Here's another one tradutor Turco
511 parallel translation
Here's another one I picked up in a dancehall.
Bunu da dans salonundan aldım.
Here's another one.
İşte bir tane daha.
Here's another one!
Bir tane daha!
Looky here, Let's take and swear to one another to keep mum.
Gel şimdi ağzımızı kapalı tutacağımıza dair birbirimize yemin edelim.
And here's another one.
İşte bir kutu daha.
- Here's another one.
- İşte bir tane daha.
Here's another one.
Bir tane daha!
Here's another one.
Bir tane daha.
Here's another one for you.
Al sana bir tane daha.
- Here's another one, Grandpa.
- Büyükbaba, işte bir tane daha.
Here's another one.
Bir mesaj daha.
Here's another one who lives near there.
İşte başka biri daha, bu da oraya yakın oturuyor.
Here come Molasses with another bear, and it's a real old one.
İşte Molasses başka bir ayı getiriyor Üstelik yine yaşlı bir ayı.
Here's another one.
Alın bir daha!
Tying one script to another... with descriptions of the man who wrote them... his life here at home... and then how different it became during the war.
Bir yazıyı diğerine bağlayarak... bunları yazan adamın anlatımıyla... onun buradaki yaşamı... ve sonra savaş sırasında hayatının ne kadar değiştiği üzerine.
One thing he won't find is another chance like he's got here with me.
Kendisine burada verilen şansı başka bir yerde bulamaz.
Here's another one.
İşte başka bir tane.
Here's another one.
"Maymun davası!"
"Because..." Here's another one : " Because you cheated me
İşte bir tane daha : " Beni aldattığın için
Ilya Vassilievych, here's another one.
Ilya Vassilievych, bir tane daha var?
There's another one here.
Bir tane daha, gördün mü?
Here's another one.
Al bir tane daha.
There's another one over here... and there's something inside it!
Burada bir tane daha var ve içinde de bir şey var.
Here's another one.
Başka bir tane de burada.
Well, that's why we're here - to help one another out in this life.
Hayatta amaç birbirimize yardım etmek değil mi?
Here's another warm one, sir.
Sıcak bir tane daha, efendim.
Hmm. Here's another one.
İşte, bir tane daha.
Another mess like the one you've made here in Warsaw and you won't have a reputation to protect.
Buradaki gibi bir karışıklık daha çıkarırsan itibarın kalmaz.
Here's another one, an xxx.
İşte başka bir ürün, XXX.
Here's another one.
İşte bir başkası.
We realize that you've never worked together before as a team... but you're familiar with one another, except for Lt. Schaffer here.
Daha önce ekip olarak çalışmadığınızın farkındayız... ama Teğmen Schaffer dışında birbirinizi tanıyorsunuz.
Here's another one. It's for Jean-Claude.
Diğer yatak ise Jean Claude'un.
Yup! Ah, here's another one here.
İşte bir tane daha.
Well, I was just wondering if you were going to hang around or not. We don't know one another, but my name is Black. Here's the thing.
Burada kalıp kalmayacağınızı öğrenmek istemiştim.
There's another one here. It's a baby.
Hey burada birisi var.
Now, one thing for sure, as I'm standing here, we know he's out there right now somewhere, holding up another stagecoach.
Şimdi, burada durduğum gibi kesin bir şey,... şu anda orada bir başka posta arabasını soymakta olduğunu biliyoruz.
Here's another one
bir tane daha
Here's another one
Gene şarapçı!
Just a friend from the army There's another one up here
Askerlik arkadaşı. Yukarıda bir diğeri var.
At the women's prison in Ichingaya and after I arrived here I acted like a mad bitch in heat I wantonly seduced men, and screwed one after another.
Ichingaya'daki kadınlar hapishanesinde gittiğim ilk günden itibaren ateşli bir fahişe gibi davrandım. Erkekleri baştan çıkarıp, sırayla hepsiyle yatıyordum.
Here's another variation on the caftan theme, this one flowing and soft, in a soft print, and with its sparkle and glamour right down the front.
İşte Kaftan teması üzerine yeni bir varyasyon, bu varyasyon akıcı ve yumuşak, hafif baskılı, ve ta ön yanına değin parlaklık ve ihtişamıyla.
Now, for instance, here's another one.
Şimdi, söz gelimi, işte bir tane daha.
- Daddy, here's another one!
- Bir tane daha var.
Never mind, here's another one.
Düşürdüm. - Önemli değil.
There's another one here.
Bir tane daha var.
No one's ever come here for another reason
Buraya başka ne sebeple gelinir ki
It's one thing to see you at the farmhouse with everyone else and another to see you here alone.
Seni çiftlik evinde diğerleriyle görmek başka şey burada yalnız görmek başka şey.
There's another one here.
- Bir tane daha var.
And here's another one.
Ve başka bir tanesine burada.
Getting here's one thing and being here's another.
Buraya gelmek ayrı, burada olmak ayrı konu.
- There's another one down at the end of the car here.
- Bu vagonun sonunda bir tane daha var.
here's another 49
another one bites the dust 21
another one 540
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
another one bites the dust 21
another one 540
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142