He is dangerous tradutor Turco
570 parallel translation
Be careful, he is dangerous.
Dikkat edin, tehlikelidir.
He is dangerous.
Çok tehlikeli.
It is not necessary to say he is dangerous and clever.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş.
He is dangerous
O, tehlikeli
If he is right and Fane is dangerous, then why are you mixed up in this?
Eğer haklı çıkarsa, Fane tehlikeli biriyse, sen neden buna karıştın?
He keeps telling me it is dangerous for me to stay here any longer.
Benim burada daha fazla kalmamın tehlikeli olduğunu söyleyip duruyor.
He's gone. We can talk. It is a dangerous thing you ask me to do.
Benden isteyeceğin şey tehlikeli mi?
That secret document is too dangerous to bring here, but not in the way he means.
Evet, belgenin buraya getirilmesi tehlikeliydi, ama başka nedenden dolayı.
Mr. Charles Foster Kane, in every essence of his social beliefs and by the dangerous manner he has persistently attacked American traditions of private property initiative and opportunity for advancement is, in fact, nothing more or less than a communist.
Bay Charles Foster Kane, toplumsal konulardaki görüşleriyle ve tehlikeli tavırlarıyla Amerikan özel mülk geleneklerine özel teşebbüs ve serbest rekabete saldırmaya devam etti. ... o aslında tam anlamıyla bir komünisttir...
He is more dangerous today than he ever was before.
Bugün her zamankinden çok daha tehlikeli.
And last, and more dangerous than all of these, her brother is in secret come from France and wants not buzzers to infect his ear with pestilent speeches of his father's death, and he, himself, not hesitates to threaten our own person.
Sonunda bütün bunlar yetmezmiş gibi, kardeşi gizlice çıkageldi Fransa'dan. Babasının ölümüyle ilgili söylentilere, halk neden bulamayınca, ister istemez, söz kulaktan kulağa döne dolaşa, suç bizim sırtımıza yükleniyor sonunda.
He loses you five blocks from the depot, and a dangerous criminal is at large in this city.
İstasyondan 5 blok sonra size izini kaybettirdi. Ve yaşayan en tehlikeli suçlulardan biri Şu an şehirde serbestçe dolaşıyor.
Fear him not, Caesar. He is not dangerous.
Ondan korkma Sezar, tehlikeli değildir.
Danger knows full well that Caesar is more dangerous than he, and Caesar shall go forth!
Belanın ta kendisi çok iyi bilir ki Sezar daha belalıdır kendisinden. Çıkacak evinden Sezar.
- Is he dangerous?
- Tehlikeli midir?
He is extremely dangerous... has the letters M-A tattooed on the back of his right hand.
Son derece tehlikeli. Elinin sağ üstünde M-A yazıIı bir dövme var.
Hospital authorities wish to emphasize the fact the man is not dangerous : He needs help : Please communicate with the state police :
Hastane yetkilileri hastanın tehlikeli olmadığını,... yardıma ihtiyacı olduğunu, görenlerin polise haber vermelerini iletti.
You see, Hornsby's been picked for a dangerous assignment... and there is not much chance that he will come through it alive. - Gee, I...
Hornsby, tehlikeli bir görev için seçildi ve hayatta kalma şansı pek yok.
But he is a foreigner. And they all are dangerous.
Ama o bir yabancı ve tüm yabancılar tehlikelidir.
He / it is more dangerous as a rattlesnake.
O çok tehlikelidir ; Çıngıraklı bir yıIan gibi.
He is, in a dangerous sort of way.
Öyle, tehlikeli sayılabilecek yönde.
unless that man is helped, you might pay a very high price to find out just how dangerous he really is.
Eğer o adam yardım almazsa gerçekte ne kadar tehlikeli olduğunu büyük bir bedel ödeyerek öğreneceksiniz.
Well, he claims Mr. Welles is dangerous, Fairfield.
Mr. Welles'in tehlikeli olduğunu iddia ediyor, Fairfield.
He is a Basque acrobat and he lost an eye performing some dangerous acrobatics.
O Bask'lı bir akrobattır. Gözünü tehlikeli bir akrobasi gösterisi sırasında kaybetti.
- This man is dangerous. He's a public menace.
- Bu adam tam bir baş belası.
He is the best in the business, but he is also very dangerous and very ruthless.
Bu işin en iyisidir. Ama aynı zamanda çok telikeli ve acımasızdır.
Is he dangerous?
Tehlikeli biri mi?
He is Mr. Ramirez, a very dangerous poet.
Senyor Ramizez çok tehlikeli bir şair.
If what he says is true, captain, every second we delay him could be dangerous.
Söyledikleri doğruysa, onu geciktirmek tehlikeli olabilir.
- Is he dangerous?
- Tehlikeli mi?
Pickles is so dangerous, he wants to kill me too, so comes back and gets shot with my gun.
Pickles öylesine tehlikeli biri ki beni de öldürmek istiyor. O yüzden buraya geri dönüyor ve benim silahımla vuruluyor.
" Brown is not considered dangerous, as he's known to be a coward,
Brown'un tehlikeli değil korkak biri olduğu da bilinmektedir.
First of everything, it is very rare. Later, if he is extremely dangerous, as it is in a dictatorship, still more it is complicated, because all people likes its life.
Herşeyden önce, bu çok sıradışı ve insan hayatının sudan ucuz olduğu bu ortamda fazlasıyla tehlikeli bir durumdu.
- He is too dangerous.
- Çok tehlikeli.
The police say he is considered highly dangerous
Polise göre o oldukça tehlikeli biri
- This really is getting difficult. - He could be dangerous.
Sarsılması tehlikeli olabilir.
But his act is so good that no one ever calls his bluff and everyone believes he's very dangerous.
Ama öyle iyi rol yapıyor ki, kimse bunun blöf olduğunu düşünmüyor ve herkes onun çok tehlikeli olduğuna inanıyor.
I play the devil's advocate in all this, and to do so I... seek and I find dangerous documentary evidence, which I'll give to our colleague so he can make a nice bonfire.
Tüm bu işte şeytanın avukatını oynadım ve bunu yapmak için çok tehlikeli olan belgeli kanıtlar aradım ve buldum, şenlik ateşi yaksınlar diye de onları iş arkadaşlarıma verdim.
Max is hiding a dangerous witness in his apartment, and he won't conclude his trial.
Max çok tehlikeli bir tanığı dairesinde saklıyor ve duruşmasını sonuçlandırmak istemiyor.
Is he dangerous?
Tehlikeli mi?
Muhammad is generous, yes He gives, he shares, he pass no man without a smile, but he is spreading dangerous ideas
- Evet. Muhammed cömert, tebessümünü kimseden esirgemiyor. Ne var ki, fikirleri tehlikeli
That's not just stupid, but also dangerous considering who he is.
Bu sadece aptalca değil aynı zamanda onun kim olduğu düşünülmeden hesaplanmış bir şeydi de.
Is he dangerous?
Saldırır mı?
I think your procurator, if he were here, would agree with me when I say this Jesus could be much more dangerous now that he is dead.
Eğer yargıç burada olsaydı, bana hak verir ve... ölüsünün dirisinden daha tehlikeli olduğunu kabul ederdi.
How dangerous is he?
Ne kadar tehlikeli bu çocuk?
He is responsible for thousands of Americans becoming addicted to dangerous, mind-altering substances, not to mention ordering countless murders of statesmen, judges, anyone who opposes him.
O binlerce Amerikalının uyuşturucu bağımlısı olmasından ve akıl bozan maddeleri kullanmasından sorumlu. Ona karşı çıkan hakimlerin, savcıların cinayetlerini saymıyorum bile.
- Is he dangerous?
- O tehlikeli midir?
Just how dangerous is this stuff he brought back from Mexico?
Meksika'dan getirdiği bu madde ne kadar tehlikeli?
- This guy Ralph. Is he dangerous?
- Bu Ralph tehlikeli midir?
Citizens are warned that Sam Boga is a dangerous person and that he and his gang are well-armed.
Vatandaşlar, Sam Boga ve çetesinin tehlikeli ve silahlı olduğunu bilmeliler.
The Inglés why is he so dangerous?
İngiliz neden bu kadar tehlikeli?
he is alive 57
he is mine 25
he is my brother 37
he is so cute 33
he is a doctor 16
he is my friend 35
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is not 130
he is mine 25
he is my brother 37
he is so cute 33
he is a doctor 16
he is my friend 35
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is not 130
he is lying 27
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is cute 35
he is my husband 34
he is sick 32
he is gay 17
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is cute 35
he is my husband 34
he is sick 32
he is gay 17
he is innocent 28
he is not here 37
he is good 43
he is my son 48
he is coming 31
he isn't here 52
he is there 24
he is right 68
he is not dead 16
he is now 35
he is not here 37
he is good 43
he is my son 48
he is coming 31
he isn't here 52
he is there 24
he is right 68
he is not dead 16
he is now 35