Green eyes tradutor Turco
375 parallel translation
The same green eyes continually changing...
Sürekli değişen, aynı yeşil gözler...
With big green eyes.
Kocaman yeşil gözleri vardı.
Remember Sandy, the little nurse with the green eyes?
Sandy'yi hatırlıyor musun, yeşil gözlü hemşire?
Have you got a brunette with green eyes, kind of slanted either alone or with a little guy, weighs about 115 pounds wears a grey hat and grey suit?
Esmer, yeşil gözlü, hafif çekik 50 kg civarında, yalnız veya gri şapkalı, gri elbiseli bir gençle oturan bir kadın?
It will take a sapphire and an emerald together to match your blue-green eyes.
Gözlerindeki mavi-yeşil renge ancak bir safirle bir zümrüt beraber ulaşır.
At the moment I recall a Russian princess with..... with green eyes and a lily-white breast.
Şu an, yeşil gözlü, zambak beyazı göğüslere sahip... bir Rus prensesi aklıma geldi.
No, I wanted to say, with green eyes and red beard.
Hayır, yeşil gözlü ve kızıI sakallı diyecektim.
A redhead with green eyes.
yeşil gözlü, kızıI sakallı.
You've got green eyes.
Gözlerin yeşil olmuş.
He has green eyes like me.
Benim gibi yeşil gözleri var.
Beautiful, beautiful green eyes.
Çok güzel, çok güzel yeşil gözler.
Daddy has green eyes too.
Babamın da yeşil gözleri var.
And he had green eyes.
Yeşil gözleri vardı.
Such green, green eyes.
O kadar yeşil, yeşil ki!
No kitten fond of study has green eyes.
Çalışmayı seven hiçbir kedi yavrusunun yeşil gözleri yoktur.
Yellow hair, blue-green eyes, fair skin, and the little ones, too.
Sarı saçları, mavi gözleri, açık tenli. Çok küçük.
All that anger in those pretty green eyes?
O güzel yeşil gözlerde kızgınlık görüyorum.
He had dark hair, green eyes and a moustache.
Siyah saçlı, yeşil gözlü ve bıyıklı.
The colonel had green eyes and shiny boots.
Albayın yeşil gözleri ve parlak botları vardı.
red lips and green eyes
Kırmızı dudaklar ve yeşil gözler.
Ylettes green eyes tickled me when they carefully considered my sex.
Ylette'nin beni o yeşil gözleriyle dikkatlice izlemesi beni tahrik ediyordu.
You're putting me on with those beautiful green eyes.
O güzel yeşil gözlerinle beni işletiyorsun.
Brown hair and green eyes.
Kahverengi saç, yeşil gözler.
Because I got this badge, this gun and I got the love of Jesus in my pretty green eyes.
Çünkü bu rozetim, bu silah ve yüreğimde İsa aşkı var.
You have the prettiest green eyes I've ever seen.
- Asıl sen, gördüğüm en güzel ela gözlere sahipsin.
A black lizard with a pair of green eyes attacked me
Parlak yeşil gözlü kara kertenkele... bana saldırdı
She's medium height, green eyes.
Orta boylu, yeşil gözlü.
She has green eyes.
Yeşil gözleri var.
Beautiful green eyes, like creamy jade.
Güzel gözler, pürüzsüz yeşim taşı gibi.
She's got green eyes.
Onun gözleri yeşil.
Because what I really am in the mood for is a girl with green eyes.
Çünkü gerçekte canım yeşil gözlü bir kız istiyordu
Your eyes are green.
Gözlerin yeşil.
Fill your eyes the grass green, the people born in?
Yeni doğmuş gibi.
Her eyes, green as the cedars of Lebanon.
Gözleri Lübnan'daki serviler kadar yeşildi.
I used to look deep into her eyes and they'd just change colours get all fiery and green.
Goezlerine derin derin baktigim zaman renk degistirirlerdi. Alev gibi ve yemyesil olurlardi.
Makes your eyes look green and sexy.
Gözlerini yeşil ve seksi yapmış.
No, I don't think so. But her eyes were green.
Hayır, sanmıyorum, ama gözleri yeşildi.
Your eyes are green, aren't they?
Gözlerin yeşil, değil mi?
They'll be dark like José, of course, but they'll have bright, green, beautiful eyes.
Elbette José gibi esmer olacaklar, ama hepsinin yemyeşil, çok güzel gözleri olacak.
A type more tremendously, eierköpfiger type with red eyes and green beard.
İri yarı, yumurta kafalı bir tip. kırmızı gözleri ve yeşil sakallıydı.
Her eyes looked green.
Gözleri yeşildi.
But were her eyes green, or just looked that way?
Ama onun gözleri yeşildi ya da sadece öyle mi görünüyordu?
My eyes, how green can you get!
Amma da safsın!
Rich, green, lovely to the eyes, and of a goodness that will fill the hearts of the people with tears of joy.
Zengin, yeşil, göze çok hoş gelecek, ve iyilik dolu bu ise insanları mutlu edecek.
But if a woman's eyes are green, she'll turn hot or cold or mean.
Ama bir kadının gözleri yeşilse, Kızabilir, soğuk ya da cimri davranabilir.
You can start in small ways with ping-pong ball eyes and a funny voice and then you can paint half of your body red and the other half green and then you can jump up and down in a bowl of treacle going'squawk, squawk, squawk...'
Ufak yöntemlerle başlayın : Pinpon topundan gözler ve komik bir ses. Sonra vücudunuzun yarısını kırmızıya yarısını yeşile boyayın.
But she's got the prettiest green eyes I've ever seen.
- Evet ama gördüğüm en güzel ela gözlere sahip.
And you have the prettiest green eyes I've ever seen.
- Sen de gördüğüm en güzel ela gözlere sahipsin.
His face green, his eyes puffed shut his hands livid.
Yüzü yeşildi, gözleri pörtlemişti elleri morarmıştı.
Your eyes, green as an emerald...
Gözlerin, bir zümrüt kadar yeşil...
But with these big green... eyes.
Fakat iri yeşil gözleri var.
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes here 16
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes forward 43
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes here 16
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes forward 43
eyes front 76
eyes on 29
eyes closed 32
green 729
greenwich 20
greenland 20
greene 82
greenleaf 21
greendale 31
greenberg 45
eyes on 29
eyes closed 32
green 729
greenwich 20
greenland 20
greene 82
greenleaf 21
greendale 31
greenberg 45