English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He is handsome

He is handsome tradutor Turco

381 parallel translation
He is handsome, isn't he?
Çok yakışıklı, değil mi?
That he is handsome and tall, and good and kind, and proud and so on?
Yakışıklı ve iyi yürekli, hassas ve şevkatli, onurlu, gururlu felanmı?
He is handsome!
Yakışıklı!
He is handsome as only romantic men can be
# Ancak romantik erkeklerin Olabileceği kadar yakışıklı #
You think he is handsome.
Yakışıklı, değil mi?
He is handsome like an angel.
Bir melek gibi yakışıklı.
Yes, he is handsome.
Evet. O çok yakışıklı.
- He is handsome.
- Yakışıklı.
How handsome he is!
Ne kadar da yakışıklı!
- Is he handsome or not?
- Yakışıklı mı, değil mi?
You couldn't see how handsome and elegant he is!
Ne kadar yakışıklı ve seçkin birisi.
And, Daughter, if it should come up natural-like, you might hint what a handsome man he is.
Ve kızım, eğer biraz doğal olsun dersen, ne kadar yakışıklı bir adam olduğunu ima edebilirsin.
Look at that very handsome man. I wonder who he is.
Kimin nesi acaba?
And the brave, handsome knight - You know who he is.
Ve cesur, yakışıklı şövalyenin ise kim olduğunu biliyorsunuz.
It is the duty of a slave to please her master, and if he be young and handsome, so much the better.
Eğer sahibi genç ve yakışıklı olursa çok daha iyi.
Handsome here is the big shot. He runs the outfit.
Yakışıklı olan elebaşları, malzeme sağlıyor.
He is a handsome knight with a pure heart, sensitive and cultured and every kiss from Beauty adorns him with ever more glorious qualities
Artık tertemiz kalbi olan, hassas kültürlü ve yakışıklı bir şövalyedir ve Güzel'den aldığı her öpücük onu daha muhteşem erdemlerle donatır.
Catherine, he is so handsome.
Catherine, öyle yakışıklı ki.
He is as handsome a man as his horse is a horse.r
Yakışıklı bir adam ve atı da çok başarılı.
- It stands to reason. He is everything that a woman could desire. Tall, handsome, rich.
Sebebi ortada, bir kadının istediği her şey onda var, uzun boylu, yakışıklı, zengin.
He's jealous of me because I'm cleverer than he is, and ever so much more handsome, don't you think?
Kıskanıyor çünkü ben ondan daha zekiyim... ve daha yakışıklı, sen de öyle düşünmüyor musun?
He is neither young nor handsome.
O ne genç, ne de yakışıklı.
He is a very handsome man.
Çok yakışıklı bir adam.
- Now, is he handsome, or is he not?
- Evet, George bir melek. - Yakışıklı mı değil mi?
Is he handsome?
- Yakışıklı mı?
Is he handsome?
Yakışıklı mı?
Is he handsome?
Yakışıklı biri mi?
A handsome, forceful man like you... is embarrassed to get what he wants from a beautiful girl like Miss Curcio... on Capri, and turns to the law?
Sizin gibi yakışıklı, güçlü kuvvetli bir erkek... Capri gibi bir yerde, Bayan Curcio gibi güzel bir kızdan istediğini almaya... çekinip hukuka mı başvurur?
Well, my dear, you won't believe this, but it turns out not only is he handsome and wildly rich, he's absolutely cuckoo for me.
Tatlım, inanmayacaksın ama sadece yakışıklı ve zengin olsa iyi, aynı zamanda benim için deli oluyor.
How handsome he is!
Ne kadar güzel!
- Have you seen how handsome he is?
- Ne kadar yakışıklı olduğunu gördün mü? - Evet.
For he is certainly a handsome fellow.
Kesinlikle yakışıklı bir delikanlı.
That he is - the most handsome man I ever saw in my life.
Hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkek.
He only has me, and you will see, he is very handsome :
Hayatında sadece ben varım, sende göreceksin, çok yakışıklı biri.
- It is true that he's handsome?
- Onun yakışıklı olduğu doğru mu?
When the light hits him a certain way, he's almost handsome.
Işık yüzüne belli yönden geldiğinde çok yakışıklı oluyor.
Even if I lie, never will these silver dollars once you agree, all of you will be released And he has a handsome reward for you all.
yalan söylesem, bu gümüşleri getirmezdim anlaşırsak, serbestsiniz ayrıca iş bittiğinde büyük bir ikramiye alırsınız
Because he caught all those beautiful fish, and he is very handsome.
Çünkü bütün balıkları tutan o. Ayrıca çok yakışıklı.
The first thing I say if I'm asked to dinner isn't "What does he do?" but "Is he handsome?"
Yemeğe davet edildiğimde ilk sorum "Mesleği ne?" yerine "Yakışıklı mı?" oluyor.
Mrs Xu, your son is handsome I've heard that he's also good in martial arts
Xu Hanım, oğlunuz çok yakışıklı ayrıca duydum ki iyi bir savaşçıymış da!
You've no idea how handsome he is.
Ne kadar yakışıklı olduğu konusunda bir fikrin yok.
He is handsome, he is a king.
O kim?
He is the most handsome.
En güzeli o.
He is very handsome!
Çok yakışıklı.
They say he is very handsome and gentle and that he fought against the brigands like a lion maybe the brigands are still around.
Çok yakışıklı ve çok kibarmış.... ve haydutlara karşı aslanlar gibi savaşmış. Belki de o haydutlar hala etraftadırlar.
He is very handsome! "
Çok yakışıklı! "
Madam. is he the most handsome man.
Madam, o dövüş dünyasının en yakışıklısı, : D
And is he handsome, charming and rich?
- Hoş biri mi, yakışıklı mı, zengin mi?
- Yes. Is he handsome?
- Yakışıklı mı?
My fiancé is a handsome man who gives me kisses when he can.
Nişanlım yakışıklı bir adam beni öpücüklere boğuyor.
They say he is both musical and handsome.
Hem müzikten anladığı, hem de yakışıklı olduğu söyleniyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]