Electron tradutor Turco
355 parallel translation
- And electrola - An electron microscope.
- Elektron mikroskobu.
One proton and one electron give us the element hydrogen.
Birisinin mucize istediğini mi duydum? "Aaah" dediğini duyayım!
"an interocitor incorporating an electron sorter."
"Bir tür interocitor elektron düzenleyicisi."
That's true enough, but any organism...... dense enough to survive three billion electron volts...
Doğru. Ama üç milyar elektron volttan kurtulacak kadar yoğun olan bir organizmanın kati nükleer maddeden yapılmış olması şart.
- Electron.
- Elektron.
The electron guns failed to work against the Zarbi.
Elektron silahları Zarbi karşısında bir işe yaramıyor.
Electron guns useless against the Zarbi.
Elektron silahları Zarbi'lere karşı işe yaramıyor.
We'll take a look under the electron microscope.
Elektron mikroskobuyla inceleyeceğiz.
State stray, strap strident, stalagmite statute, status ploy boy yearling infant, babe, baby welt, chapped, sore, rapous rapacious, wild, agrestic domestic bucolic, idyllic Arcadian, pastoral pastures pasteurization deportation, separation annihilation masturbation craving, turgid languid, lurid father fatherly, godfather paternal, patriarch patronize electron, neutron, fuse tube, the radio tube... is made up of a glass container inside of which the component parts are placed in a vacuum.
Devlet serseri, kayış tiz, dikit yasa, statü manevra oğlan enik küçük çocuk, bebek, yavru şerit, çatlak, hassas, cezalı yırtıcı, vahşi, öfkeli evcil bukolik, idilik arkadyen, pastoral otlak pastörizasyon sınırdışı, ayırma yok etme masturbasyon özlem, abartılı.. ... ruhsuz, donuk baba babalık, büyük baba babadan kalma, aile reisi himaye elektron, nötron, sigorta lamba, radyo lambası... çeşitli elektronik parçaların içine vakumlanarak yerleştirildiği camdan yapılmış bir tüptür.
Aided by an electron scanning microscope, computers can analyze human tissue and identify the source of a weapon used in a crime.
Bir elektron mikroskobu yardımıyla, bilgisayarlar insan dokusunu analiz edebilir ve suçta kullanılan suç aletini tanımlayabilirler.
Sliced and examined under the electron microscope, this is how it appears.
Kesilip elektron mikroskobu altında incelendiğinde böyle gözükür.
They look like tiny moss filaments, but when these flattened, 400-million-year-old stems are sectioned, the electron microscope reveals quite different cells.
Ufak yosun dalları gibi gözüküyorlar ama bu düzleşmiş, 400 milyon yıl yaşındaki gövdelerin kesiti alındığında elektron mikroskobu çok farklı hücreleri ortaya çıkarıyor.
Cranium probe, neurosystems, everything, including psycho-electron recall.
Kafatası araştırması, sinir sistemleri, her şey. Bilinçaltı araştırmasına kadar.
It has only one electron. And only one proton.
Sadece bir elektronu ve sadece bir protonu vardır.
Take the hydrogen atom's electron, for example.
Örneğin, hidrojen atomunun elektronunu ele alalım.
In an atom, an electron doesn't exist between orbitals.
Atomun içindeki bir elektron yörüngeler arasında var olamaz.
The sizes of the electron orbits are strictly limited, and different for the atoms of every element.
Elektron yörüngelerinin boyutları kati biçimde sınırlı ve atomun her bir elementi için farklıdır.
The chemistry of anything is determined by its electron orbits.
Herhangi bir şeyin kimyası, onun elektron yörüngelerine göre belirlenir.
The force that holds an electron in orbit has nothing to do with gravity.
Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur.
The electron dances a wavy ring around the central nucleus of a hydrogen atom. And makes quantum leaps from orbit to orbit.
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar.
The larger the orbit, the greater the energy of an electron.
Yörünge ne kadar büyükse elektronun enerjisi de o kadar büyüktür.
An electron has to get energy to leap to a larger orbit.
Elektron, daha büyük bir yörüngeye sıçramak için enerji kazanmalıdır.
When you magnify the spectrum with a telescope, as Joseph Fraunhofer did, you raise the curtain on the electron dance within the atom.
Joseph Fraunhofer'in yaptığı gibi tayfı bir teleskop ile büyüttüğünüzde atomun içerisindeki elektron dansının perdesini aralamış olursunuz.
When the energy of the electron flags, and it drops to a lower orbital, the light wave it emits scatters.
Bir elektron, enerjisi azalıp da daha düşük bir yörüngeye düştüğünde bu elektronun soğurduğu ışık dalgası etrafa saçılır.
But deep inside the atom hidden far beneath the outer electron cloud is the nucleus, composed chiefly of protons and neutrons.
Fakat atomun derinliklerinde elektron bulutunun altında gizlenmiş olan çekirdek, başlıca proton ve nötronlardan oluşur.
And it, like the electron and the proton, were discovered here at Cambridge University.
Nötron, elektron ve proton gibi burada Cambridge Universitesinde keşvedilmişti.
A proton has a positive electrical charge and an electron an equal, negative electrical charge.
Proton, pozitif elektrik yüklüdür ve bir elektron negatif elektrik yüklüdür.
Since every atom is electrically neutral the number of protons in the nucleus must equal the number of electrons far away in the electron cloud.
Bütün atomlar elektrik yükü olarak nötr olduğunda çekirdekteki protonların sayısı elektron bulutundaki elektron sayısına eşit olur.
A collapsing star twice as massive as the sun isn't stopped by the electron pressure.
İki güneş kütleli bir yıldızın çöküntüsü elektron basıncı tarafından durdurulamaz.
A collapsed star that's held up by electron forces is called a white dwarf.
Çökmüş bir yıldız elektron kuvvetleriyle bir arada ise "beyaz cüce" olarak adlandırılır.
Linda, prep a sample of that for the electron microscope, please.
- Linda, elektron mikroskobu için şundan bir örnek hazırlayıver, lütfen. - Tamam.
Who knows the electron wave functions for Kryptonian convalent bonding?
Kripton kovalent bağı için elektron dalga fonksiyonlarını bilen var mı?
One of these is the unit charge of an electron.
Bunlardan biri de elektronun yüküdür.
You know how the electron resistance across the neural filaments can be resolved?
Sinir lifleri arasındaki elektron direncinin... nasıl aşılacağını çözdünüz mü?
It is hugely magnified by an instrument like this, which is a scanning electron microscope.
Taramalı elektron mikroskobu tarafından muazzam bir şekilde büyütüldü.
And we can use the scanning electron microscope just as though it was a telescope pointing at some distant planet, so strange are the sights it shows us.
Ve taramalı elektron mikroskobunu, uzak bir gezegene odaklı teleskop gibi kullanabiliriz. Bize verdiği görüntüler oldukça şaşırtıcıdır.
I think we have a volunteer there to work the electron microscope.
Şurada elektron mikroskobuyla ilgilenecek bir gönüllümüz var sanırım.
So we have been on a journey using the scanning electron microscope to the world of the very small, and that's another way of capturing the strangeness of our own world.
Taramalı elektron mikroskopunu kullanarak, çok küçüklerin dünyasını seyahat ettik ve bu, kendi dünyamızın görülmeyenini yakalamanın bir diğer yolu.
In the next lecture, I shall be turning to the problem of design, and the difference between genuinely designed things, like that electron microscope, and apparently designed things, that are not really designed, like this elephant and like this swift.
Bir sonraki konuşmamda ; tasarım sorununa ve şu elektron mikroskobu gibi gerçekten tasarlanmış şeyler ile bu fil ve ebabil gibi gerçekte tasarlanmamış, fakat tasarlanmış gibi anlaşılan şeyler arasındaki farklılıklara yoğunlaşacağım.
Electron concentration 7.95.
Elektron konsantrasyonu 7.95.
One electron circles one proton.
Protonun etrafındaki bir elektron.
The big electron.
Büyük elektron.
Marriage is the union of disparate elements - male and female, yin and yang, proton and electron.
Evlilik birliğinin birbirinden farklı öğeleri. Erkek ve kadın, yin ve yang, proton ve elektron.
I don't suppose you heard back on the requisition I put in for an electron microscope.
Bir elektron mikroskopu istediğime dair başvurumu duymadınız sanıyorum.
I know this is kind of a strange question, but who do you know that can get me an electron microscope?
Bunun tuhaf bir soru olduğunu biliyorum, fakat tanıdığın kim bana bir elektron mikroskopu verir?
The electron discharge cannon.
Elektron Fırlatma Silahı.
This film contains classified information on defense project 406562 the electron discharge cannon.
Bu film 406562 numaralı savunma projesi hakkında sınıflandırılabilir bilgi içerir Elektron Fırlatma Silahı.
And maybe Maxie with it. An electron discharge cannon?
Elektron Fırlatma Silahı mı?
At Cornell University, they have an incredible piece of equipment known as the "tunnelling electron microscope."
Roger, Cornell Üniversitesinde son derece iyi bilimsel cihazlar var. Adı elektron tünelleme mikroskobu.
The valence electron of a typical element is equal to its groups.
Tipik bir elementin valens elektronu gruplarına eşittir.
And its valence electron in turn is equal to its groups.
Ve bu durumda, doğal olarak, grupları da valens elektronuna eşittir.
electronics 32
electronic 16
electronic voice 41
electronic beeping 25
electric 53
election 116
electro 28
electrical 22
electricity 105
elected 44
electronic 16
electronic voice 41
electronic beeping 25
electric 53
election 116
electro 28
electrical 22
electricity 105
elected 44