English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Grandchild

Grandchild tradutor Turco

618 parallel translation
I'm not sure. I don't know if meaningless physical relationship would produce a grandchild for my father.
Anlamsız fiziksel temastan bir torunu olur mu bilmem.
Again, she found none to challenge her. George Amberson Minafer, the major's one grandchild was a princely terror. LABORER :
Isabel yine kendisini durduracak kimseyi bulamadı ve George Amberson Minafer, Binbaşı'nın tek torunu, müthiş haşarı bir çocuk oldu.
- His grandchild?
- Torunu mu?
First you take my son away, and now you want to alienate my grandchild.
Önce oğlumu alıp götürdün, şimdi de torunumu yabancılaştırmak istiyorsun.
You look like a grandma nursing a grandchild
Tıpkı torununa bakan bir nine gibi görünüyorsun.
He could've held his own grandchild by now.
Şu zamana kadar kendi torunlarını kucaklıyor olabilirdi.
Baby, is it so wrong for us to want a grandchild?
Canım, bir torun istememiz suç mu?
And a grandchild.
Ve bir de torun.
What will your mother say if she finds out she's lost a grandchild?
Annen torununu kaybettiğini öğrendiğinde ona ne diyeceksin?
They say a grandchild's more lovable than a child
Torun, evlattan daha çok sevilirmiş.
She'll be ashamed to have a great-grandchild.
Torunun çocuğunu görmekten utanç duyacak.
If your great-grandchild is born, then I'll chuck it into the ravine.
Torunun çocuğu doğarsa ben de onu alır uçurumdan atarım.
Nonsense. I'd rather do it sooner than later, before the arrival of my great-grandchild.
Torunumun çocuğu doğmadan bunu yapmak istiyorum.
Well, it's your grandchild.
Ama o sizin torununuz.
Maybe I live to see a grandchild yet.
- Belki torunumu görürüm.
Grandchild of an executioner.
Bir celladın torunu.
Th-that's my grandchild, Susan, and that's Miss Wright, and that's Charlton.
Bu torunum Susan, ve bu Bayan Wright, bu da Charlton.
" Where is my grandchild?
Torunum nerede?
You're still my grandchild and always will be, but now you're a woman, too.
Sen hala benim torunumsun ve hep de öyle olacaksın ama artık bir kadınsın da.
His first grandchild.
Doktorun ilk torunu.
You must think me foolish, but I can hold my own grandchild now.
Sana gülünç gelebilir ama artık torunumu kucağıma alabileceğim.
Perhaps you want a grandchild?
Belki de bir torun sahibi olmayı istiyorsundur?
Yes, yes, but when a man is having his first grandchild...
Evet, evet. Ama bu ilk torunu, efendim.
My great grandchild
Torunumun kızı
One table serves both granddad and grandchild :
Sofram atalarımıza açık Torunlarımıza da.
My grandchild will be a notary.
Torunum bir noter olacak.
My grandpa had every grandchild grind three times.
Dedem bunu bize ödül diye yaptırırdı.
- You forgot my grandchild!
- Torunumu unutmuşsunuz!
I was recently blessed with a second grandchild.
Geçenlerde ikinci torunum dünyaya geldi.
One grandchild.
Bir de torunu.
My grandchild is staying with us.
Torunum bizimleydi.
- For bringing me my grandchild.
Bana torunumu getirdiğin için.
Thanks to Alma's broad-mindedness, she's a member of our family, and she's expecting my grandchild.
Alma'nın geniş fikirliliği sayesinde o da ailemizin bir parçası artık ve torunumu doğurmayı bekliyor.
As you know, I have a particular interest in special education because of a grandchild.
Bildiğiniz üzere torunum nedeniyle özel eğitimle bilhassa ilgiliyim.
She'll say that this baby's her great-grandchild.
Büyükannem bunun "fare" bebek olacağını söylüyor.
Why's a great-grandchild no good?
Fare ne demek?
It'll be hard having another great-grandchild, but I sense it could be my own reincarnation.
Fare bir sorun, ama onun yeniden doğuşum olduğunu hissediyorum.
I won't dislike my great-grandchild as much as people think.
Buna herkesin sandığı kadar karşı değilim.
It's fine, there's one less mouth to feed and your great-grandchild's now dead.
Her şey yolunda. Doyuracak boğazlardan biri eksildi, ayrıca fare de öldü.
There'll be another great-grandchild soon.
Yakında yeni bir faremiz olacak.
Let's ask Mr. Conroy, he could bring his grandchild.
Bay Conroy'dan torunu da getirmesini rica edelim.
- A grandchild, right?
- Torunun için, değil mi?
When you see it, you'll remember my daughter and my grandchild.
Buna bakınca, kızımı ve torunumu hatırlayacaksın.
OUR CHILD WILL BE YOUNGER THAN OUR GRANDCHILD.
Çocuğumuz torunumuzdan genç olacak.
THE UNCLE OR THE AUNT WILL BE YOUNGER THAN YOUR GRANDCHILD.
Görünüyorki, amcası ya da halası, torununuzdan genç olacak.
If Gaby's your grandchild, what do we do?
Şayet Gaby sizin torunuz ise, ne yapacağız?
I brought her because I want to know if Gaby's her grandchild... or someone else's grandchild.
Onu buraya getirdim çünkü Gaby'nin onun veya bir başkasının torunu olup olmadığını bilmek istiyorum.
Or the grandchild of someone who hasn't the strength to... walk around the plaza with a poster.
Elinde posterle, meydanda yürümeye mecali kalmamış birinin torunu olup olmadığını bilmek istiyorum.
You gonna give me a grandchild?
Bana torun verecek misiniz?
I buried my grandchild and both of my children.
Çocuklarımdan ikisini gömdüm.
You've ruined my son's married life, and you've killed... my grandchild.
Ve torunumu öldürdün. Ben artık bu lanet yerde durmayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]