English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / For whatever it's worth

For whatever it's worth tradutor Turco

107 parallel translation
For whatever it's worth.
Ne pahasına olursa olsun.
For whatever it's worth to you, now that I have nothing else to give I love you.
Bir şeyim kalmadı. Senin için ne kadar önemli bilmiyorum ama seni seviyorum.
For whatever it's worth..
Neye mal olursa olsun..
That's my observation, for whatever it's worth.
Doğru mu bilemem ama bu benim gözlemim.
Well, for whatever it's worth, he says he's going to let us go tomorrow morning.
Altın olsun olmasın, yarın sabah bizi bırakacağını söyledi.
For whatever it's worth, you can tell mother... he didn't suffer towards the end.
Anneme söyle, sona yaklaştığında acı çekmemiş.
Joanna, for whatever it's worth, thank you.
Joanna. Kıymeti var mı bilmem ama, teşekkürler.
Well... for what it's worth... my guess is... whatever's left of him... is rotting in that old shipwreck. You see, Mr. Merrick... my guess is that you killed him... the night I sent you the pictures... the night you had the accident.
şey... for what it's worth... benim tahminim... ondan geriye kalan her ne ise o eski batığın içinde çürüyor görüyorsun, Mr. Merrick... benim tahminim onu sen öldürdün... gece sana resimleri gönderdim... o gece kaza yaptın.
Well. for whatever it's worth. Mr. Roe. I was raised a Baptist.
Eğer değecekse, Bay Roe, Baptist olarak büyütüldüm.
Look, I don't claim to know what you're going through but whatever it is, it's not worth dying for.
Bak, neler yaşadığını bildiğimi iddia etmiyorum ama her ne yaşıyorsan yaşa, ölmeye değmez.
Harry, listen. For whatever it's worth, you were right and I was wrong.
Harry, artık bir önemi var mı bilmiyorum, ama sen haklıydın, ben yanıldım.
For whatever it's worth... I'm here to tell you that it is possible.
Bir değeri varsa şayet bunun mümkün olduğunu söylemek için buradayım.
You know, for whatever it's worth, when I was in the fourth grade, I played the king in my school play, and I got so nervous that I started to cry right in the middle of my fight scene.
Sonucu ne olursa olsun ben de ben 4. sınıftayken okuldaki bir piyeste kralı oynuyordum ve o kadar gerildim ki tam dövüş sahnesinin ortasında ağlamaya başladım.
For whatever it's worth, Annie, took a lot of guts for you to come here.
Her ne olursa olsun, Annie, buraya gelmen büyük fedakarlıktı.
Well, for whatever it's worth, from a stranger, I wouldn't change a freckle.
Bir yabancıdan duyduğun şey ne kadar değerli bilmem ama ben olsaydım hiçbir şey değiştirmezdim.
I'm not sure if this paper is what you wanted- - if I hit the social significance... or whatever you're looking for... but for what it's worth, thanks a lot.
Odevim istediginiz gibi oldu mu bilmiyorum. Toplumsal onem ya da istediginiz... diger noktalara degindim mi emin degilim. Ama sizin icin anlami varsa tesekkurler.
So you can take that for whatever it's worth.
Bu cümleme istediğiniz değeri biçebilirsiniz.
For whatever it's worth. For whatever it's worth.
Bir yararı olacaksa.
for whatever it's worth I thought what you did today was terrific.
Fikrimi umursar mısın bilmem ama bence bugün yaptığın müthişti.
So it's worth whatever someone's willing to pay for it, right?
Yani ödemeye hazır birinin ödediği paraya değer, öyle mi?
But whatever it is, apparently it's worth dying for.
Ama her neyse belli ki uğrunda ölmeye değer.
Joey just so you know for whatever it's worth, and I don't know what that is, but I just didn't....
Joey senin için önemi var mı bilmiyorum ama, bilesin diye söylüyorum. Onunla aramızdaki her ne ise planladığım bir şey değildi.
Promise me, John, that whatever sacrifice you make for this place you just make sure it's worth it.
- Bana söz ver John. Burası için ne fedakârlıkta bulunursan bulun önce buna değeceğine emin ol
FOR WHATEVER IT'S WORTH,
Çok geç olmasın da.
For whatever it's worth, and I'm sure it isn't much... ... I will be performing at the bar tonight.
Bir değeri var mı bilmem, eminim fazla yoktur ama bu akşam barda şarkı söyleyeceğim.
For whatever it's worth, the kind of people you're talking about are not typically sanctioned by any church.
Ne olursa olsun, bahsettiğin o insanlar normalde herhangi bir kilise tarafından tasdik edilmez.
Stan, for whatever it's worth, I think you were really brave.
Çocuklar, sanırım şu an iş konuşmak için mükemmel bir zaman. Ne demek istiyorsun?
well, it's worth whatever us suckers will pay for it.
Biz iğrenç insanların verdiği para kadar değerlidir.
But for whatever it's worth...
Ama değeri ne olursa olsun...
Maybe you just haven't found whatever it is that's worth cutting off an ear for.
Belki de kulağını kesmeye değecek şeyi bulmadın.
I'll pay you for whatever it's worth.
Bunun için sana ne istersen öderim.
Hey, for whatever it's worth you're a pretty damn good kisser.
Hey, buna değer ne olursa olsun Bir hayli iyi bir ağız vardır.
For whatever the heck it's worth, I always thought you did the right thing... even though it cost you your job there on the force.
Her ne pahasına olursa olsun, her zaman doğru şeyi yaptığını düşündüm birlikteki işine mal olmuş olsa bile.
Look, for whatever it's worth, I didn't steal those drugs.
Bak, davranışlarını anlıyorum. Ama o uyuşturucuyu ben çalmadım.
For what it's worth the state will do whatever it can to assist the investigation.
Bir önemi var mı bilmiyorum ama eyalet soruşturmaya yardım etmek için elinden geleni yapacaktır.
Look, for whatever it's worth, you did the right thing with Prado.
İyiyim. Bak, neye bedel olursa olsun, Prado'yla ilgili doğru şeyi yaptın.
But listen, for whatever it's worth, I'll do whatever it takes to help you meet another woman.
Ama dinle, değeri var mı bilmiyorum başka kadınlarla tanışmana yardım edeceğim.
I know it's not the Lost City of Atlantis we're looking for here, but whatever it is, could be worth finding.
Aradığımız Atlantis'in Kayp Şehir'i değil, biliyorum ama her neyse bulmamıza değebilir.
Whatever's on that chip, I certainly hope it's worth the risk. Thanks for the counsel.
Bu çipin içinde ne olursa olsun umarım riske değer.
For whatever it's worth, I truly do love you.
Neye mal olursa olsun, seni gerçekten sevdim.
Maybe it's the tumor. But, whatever it is, it's not worth liquidating assets for.
Belki de tümör yüzündendir ama her neyse mal varlığımı harcamaya değmez.
But for whatever it's worth, my vote is that we keep doing this.
Her ne olacaksa, benim oyum şu an bunu yapmamızdan yana.
Simon, I just wanted you to know, for whatever it's worth that I really respect you for how you've handled this whole situation.
Simon, sadece sana demek istiyorum ki bu olayı hallediş tarzına saygım sonsuz.
Well, for whatever it's worth, we did conduct a legal transaction.
Bedeli her ne olursa bir iş anlaşması yaptık.
For whatever it's worth, CC, I do love you.
Eğer bir faydası olacaksa C.C. seni seviyorum.
So take that for whatever it's worth, buddy.
Bunun için ne gerekiyorsa yap dostum.
Look, I know you must be disappointed, t for whatever it's worth, I really liked your presentation.
Hayal kırıklığına uğramış olabileceğini biliyorum ama ne olursa olsun senin sunumunu çok beğenmiştim ben.
Oh, and for whatever it's worth, I think you're absolutely right, the writing sucks.
Değeri var mı bilmem ama bence haklısın.
All right, but for whatever it's worth, you should know that he is really really torn up about this.
Yine de bilmelisin ki bu konu onu çok ama çok yıprattı.
Look, for whatever it's worth if I have to spend the rest of my days in a dark, windowless room I can't think of a better person to spend it with.
Eğer bir değeri olacaksa eğer hayatımın geri kalanını karanlık, penceresiz bir odada geçireceksem bunu beraber geçirebileceğim başka bir insan düşünemiyorum.
Anyway, I just wanted to say, for whatever it's worth, he was a true hero.
Herneyse, sadece bunu söylemek istedim, söylememin bir önemi var mı bilmem ama O gerçek bir kahraman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]