but thanks anyway.
Sigara içmem, ama yine de sağol.
But thanks anyway.
Gayet iyiyim. Yine de sağol.
I dont work here, but thanks anyway.
Burada çalışmıyorum ama yine de teşekkürler.
But thanks anyway. - How are you, Mr Chase? - Well, Lieutenant.
Anladığım kadarıyla, ona bir telefon gelmiş, muhtemelen dün gece gece yarısından sonra bir ara.
It probably won't be any use, but thanks anyway. It probably won't be any use, but thanks anyway.
Muhtemelen işe yaramayacak ama yine de teşekkürler.
That's not true, but thanks anyway.
Bu doğru değil, ama yine de teşekkürler.
But thanks anyway.
Yine de sağ ol.
I don't know why you did it but thanks anyway.
Bunu neden yaptın bilmiyorum ama sana minnettarım.
- But thanks anyway.
- Yine de teşekkürler. - Tabii, ne demek.
I don't think so, sir, but thanks anyway.
Sanmıyorum, şef, ama yine de teşekkürler.
But thanks anyway.
Ama yine de teşekkürler.
I may not leave right away, but thanks anyway.
Gitmeyedebilirim ama yine de sağ ol.
No, that's very nice of you, but thanks anyway.
Çok naziksiniz, teşekkür ederim.
No, I'm off the team'cause they don't have the funds for one more gymnast this year, but thanks anyway.
Çıkarılmamın sebebi başkaymış. Güya bütçede bu yıl takıma yeni bir oyuncu almaya para yokmuş.
It would have been nice gift for us to give somebody, but thanks anyway. So...
Oh, Affedersin, Bayan Arabayla-üstünden-geçelim ve-kancalarımızı-alalım.
It would have been nice gift for us to give somebody, but thanks anyway.
Bizim adımıza başkasına vermek için güzel bir hediye olurdu fakat yine de teşekkürler.
But thanks anyway.
Yine de sağol.
I think my horsemanship is a little rusty for the Himalayas, but thanks anyway.
Sanırım biniciliğim Himalayalar için biraz paslanmış, yine de teşekkürler.
I think I'll give the bar a rest for a while, but thanks anyway.
Bir süre bara ara versem daha iyi olacak ama yine de teşekkürler.
-... but thanks anyway for the compliment.
- Ama yine de iltifat için teşekkürler.
No, you're not but thanks anyway, Brother.
Yok, sen değilsin neyse ama teşekkürler, Kardeşim.
But thanks anyway.
Ama yine de sağol.
Uh, you're about two hours too late, but thanks anyway.
- 2 saat önce isterdim. Yine de sağol.
I don't know what it's for, but thanks anyway.
Ne olduğunu bilmiyorum ama yine de teşekkürler.
But thanks anyway.
Ama yine de teşekkürler. Hoşça kalın.
Thanks anyway But I've had enough
Teşekkür ederim ama yeterince içtim.
Thanks anyway, but I prefer going it by myself.
Teşekkürler, ama ben yalnız gitmeyi tercih ederim.
Thanks anyway. But I have the car with me.
Teşekkürler, fakat araba bende.
Thanks anyway, but I don't want no charity.
Sağ ol, ama sadaka istemiyorum.
- Thanks anyway, but...
- Yine de teşekkürler...
Well, thanks anyway, but you can keep the crown.
Teşekkürler, ama taç sende kalabilir.
But thanks, anyway.
Yine de teşekkürler.
I gotta stay with her. But thanks anyway.
Yine de teşekkürler.
Well thanks anyway but I'm meeting some people in my mother's saloon.
Şey yine de sağol. Annemin barında partiye katılacağım.
I probably could've manage, but my thanks to you gentlemen, anyway.
Muhtemelen yalnız da yapardım. Ama yine de, teşekkürler beyler.
Thanks anyway. But please, I can't accept.
Sağol ama lütfen, kabul edemem.
Well. thanks anyway. but I'm really pretty happy where I am.
Yine de teşekkürler, ama burada oldukça mutluyum.
Thanks anyway, Tyler, but I think you can manage without him.
Teşekkürler, Tyler, ama sanırım onsuz da idare edebilirsiniz.
But, thanks anyway, dad.
ama, neyse saol baba.
Thanks anyway, sir, but... I think I can manage.
Teşekkürler efendim ama böyle rahatım.
Tell Sonny thanks anyway, but we're good where we are.
Sonny'ye teşekkür ettiğimizi söyle. Ama biz yerimizde rahatız.
Thanks, anyway, but I pretty much know my way around the gym.
Teşekkürler, jimnastik salonunda kendi yolumu bulabilirim nasıl olsa.
But thanks for asking anyway.
Ama yine de sorduğun için teşekkürler.
But thanks, anyway.
- Ama sağ ol. Yine de sağ ol.
Thanks anyway, but no thanks.
Sağ olun ama kalsın.
But no thanks, anyway.
Ama hayır sağ olun yine de.
Thanks, anyway, but- -
Teşekkür ederiz ama...
Thanks a lot, sir, but I've decided to break up with David, anyway.
Çok sğolun efendim, fakat, zaten David'ile ayrılmaya karar verdim.
Oh, thanks anyway, but I had Crane brûlée for lunch.
Teşekkürler. Ben öğlen Crane Dibi yedim.
Thanks anyway, but I don't drink.
Yine de teşekkürler, fakat ben içmem.
You know, thanks anyway, but I think we're good.
Teşekkür ederiz. Sanırım yeterince şey yaptınız.
but thanks 292
but thanks for asking 31
but thanks to you 39
but thanks for the offer 16
thanks anyway 205
anyway 21649
anyways 1011
but today 329
but that's not you 16
but thank you 574
but thanks for asking 31
but thanks to you 39
but thanks for the offer 16
thanks anyway 205
anyway 21649
anyways 1011
but today 329
but that's not you 16
but thank you 574
but tell me 152
but that's beside the point 34
but that's not why i'm here 50
but that's okay 199
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's it 276
but that's the way it is 43
but that's beside the point 34
but that's not why i'm here 50
but that's okay 199
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's it 276
but that's the way it is 43