Her heart tradutor Turco
6,382 parallel translation
I want you to see her heart break.
Kalbinin nasıl kırıldığını görmeni istiyorum.
Because if she gave it to you, she i not o it out of the kinness of her heart.
Çünkü o sana verdiyse bunu iyi niyetinden yapmamıştır.
Bless her heart, she's getting her fourth knee.
Tanrı onu korusun, dördüncü diz ameliyatı.
She always tries to act with her brain, instead of her heart!
Her zaman kalbi yerine kafasıyla hareket etmeye çalışır!
If I'm gonna break her heart, I'm gentleman enough to do it privately.
Eğer kalbini kıracaksam,... bunu kibarca yapabilmek için başbaşa olmalıyız.
- He can't even win her heart. - Wait.
Onun kalbini bile kazanamaz.
I would have ripped her heart out, but she would have just body-jumped me.
Kalbini söküp atmak isterdim ama nasıl olsa beden değiştirecek.
It stopped her heart.
İlaç kalbini durdurmuş.
She covered up her heart condition.
Kalp rahatsızlığını gizledi.
Okay, so how are you gonna feel if you get a call that Annie had an episode on a mission and her heart got the best of her and she died?
Tamam, peki ya bir telefon alsan ve Annie'nin sahada kriz geçirdiğini kalbine yenik düşüp öldüğünü öğrensen ne hissedersin?
We gotta get her heart rate up.
Kalp atışını hızlandırmalıyız.
I don't know, but her heart rate's dropping again.
Bilmiyorum ama yine kalp atış hızı düşüyor.
You know, it's a real shame that Lourdes was the only one among us who might have been able to find a place in her heart to forgive you.
Aramızda seni kalpten affetmek için bir yer bulabilecek tek kişinin Lourdes olması gerçek bir utanç.
The bastard ripped her heart out.
Piç herif kalbini sökmüş.
Was her heart really ripped out of her chest?
- Kalbi gerçekten göğsünden sökülmüş mü?
That right now she's probably scrapbooking the first day of their relationship, which apparently happened just weeks after you broke her heart?
Şimdi muhtemelen ilişkilerinin ilk gününün resimlerini toplamakla meşguldür hem de senin kalbini kırdıktan sadece haftalar sonra.
It was her heart, her lungs, Everything just seized.
Kalbi, ciğerleri her şeyi, tıkanmıştı, ele geçirilmişti.
Will she meet any boys who will break her heart?
Kalbini kıracak bir erkekle tanışacak mı?
The curse is working its way towards her heart.
Lanet kalbine doğru ilerliyor.
Well, the ice hasn't touched her heart yet.
Buz henüz kalbine ulaşmamış.
And then her heart monitor went off, and...
Sonra kalp monitörü çalmaya başladı ve...
The DCI believes that Auggie Anderson was involved with Walker's efforts to lie to our Agency, to hide her heart condition.
Milli İstihbarat Auggie Anderson'ın Walker'ın kalp rahatsızlığını saklamasına yardımcı olduğunu düşünüyor.
Man, I got your best interests at heart, so I'm gonna need you to trust me on this, man.
Adamım, Senin için kalbimde her zaman yer var, bu yüzden bana bu konuda güvenmeni istiyorum, adamım.
And I fear that she will perish from loneliness and a broken heart if she does not have someone who loves her.
Ve korkarım ki eğer onu seven biri çıkmazsa yalnızlık ve hayal kırıklığından mahvolacak.
But a direct strike to the heart will put her down long enough for us to move the body someplace where we can torch it.
Kalbine aldığı direkt bir darbe bize onu yakabilmek için... -... yeterli zamanı kazandıracaktır.
Makes me feel funny in my throat and then my heart, and everything.
Boğazım bir hoş oluyor, sonra kalbim ve her yerim.
Try tracing your fingers around her face slowly in the shape of a heart.
Parmaklarınla onun yüzünde bir kalp resmetmeye çalış.
I was the girl staying late at the lab, trying to heal her broken heart with work.
Geceler boyu laboratuarda çalışıp kırık kalbini tamir etmeye çalışan bir kızdım.
You tell Derrick that he's a great guy, but you don't like him in that way, and then you apologize to Yolanda for breaking her son's heart, again.
Derrick'e harika biri olduğunu söyle,.. ama onu beğenmediğini ve... sonra Yolanda'dan oğlunun... kalbini kırdığın için özür dile, tekrar.
There's no part of the human heart which is not our responsibility.
İnsan kalbiyle ilgili her şey bizim de sorumluluğumuzdur.
Well, affairs of the heart always are.
Yasak ilişki kalpte her zaman yer bulur.
¶ I had his heart, but I broke it every time ¶ I miss her, too, you know?
Onu ben de özlüyorum.
She broke her mother's heart.
Annesinin kalbini kırmıştı.
My suit was tailored, my cover was impeccable, but my heart wasn't in it... until I saw her.
Ismarlama bir takım giyiyordum,... kusursuz bir kimliğim vardı,... ama çok istekli değildim onu görene kadar.
Your wretched mother and her disciples tried to put a knife through our baby's heart.
Senin o manyak annen ve müridleri bebeğimizin kalbine bıçak sokmaya çalıştı.
Of course if you drop dead of a heart attack, I may have to kill her on general principle.
Tabii eger kalp krizinden gidersen genel ilkelere dayanarak onu öldürmek zorunda kalabilirim.
The idea that I don't have her best interests at heart Is only in your head.
Onun için en iyisini yürekten istemiyor olmam düşüncesi sadece senin kafanda.
These guys could rush all they wanted, but I was taking a less heart-pounding approach.
Bu herifler istedikleri her şeye saldırırlar. Ama ben daha az kalp sıkıştıran bir yaklaşım uyguluyordum.
So if I couldn't get her a new heart...
Ona yeni bir kalp bulamıyorsam...
Armed with everything I learned on Yelp, I hit Joan's dance class to see if I could increase my heart rate and my approval rating.
Her şeyini Yelp'ten öğrendiğim dans sınıfını, kalp atışımı ve onay alabilme ihtimalimi görmek için basacağım.
Iran 10, 20 laps all night until my heart was ready to explode!
Her gece kalbim patlayacak gibi olana kadar 10-20 tur koşuyordum.
Iran 10, 20 laps all night until my heart was ready to explode.
Her gece kalbim patlayacak gibi olana kadar 10-20 tur koşuyordum.
There is a possibility that every human being on the planet Earth might hear about the heart attack
Dünya gezegeni üzerindeki her insanın Heart Attack Grill'le ilgili bir şey duyabilme ihtimali vardır.
Always in my heart, Lourdes.
Her zaman kalbimdesin, Lourdes.
Every one of them is like a knife stabbing me in the heart and I'm supposed to be celebrating my baby sister getting knocked up.
Her bir fotoğraf kalbime bir bıçak gibi saplandı. Halbuki minik kardeşimin hamile kalmasını kutluyor olmam gerekiyordu.
And every time I do, it breaks my heart into pieces all over again.
Ve her yapışımda, kalbim yeniden parçalanıyor. Senin kadar güçlü değilim.
When I found her, alone, starving and terrified, I protected her. I took Sara into my heart and I loved her with all of my soul.
Onu bulduğumda bir başına, aç ve korku içindeydi.
It is because I love him with all my heart " and I would do anything for him.
Çünkü onu tüm kalbimle seviyorum ve onun için her şeyi yaparım.
And that is going to put her at the bottom of the waiting list for a heart.
Ve bu onu kalp nakli bekleme listesinde son sıralara atacak.
However, in order for your daughter to get on the wait list for a heart, her case first needs to be reviewed by the transplant team.
Yine de, kızınızın kalp nakil bekleme listesine alınabilmesi için dosyasının öncelikle nakil ekibi tarafından gözden geçirilmesi gerekiyor.
" The engine is the heart of any car.
Motor her arabanın kalbidir.
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
her husband 189
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
her husband 189