Get comfortable tradutor Turco
938 parallel translation
Get comfortable.
Rahat olun.
Just sit down and get comfortable.
Otur da rahatına bak.
Sit down, get comfortable.
Otur, rahat dur ki.
Now, come and get comfortable.
Gel, rahat bir şeyler giy.
Georgie, please get comfortable.
Georgie, lütfen rahat ol.
I'll get comfortable.
- Aslında çıkarsam iyi olacak.
Come on, get comfortable.
Gel şöyle, rahatla.
Let's get comfortable.
Rahatımıza bakalım.
- Get comfortable.
- Rahat mısın.
Help her get comfortable. I'm going to my office.
Yerleştikten sonra Ofisime gelirsiniz.
Do you want to get comfortable?
Huzur bulmak istermisiniz?
We have a long wait ahead of us, so let's get comfortable. Hmm?
Uzun süre beklememiz lazım, rahatça dinlensek iyi olur.
- Let me get comfortable, please.
- Oturmama izin ver.
Ahh... We'd better take it easy... ... get comfortable... ( sighs )
en iyisi böyle, daha rahat.
I don't let the people with me get comfortable with it in that I remind them that it's a new crowd out there, it's a new audience.
Yanımdaki insanların da rahatlamasını istemem karşılarında yeni bir seyirci, yeni bir izleyici olduğunu hatırlatırım.
I'd like to get comfortable. - By all means.
- Biraz rahatlamak istiyorum.
Let's get comfortable and talk.
Biraz rahatlayıp, konuşuruz.
Come in. Get comfortable.
İçeri gel. rahatla.
Get comfortable.
Rahatla.
- Well, sit down, get comfortable.
- Oturun, rahatınıza bakın.
Let's go back in and get comfortable.
- İçeri dönelim. Biraz dinleniriz.
Just wanna get comfortable.
Rahat hareket etmek istiyorum.
It's useless to get comfortable.
Bu rahatlatıcı değil.
Dorothy, get comfortable.
Dorothy, rahatına bak.
Get comfortable with the wet-suit.
Dalgıç kıyafetinin içinde rahat ol.
Once you get used to it, it will feel as comfortable as your bedroom.
Bir alışınca evindeymişsin gibi rahat geliyor.
Would somebody get General Ludendorff a nice, comfortable chair?
Birisi General Ludendorff'un konforlu sandalyesini getirecek mi?
I'll get somebody to see that you're comfortable.
Rahatının yerinde olduğundan emin olmak için birini ayarlayacağım.
I'm going to get into something more comfortable.
Üzerime rahat bir şeyler alacağım.
You won't get there till morning, so make yourselves comfortable.
Sabaha kadar orada olamazsınız, bu yüzden rahatınıza bakın.
Now, get good and comfortable.
Şimdi biraz rahatımıza bakalım.
I think you'll be comfortable here once you get settled.
- Sanırım yerleşince burada rahat edersin.
You know how hard it is for us to get along on that small pe That guy has a comfortable business.
Ayrıca, aylığımla yaşamanın bizim için ne kadara zor olduğunu biliyorsun.
You know most of the times, fellows get the ideas that there is nothing much to life except, getting through what is easy and comfortable as he can.
İşini kolayca ve rahat bir şekilde görmeni sağlıyor.
I got one of these for each of you, with enough money to keep you comfortable while you're waiting, but not enough to get you into trouble.
Bundan birer tane alacaksınız. Beklerken rahat duracak ve belaya bulaşmayacaksınız.
You get the urge for a nice comfortable scratch, and, " Put that dog out!
Seni güzelce kaşımalarını istersin ve, " Şu köpeği dışarı çıkar!
And if it's a hotel... I'm going to get a room with a nice comfortable bed... order up eggs and bacon, toast, lightly browned on one side only... and a pot of tea, no tea bags -
Eğer o bir otelse konforlu yatağı olan bir oda tutacağım yumurta, pastırma ve sadece bir tarafı biraz kızarmış tost ve bir fincan çay sipariş...
Get yourself comfortable, and I'll fix you some breakfast.
Rahatla biraz da, ben de sana kahvaltılık bir şeyler hazırlayayım.
To make you comfortable, to help you get well.
Seni rahat ettirmek ve iyileşmene yardımcı olmak için.
Well, if you're serious, let's get you in a nice, comfortable chair near a light.
Şey, eğer ciddiysen, seni bir lambanın yanına güzel, rahat bir sandalyeye alalım.
I made him as comfortable as possible and came to get help.
Onu rahat ettirebildiğim kadar ettirdim ve yardım çağırmaya geldim.
Get off your horse, make yourself comfortable.
Atınızdan inip, keyfinize bakın.
Get comfortable in them.
Çekinme.
I wouldn't get too comfortable, Mr Coogan.
Fazla rahat olamam, Bay Coogan.
Shall we get a little more comfortable?
Biraz rahatlamaya ne dersiniz?
I never get completely comfortable with it.
Tam olarak rahat edemedim.
Make yourselves comfortable, I'll go and get washed up.
Rahatınıza bakın beyler. Ben gidip temizleneyim.
Very well, I want two pairs of comfortable shoes and you get the 2000.
Çok güzel, iki çift ayakkabı istiyorum ve toplam 2000 alacaksın.
Well, you want me to get you a more comfortable chair, hon?
Daha rahat bir sandalye getireyim mi canım?
Well we'll get into something more comfortable and meanwhile make yourselves at home.
Üzerimize rahat bir şeyler alalım. Bizi beklerken keyfinize bakın.
Get pillows, blankets, sheets, anything that will make the injured more comfortable.
Yastık, battaniye, çarşaf, onları rahat ettirecek herşeyi toplayın.
comfortable 174
get crazy 16
get cracking 24
get changed 65
get creative 16
get closer 81
get comfy 23
get cleaned up 16
get clear 19
get crazy 16
get cracking 24
get changed 65
get creative 16
get closer 81
get comfy 23
get cleaned up 16
get clear 19