Completely alone tradutor Turco
235 parallel translation
You see, you are completely alone
Artık yapayalnızsınız.
That was a bad slip you made letting me know you were so completely alone.
Tamamen yalnız olduğunu bilmemi sağlaman yaptığın çok kötü bir hataydı.
I even let George and Bertha take their vacation so we could be completely alone.
Yalnız kalabilmek için George ve Bertha'nın da tatil yapmalarına izin vermiştim.
I've never been completely alone with a man in the middle of the night, - in the middle of the ocean.
Hiç gece yarısı, okyanusun ortasında, bir erkekle tümüyle yalnız kalmamıştım.
Completely alone?
Tamamen yalnız?
Completely alone.
Tamamen yalnız bırak.
And I realized we two are completely alone in the world.
Ve sonra, ikimizin bu dünyada ne kadar yalnız olduğunu fark ettim.
This Sunday, you'll be at an underground command post on Mount Thunder, completely alone.
Ve bu Pazar siz, Thunder dağı altındaki... yeraltı komuta-kontrol merkezinde tamamen yalnız olacaksınız.
From the start he's completely alone, transplanted, marked.
Başlangıçtan beri yalnız, nakledilmiş, mimlenmiştir.
For the past two years, I've been completely alone.
Son iki yıldır yapayalnız yaşıyorum.
I know I'm completely alone.
Yalnız olduğumun farkındayım.
But you'll be completely alone.
- Ama tamamen yalnız kalacaksın.
Now she says she's completely alone.
Şimdi yapayalnız kaldım diyor.
We wanted to be completely alone.
Tamamen yalnız kalmayı istedik.
He must be left completely alone to rest.
Tamamen tek başına dinlenmeli.
You'll be working completely alone.
Tamamen yalnız çalışacaksınız.
We have the privilege that the Vicariate General can allow a man who needs that aloneness very much need not even come to our common prayers and can remain completely alone.
Birbaşınalığa çok ihtiyaç duyan ortak dualarımıza katılma gereği bile duymayan birine Tarikat Lideri'nin izin vermesi gibi ayrıcalığımız var ve tamamen kendiyle baş başa kalabilir.
I'm left completely alone.
Tamamen yalnız kaldım.
I thought I was completely alone.
Burada tek başıma olduğumu sanıyordum.
She's completely alone.
Tamamen yalnız.
And that's to face, to confront the fact that you're completely alone.
Ve bunu yüzüne çarpar, gerçekte tek başına olduğunla yüzleşirsin.
I've been a cheat, a liar, completely alone, wounded.
... tamamen yalnızım.
So, completely alone?
Bu durumda yalnızsın.
Mazilli, I thought you should know... that you're completely alone.
Mazilli, bilmen gerekir diye düşündüm... tamamen yalnızsın.
Maybe I'm a little lonely right now, but I'm not completely alone.
Şimdilik belki biraz yalnızım ama tamamen de yalnız sayılmam.
I find that hard to believe, that you'd go away completely alone.
- Yalnız gittiğine inanmak zor.
I didn't say I was completely alone.
- Yalnızdım demedim...
No family, no visitors, she's completely alone.
Ne ailesi ne de ziyaretçisi var. Tamamen bir bilinmez.
" Have you ever felt completely alone?
" Hiç kendinizi yapayalnız hissettiniz mi?
Because I am certain that in his thoughts he is completely alone.
Onun düşüncelerinde yapayalnız olduğuna emin olduğum için.
I'm completely alone.
Yalnız olacağım.
- I'm completely alone.
- Tamamen yalnızım.
And your husband is completely alone.
Kocana destek verecek kimse kalmadı.
Completely alone.
Yapayalnız.
I can be surrounded by people and be completely alone.
Etrafım insanlarla çevrili olsa da yapayalnız olabilirim.
Are you saying you have been completely alone here for 50 years?
50 yıldır tamamen yalnız olduğunu mu söylüyorsun?
I felt completely alone.
Tamamen yalnız hissediyordum.
It doesn't matter if you stand completely alone.
Tek başına kalman bile önemli değil.
I hear it's one of the few places left where you can feel completely alone.
İnsanın kendini tamamen yalnız hissedeceği az sayıda yerden biri.
"... to avoid the painful fact that they're completely alone. "
"... hayatlarını sonu olmayan hilelerle ve yalanlarla doldururlar. "
But through it all, you're completely alone.
Ama bütün bunların ortasında, tamamıyla yalnız kalıyorsun.
You're completely happy living here alone?
Burada yalnız yaşamaktan tamamen mutlusun?
6 of December. With the moral of the Wehrmacht completely low, although some German troops to be alone the 25 km of the Kremlin, Zhukov freed its Siberians.
6 aralık günü Jukov Alman ordusunun morali yerlerde sürünürken ve Kremlin Sarayı'na sadece 25 km. kalmışken Sibirya birliğini savaşa sürdü.
I feel completely and totally alone.
Bütün bildiğim tümüyle yalnızım.
"Many times I've felt alone... " but until this afternoon... "I'd never felt completely lonely."
Kendimi çok kez yalnız hissetmiştim ama bu öğleden sonraya dek asla tamamen yapayalnız hissetmemiştim. "
Completely, totally all alone.
Tamamen... Kesinlikle... yapayalnız.
Man can never completely erase this sadness, because all men are fundamentally alone.
Bir erkek bu hüznü tamamiyle silemez, çünkü tüm erkekler aslında yalnızdırlar.
Here I was... alone in Las Vegas, completely twisted on drugs.
Los Angeles'ta tek başıma... uyuşturucuların etkisi altında kalakalmıştım.
I was so moved by me and Saturn alone in this room, 'I was completely swept away.'
O odada sadece Satürn'le benim olmam, beni o kadar etkilemişti ki tüm bu olay beni sürükleyip götürmüştü.
Completely and utterly alone.
Yalnız. Çaresiz ve tamamen yalnız.
No girlfriend no friend, just completely and utterly alone.
Tek başına kalacaksın.
alone 2197
alone at last 32
complete 94
complex 46
complain 24
completely 450
complicated 268
complications 49
compliments 18
completed 30
alone at last 32
complete 94
complex 46
complain 24
completely 450
complicated 268
complications 49
compliments 18
completed 30