But you know something tradutor Turco
2,538 parallel translation
But something didn't add up, you know?
Ama bir terslik vardı. Bilirsin?
I don't know if you're a devil, an alien or something crazier than that, but someone's gotta stop you.
Şeytan mı, canavar mı, yoksa daha mı fenası, ama seni durdurmam gerekecek.
You know when you know something's wrong but you still want it anyway?
Bunun yanlış bir şey olduğunu düşünüyorsundur ama yine de ister misin?
No, but I know something you don't.
Hayır ama senin bilmediğin bir şey biliyorum.
But you must know something about him... like his name.
Ama onun hakkında bir şeyler bilmen lazım. Adı gibi mesela.
But, you know, that's just something to work on.
Ama bu sadece üzerinde çalışman gereken bir şey.
Yeah, I know, and maybe it wasn't something that you were able to offer Daphne, which I completely understand, but I just want you to know that Kathryn —
Evet, biliyorum ve Daphne'ye bunu yaptıramama sebebinizi kesinlikle anlıyorum. Ama sadece bilmenizi istiyorum ki Kathryn-- -
Y-you don't know me, but I have something that belongs to you, something with a-a bang.
Beni tanımıyorsun ama bende sana ait bir şey var. Gürültülü bir şey.
- Look, I know we have something here, But you're not ready.
Bak, bir şeyler hissettiğimizin farkındayım ama sen hazır değilsin.
Hernione, I don't know how to say this, but there's something inside me growing bigger for you by the moment!
Hernione, nasıl diyim bilmiyorum Ama şu an içimde sana karşı büyüyen bişey var
Well... it's hard to answer something that you've never done, and, you know, embarrassing - it's embarrassing to say that, but - but I know when - I would like -
Hiç yapmadığınız bir şeyi cevaplamak zor. Bunu söylemek utanç verici bir şey.
I know you're busy with something for tonight, but I really need your help.
Bu geceyle ilgili meşgul olduğunu biliyorum, Ama yardımına ihtiyacım var.
Well, I don't know what he used it for, but let me tell you something...
Nerede kullandığını bilmiyorum, Ama size birşey söyleyeyim...
You know, but if there's, uh, something else that you'd rather talk about...
Bunun haricinde konuşmayı tercih ettiğiniz bir şey varsa...
Well anyway, it's a huge pay-cut, it's a huge step-down, but, you know, it's something.
Herneyse, evet çok az maaşı var, baya bir düşüş olacak ama bilirsin, bu da bir şeydir.
I don't mean to be- - but she could've, like, texted or, you know, something.
Çok da önemli değil ama ne bileyim mesaj falan atabilirdi yani.
You can stay as long as you like, but there's something else the guys here told me about, something I thought you might want to know.
İstediğin kadar kalabilirsin ama adamların bana söylediği birşey daha var. Senin bilmek isteyeceğini düşündüm.
I'm not talking Dolly Parton big, you know, but you just need something that screams : Hair! Hair!
Dolly Parton'unki kadar büyük bir şeyden bahsetmiyorum ama bilirsin karşıdan bakınca insanı saçlar, saçlar diye çığlık attıran, sanki öyle bağıran, anlıyorsun değil mi?
You know how to handle it, but me, for the first time in my life I've actually got something to lose, and it only cost me ten grand to realize it.
Her şeyle başa çıkabiliyorsunuz, ama ben..,... hayatımda ilk defa kaybedecek bir şeylerim oldu. Bu da bana 10 bin kağıda patladı.
It was just, you know something that I read in biology got me thinking about Ali's autopsy, but like you said, the case is closed.
Sadece, biyolojide okuduğum bir şey beni Ali'nin otopsisi hakkında düşünmeye itti. Ama dediğin gibi, dava kapandı.
I didn't know you back then, but you must have found something, because underneath all that attitude, you don't really seem like the guy everyone should hate.
Seni o zamanlarda tanımıyordum ama bir şey bulmuş olman gerek. Çünkü tüm o tavırlarının altında sen herkesin nefret edeceği birine benzemiyorsun.
But something's come up and I need to know that you and ally are safe, ok?
Ama bir şey oldu ve Ally ile güvende olduğunuzu bilmeliyim tamam mı?
You know, I'm not really up on my Bible, but isn't there something in there about how it's...
Bilirsin, kutsal kitapla ilgili pek bilgim yoktur ama sanırım şuan ona ihtiyacım var...
I know you want to stay home with Laurel, but Nisha crossed a line, saying something to my dad.
Evde Laurel ile birlikte kalmak istediğini biliyorum ama Nisha babama söylediği şey ile sınırı aştı.
I was gonna let you know we were here, but we were just down here looking for something that I thought my dad might have left behind.
Burada olduğumuzu sana söyleyecektim ama buraya babamın bırakmış olabileceği bir şeyi aramak için geldik.
But I also know what that kiss was, and I want you to know something.
Ama aynı zamanda o öpücüğün ne anlama geldiğini de biliyorum ve senin de bilmeni istiyorum.
- Oh. But before you go down there, there's something you should know about my son, Phil.
Ama oraya gitmeden önce oğlum Phil hakkında bilmen gereken bir şey var.
I am so happy that this is our first official date, but you have to know something about me- - surprises make me really nervous.
Bu ilk resmi buluşmamız olduğu için çok mutluyum ama benim hakkımda bir şeyi bilmelisin sürprizler beni çok gerer.
And it felt like I was going to something this time, not just away, but I know it probably didn't feel that way to you.
Bu sefer sanki bir şeye doğru gidiyormuşum gibi hissetim kaçıyormuş gibi değil ama senin muhtemelen böyle hissetmediğini biliyorum.
And you know something? In junior high, he used to practice at night, and he wanted to walk home, but I wouldn't let him.
Bir de ne biliyor musun, ortaokula giderken, geceleri antrenman yapıyordu ve eve yürüyerek gelmek istiyordu, ama ben hiç izin vermedim.
But it started me thinking that I have to find something like that for myself, you know?
Ama ben de kendim için bir şeyler bulmaya karar verdim.
Yeah, I know it's become really popular, but it's something I've been diagnosing for the past ten years, so, you know what, we'll try this.
Evet, biliyorum çok popüler oldu, ama ben 10 senedir bu teşhisi koyuyorum,... o yüzden, biliyor musun, bunu yapacağız.
Boys, I know you two like to tussle, but will you promise me something?
Siz çocuklar iyi mücadelecisiniz fakat ben sizden bir söz istiyorum?
What I want is something you don't yet possess, but something I know is coming.
İstediğim şey, şu anda sahip olmadığın ama sahip olacağını bildiğim bir şey.
I could be mad, but you know what? I'm gonna trade in my mad for something that you and I are going to do together tonight.
Olabilirdim ama kızgınlığımı bu gece birlikte yapacağımız bir şeyle değişeceğim.
You know, Coach wants to keep me, but, look, I got to tell you, with this big fight between the Pittmans and then his lead attorney showing up at the practice facility, something big's going down.
Koç, kalmamı istiyor. Ama şunu söylemeliyim. Pittman'ların arasındaki büyük sorun, avukatının tesise gelmesi...
But you know, I was thinking this afternoon, what the hell happened to the days when a guy does something like that to a girl, and a bunch of us guys get together and just go kick his ( bleep ) ass?
Ama bugün düşünüyordumda, bu kadar adamız birleşip bir kadına bunu yapan adamın kıçını tekmeleyip ona günün göstermiyoruz?
Uh, you know something? We left Quahog to find adventure and get away from all those lame chores at home, but I'll tell you this.
Evet, Quahog'dan macera bulup ev işlerinden kurtulmak için ayrılmıştık.
Uh, there is something like a SIM card inside, you know, like in regular cell phones, but, uh...
Uzun zamandır evliyiz.
I should have gone home when I had the chance, but... Well, you can't leave now, or they're going to know you had something to do with it.
Firsatim oldugunda eve gitmeliydim ama... simdi ayrilamazsin, bununla bir ilgin oldugunu anlayacaklardir.
Look, I wish I could tell you something more about Melissa Wincroft, but I really didn't know her.
Melissa Wincroft ile ilgili daha fazlasını söylemek isterdim ama onu gerçekten tanımıyorum.
Look, I know you're still mad at me, but I need to talk to you about something.
Bak, biliyorum hala kızgınsın bana, Ama seninle bir şey hakkında konuşmalıyım.
There's something about it that's so like appealing and visually it's such a strong thing, but then you always know that at the end of that there's somebody's bag or there's somebody's tent, or there's somebody
Orada öyle bir şey varki. O kadar çekici ve görsel olarak o kadar güçlü bir şey ki, Ama sonra buranın dibinde birinin çantası vardır, birinin çadırı vardır hayatlarını nasıl düzene sokacaklarını uzun süre düşünen insanların varlığını bilirsiniz.
Listen, I know that trick-or-treating is something you and I do together, but if you're over this,
Dinle, şaka mı şeker mi seninle beraber yaptığımız,... bir şeydi, ama eğer bunlar benden geçti dersen,
No, no, no, I-I know, I know, it's just, I'm worried that we won't be prepared if something goes wrong, but if you're here in Castle, I guess we'll be okay.
Hayır, hayır sadece yeterince hazırlık yapamadık diye korkuyorum ama sen burada Kale'de olduğun sürece bir şey olmaz herhalde.
You know what? We have something similar down at the hospital, but nowhere nearly as cool.
Biliyormusun, Buna benzer bir kamyon da bizim hastanenin alt katında var.
But you do know something.
Ama bir şeyler biliyorsun.
She's like, "well, we can get you something, " but it's gonna be your birthday present, you know, for next month. "
"Sana bir şey alabiliriz, ama doğum günü hediyen olacak, diğer ay için."
You know, the Swedish women today, they're always trying so hard to be something that they're not, but, Danielle, she's so comfortable with herself.
Bilirsin günümüzde İsveç kadınları olmadıkları bir şeye bürünebilmek için devamlı çabalıyorlar. Ama Danielle kendiyle çok barışık.
No, but, I mean, if there's something you want to know, I'd be happy to...
Yok ama eğer bilmek istediğin bir şey varsa, seve seve- -
You women are good people. I know that. But you're obviously covering something up.
Sizler iyi insanlarsınız, bunu biliyorum ama belli bir şeyler saklıyorsunuz.
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you don't believe me 17
but you didn't listen 29
but you know 863
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you don't believe me 17
but you didn't listen 29
but you know 863
but you were 65
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you don't care 28
but you haven't 45
but you never know 100
but you're different 28
but you did it 63
but you see 277
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you don't care 28
but you haven't 45
but you never know 100
but you're different 28
but you did it 63
but you see 277