Glad to be here tradutor Turco
292 parallel translation
- Glad to be here.
- Burayı seviyorum.
- I'm mighty glad to be here, Father.
- Burada olduğuma memnunum baba.
I'm glad to be here.
Burada olduğuma memnunum.
" l'm glad to be here. I had to be here, I guess.
"Burada olduğuma memnunum ve sanırım burada olmam gerekiyordu."
- Glad to be here.
- Burada olmaktan mutluyum.
- We're glad to be here.
- Burada olduğumuz için mutluyuz.
I am so glad to be here.
Buraya gelmekle ne iyi ettim!
- I was glad to be here.
Burada olmaktan mutluluk duydum.
I'm glad to be here with you.
Burada seninle olmaktan mutluyum.
For those of you who want to know George Carlin, I'm glad to be here to introduce you. And now, George Carlin, On Location.
George Carlin'i tanımak isteyenlereyse George Carlin, On Location'ı tanıtmak üzere burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum.
We're glad to be here tonight.
Bu gece burada olmaktan cok mutluyuz.
But, you know, I had a Lot of help, and we're just glad to be here.
Fakat çok fazla yardım aldım ve burada olmaktan gurur duyuyoruz.
Am I glad to be here!
Burada olduğuma çok mutluyum!
And here's to my life, because I'm very glad to be here and to be a part of all of you.
Bütün yaşadıklarıma çünkü burada, olmaktan sizin bir parçanız olmaktan çok mutluyum.
Think I'm glad to be here?
Burada olmaktan memnun muyum sanıyorsun?
I'm really glad to be here.
Burada olduğuma çok seviniyorum.
Just glad to be here.
Burada olmaktan mutluyum.
I am glad to be here.
Burada olmaktan memnunum.
I'm glad to be here.
Burada olmayı seviyorum.
I'd be only too glad to give you a position here tutoring my students but even this poor establishment has its reputation to think of.
Öğrencilerime ders vermenden mutlu olurum ama bu zavallı kurumun saygınlığını da düşün.
Karl, if you only knew how glad I am to be back here... where people can still laugh and be happy.
Evet. Karl, gülümseyen mutlu insanların olduğu bu ülkeye döndüğüm için nasıl mutluyum bilemezsin.
- I'll sure be glad to get out of here.
- Buradan gidince çok mutlu olacağımdan eminim.
We shall be glad to have you here... but if you leave tonight, I will not be able to have you back.
Sizi burada ağırlamaktan memnun olacağız... Ancak bu akşam ayrılırsanız, bir daha buraya geri dönemezsiniz.
I'm so glad you happened to be here.
Burada olmana çok sevindim.
Tell me who is the boss around here... and I'll be glad to do anything you want.
Burada patron kim söyle bana ondan sonra istediğini yaparım.
I'm so glad I'd be able to meet you here, sir.
Sizi karşılamaktan çok memnunum efendim.
But you know, in a way I ought to be kind of glad about this. It means he didn't come here for me.
Ayrıca buna memnun oldum, artık benim için gelmediğini biliyorum
I'm so glad to be leaving here.
Buradan ayrıldığına sevinmelisin.
If you want to try your strength, I'm sure Mr. Roach, here, will be glad to take you on.
Kendini güçlendirmek istiyorsan, eminim ki Bay Roach size eşlik etmek isteyecektir.
These gentlemen here have asked me to take charge of this situation so I immediately said that I'd be glad to take charge of it.
Buradaki görevli benden durumu kontrol altına almamı istedi. Ben de bundan gurur duyuyorum.
- I'm glad you're enjoying yourselves. Because you're going to be here for the next 20 years...
Hoş vakit geçirmenize sevindim, çünkü 20 yıl daha burada kalacaksınız.
I'm glad to have you with us, Mrs Peel. I hope you'll be happy here.
Bize katıldığınıza memnun oldum.
Yes, you said how glad you would be to stay here as long as possible.
Evet, burada mümkün olduğu kadar kalabilirsen mutlu olacağını söylemiştin.
I'm glad you could be here to see this, Jeff.
- Bunu görebileceğin için memnunum Jef
Here, I'll be glad to oblige.
Alın, bu lütüf beni sevindirir.
If he comes back and you need deputies every man here would be glad to help.
Geri gelirse ve yardimci gerekirse buradaki herkes zevkle yardim eder.
Here, hold this. I'll be glad to.
Memnun olurum.
I'll be glad when Michele gets here and I can talk to someone who is not looking over his shoulder.
Michele buraya gelince çok mutlu olacağım. Arkasını kolaçan etmeyen biriyle konuşabileceğim sonunda.
Be glad your mother ain't here to see your shame.
İyi ki annen utancını görmüyor.
That's where things are happening and I'll be glad to emigrate, there's nothing to keep me here.
Aslında bizim alandaki her şey orada olup bitiyor. Oraya göç etmek beni mutlu edecek. Beni buraya bağlayan hiçbir şey yok.
If they can't swim here, they'll be glad to swim at the beaches of Cape Cod the Hamptons, Long Island.
Burada yüzemezlerse, Cod Burnu'nda, Hamptons veya Long Island Plajlarında yüzmek isteyeceklerdir.
I'm glad to be back here again.
Buraya geri döndüğüme çok sevindim.
I'd just like to tell you, sir, how glad we are to be here.
Efendim, burada olmaktan ne kadar memnun olduğumuzu söylemek isterim.
And then they come in Monday... ( audience laughing )... say, " Boy, am I glad to be back here.
Pazartesi günü ise, "Buraya geldiğime öyle memnunum ki."
I tell you, I will be damn glad to get out of here.
Sana söylüyorum, buradan kurtulduğumda çok mutlu olacağım.
You see Mr. Cox, normally we would be glad to serve you... but we have this little problem because... the boss here forgot to pick up the new coffee machine... which was the reason he went to town in the first place.
Görüyorsunuz ya Bay Cox, aslında size bir fincan kahve vermek isterdik... ama şu anda küçük bir problemimiz var çünkü... patron yeni kahve makinası almayı unutmuş... ki, şehre gitmesinin asıl sebebi bu iken.
The boys down here will be glad to hear that.
Buradaki çocuklar bunu duyduklarına sevinecekler.
If you've got any psychological problems or you're just plain suicidal, Dr. Sheila Fleming is here, and she'll be glad to give you some dubious advice.
Psikolojik problemleriniz varsa, kendinizi tek başınıza veya intihara yakın olduğunuzu düşünüyorsanız az sonra Doktor Susan Flaming canınızı sıkıp vaktinizi ziyan edecek.
Hey, here's a rock they'll be glad to see in Houston.
Bu örnek onları mutlu edecek.
Oh, I'm so glad we moved, I think we � re going to be very happy here.
Taşındığımıza çok seviniyorum. Bence hepimiz burada çok mutlu olacağız.
I'm glad you're here to witness what may be my grisly death.
Burada belkide korkunç ölümüme tanık olacağınız için çok mutluyum.
glad to meet you 91
glad to hear that 26
glad to be of service 30
glad to see you 90
glad to help 23
glad to hear it 243
glad to know you 38
glad to have you back 23
glad to 22
be here 37
glad to hear that 26
glad to be of service 30
glad to see you 90
glad to help 23
glad to hear it 243
glad to know you 38
glad to have you back 23
glad to 22
be here 37