English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'd be like

I'd be like tradutor Turco

4,921 parallel translation
Well, if I will be wearing a wedding dress, we'd look more like we belong together if you're wearing a tuxedo.
Eğer ben bir gelinlik giyeceksem birbirimize ait ve uyumlu görünürüz tabii sen de bir smokin giyersen.
Fiona wouldn't like it, and I'd be more scared of her than those things outside.
Olmaz, Fiona'nın hoşuna gitmez bu ve ben o kadından, dışarıdaki şeylerden daha çok korkuyorum.
Well, I'd like it to be a fair fight.
Adil olmasını çok isterim.
so if it's okay, i'd like to be upset with you.
Eğer sorun olmazsa, sana kızgın olmak istiyorum.
At this time, I'd like to inform the court that we will be filing a request for a known DNA sample from Mr. Delgado.
Şu anda, istiyorum mahkeme bilgilendirmek olacak başvuru bilinen bir DNA örneği için Sayın Delgado.
I mean I'd like him to be my friend.
Yani arkadaşım olmasını isterdim. Tamam.
So I thought the second one would be easier, but it's just like having one all over again, except now there are two.
ikincinin daha kolay olacağını düşündüm fakat bir tanesi iki taneye bedel tabi iki tane olması dışında.
Father... not telling me about you paying the ransom until now... was it because you were afraid that I'd be hurt by the truth? Did you try to turn it around and make it look like you were to blame?
Baba, kesinkes kolyeyi verdiğini söylemen ben kötüyüm diye hatanı telafi etmeye çalıştığın için mi?
- I don't know. You know how much I love kids, and I'd love to be a teacher like Mr. Shue, or... or premed or something.
Çocukları ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun yani Bay Shue gibi bir öğretmen olmak isteyebilirim ya da tıpla ilgili bir şeyler.
Uh, Jess, I'd like you to know that I've changed my mind, and I won't be coming to your party tonight.
Jess, fikrimi değiştirdiğimi bilmeni isterim. Bu akşamki partinde olmayacağım.
At least, I'd like to be.
En azından öyle olmak istiyorum.
I just... I wanted to figure out what Larry has that I don't so that I could be more like him, and then you'd come back to me.
Sadece, Lerry'de olup da bende olmayan şeyi öğrenmek istemiştim böylece ona daha çok benzeyecektim, ve sen de bana geri dönecektin.
so i'd just like to say i am happy to be here with my family- - my super-weird family with two black dads and two latina daughters and two white sons and gina and- - i don't know what you are,
Burada mutlu olduğumu söylemek isterim... Ailemle birlikte. Süper garip ailemin iki siyahi babası, iki latin kızı, iki beyaz oğlu ve Gina'yla birlikte...
Like I said, he'd be perfect for a profile piece in your magazine. Think about it.
Söylediğim gibi, O dergin için mükemmel bir profil parçası olacaktır.
Put me hand up against you, I'd have lost and be left looking like a troublemaker.
Sana karşı çıkacak olsam kaybedip sorun yaratan kişi konumuna düşerim.
We're 600 miles apart, and even though I get to see him tomorrow night, I'd really like to see him right now, even though it might be only in my imagination.
Birbirimizden 950 kilometre uzağız ve yarın akşam onu görecek olsam da şimdi de görmeyi çok isterim, sadece hayal gücümün ürünü de olsa.
My wife told me you'd be stopping by, but, I must say, I wasn't expecting someone like you.
Karım uğrayacağını söylemişti ama senin gibi birini beklemediğimi söylemem gerek.
I was going to make tea, but I feel like I'd be swimming through JP's semen to get there.
Çay yapacaktım ama sanki JP'nin sperminde yüzecekmişim gibi hissediyorum.
I was worried you'd be bored by an old man like me. Are you kidding?
Benim gibi yaşlı bir adamdan sıkılırsın diye endişeleniyordum.
♪ Hey, must be the money ♪ Now, this baby's a little bit more expensive, but I feel like she's calling your name.
Bu bebek biraz pahalıdır ama ismini haykırdığını hissedersin.
It ain't cheap to look like me. Look, um, I'm sorry about Sean and all, but, um, I got a client at 2 : 00, and you got nothing on me or I'd be in a cell.
Bakın, Sean için üzgünüm hepsi bu fakat saat 14.00'de müşterimle görüşmem var ve beni içeri tıkmak için elinizde hiçbir şey yok.
I'd rather be like my brothers than you any day.
Senin gibi olacağıma kardeşlerim gibi olmayı yeğlerim.
Who knew I'd be living like this?
Böyle olacağını kim bilirdi?
I don't have a saying, but if I did, it'd be more like
Benim özel bir lafım yok. Ama olsaydı şöyle bir şey olurdu.
I think it'd be great to be his companion if we were just going to go to leisure planets or go visit, like, a Beatles concert.
Küçükken hep bunu düşünürdüm. Fakat diziyi yapmak benim için yeterince zaman yolculuğu zaten.
Look... we both love your dad, - and I'd really like to be your friend.
Bak, ikimiz de babanı seviyoruz ben de senin arkadaşın olmayı çok istiyorum.
I'd like to not be traded, sir.
Transfer edilmek istemiyorum, efendim.
I wouldn't be able to sleep because we'll have too much chicken in our stomach... we'll go out to the front yard and to walk off the meal a bit. Then we'll end up chasing each other around and playing like we did on that day.
Midem tavukla dolduğu için uyuyamıyorum biz de yürüyüş yapmak için dışarı çıkıyoruz sonra da o gün yaptığımız gibi birbirimizi kovalıyoruz.
It's like they were digging for something to use against you and expected me to help, as if I'd be out to get you because of the divorce.
Sanki sana karşı kullanmak için geçmişi kazıyorlardı ve boşandığımız için benden yardım beklediler.
Liesel, I know you like it down here... but don't you think you should be outside a bit?
Liesel, bodrumu sevdiğini biliyorum... ama biraz dışarı çıksan daha iyi olmaz mı?
Well, when put like that, I'd be skeptical as well.
ÖYLE DEYiNCE KUSKUCU BiRi GiBi GORUNUYORUM.
If we're going to be married, I'd like to know that I can trust him.
Eğer evleneceksek, ona güvenebilir miyim görmek istedim.
I'd like to see something done about the illegal alien problem that would be so sensitive and so understanding about labor needs and human needs that that problem wouldn't come up.
Yasadışı yabancı sorunu hakkında gerek iş gücü gerekse... insani ihtiyaçlar konusunda çok duyarlı ve anlayışlı olunarak birşeyler yapılırsa sorunlar çözülecektir.
- I didn't think it'd be like this.
İstediğin şey buydu. Bu şekilde olacağını hiç düşünmemiştim!
If he feels like changing his life, and focusing on his political career and his religion is what he wants to do, I'd be happy for him.
Bu gerek politik kariyeri olsun, gerek ise dini olsun, yine de onun için mutlu olurum.
I mean, I would like take her blue creepy tail and put it on my, my dick and then all of a sudden we'd be connected and one.
Yani, onun o maviş poposunu aletimin üstüne yaklaştırır, ve sonra aniden bitiştirip yek vücut olurdum.
I'd like to say that it was a dream of mine since I was a girl, but the truth is I always wanted to be an actress.
Hep küçüklüğümden beri hayalim olduğunu söylerim ama gerçek şu ki, kendimi bildim bileli aktris olmak istemişimdir.
Susan, to be honest, I feel like I'd be perfect with anybody.
Susan, dürüst olmak gerekirse ben herkesin yanına mükemmel uyarım.
S.H.I.E.L.D. takes the world as it is, not as we'd like it to be.
SHIELD dünyayı olduğu gibi kabul ediyor, olmasını istediğimiz gibi değil.
I understand there's a motion you'd like to be heard on.
Bir talebin dinlenmesini istemissiniz.
I'd rather die in prison than be remembered like that.
Öyle hatirlanmaktansa hapiste ölürüm daha iyi.
I think we'd really like to be part of the plan.
- Bizim de planda olmamız gerek diye düşünüyorum.
But when I fly, which is a lot, I like to look out the window instead of at the back of the seat in front of me or a folding tray table, because one day might be today.
Ama ben ne zaman uçuş yapsam, ki sık sık yapıyorum pencereden dışarı bakmayı önümdeki koltuğa veya katlanan masaya bakmaya tercih ediyorum çünkü bir gün, bugün olabilir.
Junior, I'd like to be your girlfriend.
Kız arkadaşın olmak istiyorum Junior.
- Lindsay he doesn't have a dick. He could be Nick Carter from the Backstreet Boys circa 1999 and I'd still be like : Kick him to the curb.
1999 Back Street Boys'dan Nick Carter olsaydi bile ben yinede kiçina tekmeyi vururdum.
I was hoping you'd fall for me but since it's not looking like we're gonna be smelling each other's farts anytime soon,
Beni sevecegini bekliyordum ama öyle olmadigini gördügümden bu yana, yakinda herhangi bir anda birbirimizin osurugunu kokluyor olacagiz.
Well, I'd rather be like that than the other way.
Böyle olmayı diğerine tercih ederim.
I thought there'd be like, uh, chairs or couches in here.
Burada sandalye ve koltuklar olacağını düşünüyordum.
And if it can be helped, I'd like to see it still standing there tomorrow.
Ve eğer yardım ederseniz, eseri yarın da orda dururken görebileceğiz.
At least I won't have to think about it, wonder what it'd be like.
En azından artık nasıl bir şey olduğunu merak etmeyecektim.
I always wondered what it'd be like to see somebody get out.
Her zaman kurtulan birini görecek miyim diye merak etmiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]