English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He'll be ok

He'll be ok tradutor Turco

113 parallel translation
He'll be OK.
İyi olacak.
- He'll be OK. He's got nine lives.
Teğmen Costa onu boşver, o dokuz canlı biridir.
He'll be ok.
Bir şeyi yok.
He probably thinks I'll come home this evening, cry, and then Mommy be OK again.
Muhtemelen bu gece ağlayarak eve döneceğimi ve her şeyin düzeleceğini zannediyor.
- He'll forget the exam. - OK!
- Üff be gene şiştik.
It's a bad fracture, but I think he'll be OK.
Kötü bir kırığı var, ama iyi olacağını sanıyorum.
He'll be OK. Things'll be OK.
İyi olacak, herşey iyi olacak.
He'll be OK.
Her şey yoluna girer.
- He'll be OK.
- Bir şeyi yoktur.
He'll be OK
Onun için endişelenme.
- The pharmacist says he'll be OK.
Eczacı, iyileşecek diyor.
- He'll be OK.
- İyi olacak.
Roll the windows up, lock the doors, and if anybody talks to you, Tell them your daddy's inside and he'll be right back. OK?
Camları kapa, kapıları kilitle ve biri bir şey derse, babanın içerde olduğunu ve hemen döneceğini söyle.
He'll be OK.
İyileşir.
You OK? - He'll be OK.
İyileşeceksin.
- l think he'll be OK.
- İyi olucak.
And if he ain't OK, there'll be a dumpster full of dead guineas, spaghetti still on their forks.
Eğer iyi olmasaydı, şu anda bir dolu ceset ve önlerinde yenmemiş spagetti tabakları olurdu.
He'll be OK.
O iyi olacak.
Japanese immigration has got no record... of a Jack Stanton entering Japan. OK, he could be anywhere... but I'll bet you dollars to doughnuts... the boy never left town.
Japanese göçmenlik kayıtlarında jack stanson'un japonya'ya giriş yaptığına dair kayıtları yok tamam, heryerde olabilir... fakat yemek parasına iddiaya girerim ki...
- Let him alone. He'll be OK.
- Yalnız bırak.
He'll be here, OK?
Tamam mı?
- He'll be right here in the box, OK?
- Burada kutuda duracak, tamam mı?
- He'll be OK.
- Ona birşey olmayacak.
We don't know how powerful he'll be if he reaches the surface. OK.
Yeryüzüne çıkarsa ne kadar güçlü olacağını söylemek imkansız.
He'll be OK.
- İyileşecek.
He said I'll be OK.
Sorun olmadığını söyledi.
He'll be ok.
İyileşecek.
Look, he'll be all right, OK?
Bak, o iyi olacak, Tamam mı?
Tell him if he shows up with the pistol, it'll be OK.
Tabancayı getirirse işlerin yoluna gireceğini söyle.
I think he'll be ok.
Cehennemde gibi ama iyiyim.
Actually, I know he'll be OK.
Aslında iyi olacağını biliyorum.
I hope he'll be OK.
Umarım düzelir.
Well, then, he'll be OK, right?
- O zaman sorun yok değil mi?
He'll be OK.
Durumu iyi.
He'll be ok.
O Tamam olacak.
He'll be OK.
Yakında düzelir.
He'll be ok if someone's find it, he'll say somebody left the phone.
Birisi onu bulacak, Ona birinin telefonu bulacagini söyle.
He's in shock but he'll be OK.
Şokta. Ama düzelecek.
If I know my mom, now she'll come in... give me a worried look mixed with a look of... don't worry, he's family but he's just your uncle, it will be OK'.
Annemi tanıyorsam, şimdi içeri gelecek ve... endişeyle karışık bakışları adeta şöyle diyecek : "Merak etme, o aileden, ama alt tarafı amcan, her şey yoluna girecek"
Something tells me he'll be OK.
İçimden bir ses, iyi olacağını söylüyor.
Don't worry about him, he'll be OK.
Endişelenme, başının çaresine bakar.
Don't beat him, he'll be OK.
Tamam dövmeyin onu. Onunla ilgileneceğiz.
Are you sure he'll be OK?
İyi olacağından emin misin?
But he'll be ok.
Ama düzelecek.
- Are you sure he'll be OK?
- İyi olduğundan emin misin?
Ok, you made it up here without passing out or vomiting, now just calmly and eleguantly explain that you can't open the door right now, and he'll be on his way.
Pekala. BayıImadan ve kusmadan buraya kadar gelebildin. Şimdi sâkin ve kibar bir şekilde kapıyı neden açamadığını anlat.
He was shot in the street, returning to the office. He'll be ok, they think. He was very lucky.
Onu bürosuna dönerken sokakta vurmuşlar, iyileşeceğini söylüyorlar, çok şanslıymış ama çok gergin, ameliyata hazırlıyorlardı.
he's doing OK we'll be out of here in no time
İyileşiyor.
I have to give him to them so he'll be safe. OK?
Onu onlara vermeliyim, böylece güvende olacak, tamam mı?
And he'll be OK?
İyileşecek mi?
I mean, do you think he'll be OK by the time she gets here?
O gelene kadar düzelir mi sizce?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]