Glad you asked tradutor Turco
349 parallel translation
I'm glad you asked.
Güzel bir soru sordunuz.
- I'm glad you asked me that.
- Bunu sorduğuna memnun oldum.
I'm glad you asked me to go to the movies.
Beni davet ettiğine sevindim.
I'm mighty glad you asked me, mister.
İyi ki sordunuz bayım.
I'm glad you asked me that question, Lonesome.
Bu soruyu sormana sevindim'Yalnız'.
Are you glad you asked me to come?
Gelmemi istediğinden memnun musun?
I'm glad you asked.
Sorduğuna sevindim.
It's all right, darling. I'm glad you asked.
Teşekkürler sevgilim, bunları sorduğun için mutluyum.
I'm glad you asked it.
Sormanıza sevindim.
I'm glad you asked, because I believe in a man knowing all about his business.
Sorduğun için memnun oldum, çünkü ben işini tamamıyla bilen adama inanırım.
I'm glad you asked that.
Bunu sorduğunuz için mutluyum.
I'm glad you asked that question, sir.
Ne? O soruyu sorduğunuza memnun oldum, efendim.
I'm glad you asked me that.
Sormanıza memnun oldum.
I'm glad you asked me that question. The reason is because if you had asked Simons or Bradlee, they would've said :
Bu soruyu bana sormana sevindim, çünkü eğer Simons ya da Bradlee'ye sorsaydın sana şöyle derlerdi :
Aren't you glad you asked?
Sorduğunuza memnun değil misiniz?
Now, I'm glad you asked that.
Sorduğunuza sevindim.
- You're a brave man, and I'm real glad you asked.
- Sen cesur bir adamsın, ve sorduğuna da gerçekten çok sevindim.
I'm glad you asked me out.
Çıkma teklif etmene sevindim.
Oh. I'm so glad you asked.
Sormanıza çok sevindim!
You know, I'm glad you asked me that question.
Bu soruyu bana yöneltmenizden memnuniyet duydum.
As I said, I'm glad you asked me that question.
Dediğim gibi, sormanız beni memnun etti.
I'm awfully glad you asked me that, Lloyd...
İyi ki bana bunu sordunuz, Lloyd...
I'm glad you asked, april.
- Sorduğuna sevindim April.
I'M GLAD YOU ASKED, MY DEAR.
Bunu sormana çok memnun oldum hayatım.
I'm glad you asked, son.
Bunu sorduğun için mutluyum oğlum.
Grand Uncle. I'm glad you asked me here or you could've ended up like the bird.
Senin sonun da kuşunki gibi olacak.
Grand Uncle, I'm glad you asked me here or you could've ended up like the bird.
Büyük amca, beni buraya çağırdığın için çok mutluyum ; yoksa sonum kuş gibi olabilirdi.
- But what does that have to do with - - With nanotechnology? Glad you asked.
- Nanoteknolojiyle ne ilgisi mi var?
Well, I'm glad you asked that question, Dinah, because when my daddy said someone was bad, he meant that that person was lazy.
Bunu sorduğuna sevindim, Dinah, babam birisi için "kötü" dediyse, bu onun "tembel" olduğu anlamına gelir.
Glad you asked.
Sorduğuna sevindim.
I'm glad you asked. Maihar'du... the book.
Maihar'du kitap.
I'm glad you asked.
Bunu sormandan memnun oldum.
I'm actually glad you asked that question, sir.
Aslında bu soruyu sormanızdan dolayı memnun oldum, efendim.
Well, I'm glad you asked.
Sorduğuna sevindim.
I'm glad you asked me.
Dur. Bak Jewel. Bana bu soruyu sormana sevindim.
- I'm glad you asked. She was wonderful, full of life, untill I killed her, of course.
Bunu sormana sevindim, çünkü o harikaydı, hayat doluydu ben onu öldürene kadar tabii ki.
Well, I'm glad you asked that.
Peki, bunu sorduğunuza sevindim.
Mm-mm, I'm the one who's glad you asked.
Mm-mm, isteğini yerine getirmek beni mutlu etti.
I'm very glad you asked me that.
Bunu sormanıza çok sevindim.
Glad you asked.
Sormanız iyi oldu.
I'm glad I asked you to take me home.
İyi ki beni eve götürmeni istemişim.
- I'm glad I asked you to take me up.
Beni yukarı çıkartmayı kabul ettiğin için çok mutlu oldum.
Glad you asked me that.
Bunu sorduğunuza sevindim.
Called people, asked around and suddenly thought of looking in the phone book. Anyway, I'm glad you could come.
İnsanları aradım, herkese sordum,..... sonra aklıma birden telefon rehberi geldi.
But I'm glad you asked me about Jo Ann.
- Vince, haydi bir iyilik yap.
Not that I care. I'm glad that you asked that, Dad, because I'm not being all I can be.
Klüp Bud artık açılmıştır.
Well, I'm glad you asked.
- Sormana sevindim.
- I am glad you finally asked me out.
Bana en sonunda çıkma teklif ettiğin için memnunum.
Aren'tcha glad I asked you on this vacation?
Tatil yapalım dediğime mutlu değilsindir herhalde değil mi?
I'm glad you asked that, Sarah.
Bunu sorduğuna sevindim Sarah.
- Glad you asked.
- Sormana sevindim.
glad you like it 36
glad you're okay 17
glad you came 42
glad you made it 44
glad you're here 92
glad you could join us 41
glad you're back 37
glad you could come 19
glad you could make it 159
glad you called 26
glad you're okay 17
glad you came 42
glad you made it 44
glad you're here 92
glad you could join us 41
glad you're back 37
glad you could come 19
glad you could make it 159
glad you called 26
you asked for it 145
you asked me 62
you asked for me 32
you asked 123
you asked me to 28
you asked for my help 19
you asked me a question 21
you asked to see me 72
asked 24
asked and answered 66
you asked me 62
you asked for me 32
you asked 123
you asked me to 28
you asked for my help 19
you asked me a question 21
you asked to see me 72
asked 24
asked and answered 66