English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Do it quickly

Do it quickly tradutor Turco

403 parallel translation
Yes, I had to do it quickly because I should not have much time from now on to come to the laboratory.
Evet, hızlı olmalıyım çünkü şu andan itibaren laboratuara gelmek için fazla vaktim yok.
I think, perhaps, you'd better do it quickly.
Bir an önce yapsan iyi olur bence.
Whatever it is, do it quickly.
Her neyse, çabuk yap.
Do it quickly, hang up.
Çabuk yap, telefonu kapat.
Die, and do it quickly.
Geber ve bunu bir an önce yap.
Will you do it quickly, please?
- Çabuk olabilir misin, lütfen?
I don't care how you do it, but do it quickly.
Nasıl yapacağın umurumda değil, yeter ki çabuk yap.
Let's do it quickly.
Hemen yapalım şu işi.
- Try anything, but do it quickly.
Deneyin o zaman, Dr. Wallace. Her şeyi dene ama bunu çabuk yap.
- All right, as long as you do it quickly.
- Tamam, ne yapacaksan elini çabuk tut.
Let's do it quickly
O zaman hemen yap!
Do it quickly.
Çabuk yap.
Do it quickly.
Çabuk basın.
Do it quickly
Duymadın mı, hadi?
No, it's not fair to you either. That's why today at the barn I tried to do it quickly and get it over with, and then we would, you know...
İşte bu yüzden bugün ambarda..... bu işi çabucak yapıp kurtulmak istedim.
Mrs. Talbot, you may pursue this line of inquiry... but do it quickly, and make your point.
Mrs. Talbot, sorgulamanıza devam edebilirsiniz ancak çabuk olun ve sonuca gelin.
And I suggest you do it quickly before my cassowary's razor-sharp talons rend you asunder.
Cassowary'min jilet gibi keskin pençeleri seni parçalara ayırmadan acele etmeni öneririm.
We'll do it quickly and it won't be so bad.
Çabucak yaparız, o kadar da kötü olmaz.
Do it quickly.
Çabuk olun.
- l'll do it quickly.
Sizden daha hızlı ve daha iyi yaparım.
We're leaving now, and I'll do it as quickly as possible.
Şimdi gidiyoruz ve bu işi en kısa sürede yapacağım.
If you have someone to warn, it would be better to do it very quickly.
Birisine haber vermen gerekiyorsa acilen yapılması en iyisi.
There's a disaster we can do something about and which it is most important for us to have information as quickly as possible.
Hakkında mümkün olduğunca çabuk istihbarat toplamamız gereken çok önemli bir felaket var aslında.
Do it as quickly as you can.
Bu konuda elini çabuk tut.
If you do not Iike it, recover quickly, and conquer all the men with your charms.
Bu laftan hoşlanmadıysan hemen iyileş. Güzelliğinle tüm erkeklerin aklını al.
Will you do it as quickly as you can, please?
Elinizden geldiğince çabuk yapmaya çalışın, lütfen?
Yes, let's do it right quickly.
Evet, haydi bunu hemen yapalım.
It is not safe, because a snake is cold-blooded and anesthetic does not work so well or so quickly with such animals, but there is no other thing to do.
Güvenli değil, yılanlar soğukkanlı hayvanlardır ve uyuşturucu iğne böyle hayvanlarda hemen etki göstermez,... ama yapacak bir şey yok.
If it was up to me, I'd do something about them quickly.
Bana kalsaydı, onlarla ilgili bir şeyler yapardım hemen.
Then do it quickly.
- O zaman çabuk yapın.
And you never give me the time to do it, you always leave so quickly.
Bunu yapmama hiç izin vermedin, her zaman erken ayrıldın.
Let's do it, quickly.
Haydi, çabuk.
I'll be worthless to you here if you don't do something. But you must realise it's dangerous to contact you with all the British buzzing about. And quickly.
Bir an önce bir şeyler yapmazsanız burada da işe yaramaz hale geleceğim.
Let me do it, you go and get some help quickly! Go ask for help.
Haydi, git ve çabuk yardım getir! Yardım istemeye git.
Give me quickly I have the stamina, I'll do as many as you like Just give it to me
İstediğinizi yaparım, yeterki bana biraz daha verin sadece verin işte
You must do it now while she is asleep : Now, quickly!
Bunu şimdi uyurken yapmalısın, çabuk ol!
Do it orderly and quickly
Düzgün ve hızlı biçimde.
You do go through it quickly.
Ne çabuk bitirdiniz öyle.
We have to do this quickly before the Decepticons get wind of it!
Transistörlerinizi çalıştırın ya da her neyse.
- Okay, then do it, quickly!
- Pekâlâ, çabuk ol biraz!
If we do not act quickly it is possible that Meltran will succeed before us.
Eğer acele davranmazsak Meltran bizden önce başarabilir.
All men sit by the windows! All women sit near the aisles! Do it now - and quickly!
Erkekler cam kenarına kadınlar da koridor koltuklarına geçsin.
Whatever you do, do it quickly.
Kaptan Gleason'un tayininden önce, ondan... övgüyle söz ettiğini hatırlıyorum.
We strongly believe Shirra Assel has it, Mm-hm. and we've got to find her quickly before they do.
Haritanın Shirra Assel'de olduğuna inanıyoruz ve onlardan önce bulmalıyız.
- Let's do it, quickly!
- Haydi yapalım şunu, çabuk!
Peg, if ever the day should come when somebody pays you for what you do, grab it and spend it quickly, because the world is coming to an end.
Anlayabilirsin. Bu çocuk. Bir tanrı... okulumuzun hademesi.
We'll do our best to get it out of here as quickly as possible. Thank you, Commander.
Gemiyi buradan derhal uzaklaştırmak için elimizden geleni yapacağız.
Why did you accept less money and do it so quickly?
İstediğinizden çok daha az parayı neden çabucak kabul ettiniz?
Could you do it more quickly?
Daha çabuk olabilir misin?
- How did you do it so quickly?
- Bu kadar çabuk nasıl yaptın?
If I can lock on quickly, I might be able to do it in 45 or 50 seconds.
Eğer hızla ve iyi kilitlenebilirsem, 45 ya da 50 saniyede yapılabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]