Like us tradutor Turco
19,602 parallel translation
She is more like us than human.
İnsandan çok bize benziyor.
Come on. There are others like us here.
Burada biz gibi olan başkaları da var.
- They like us.
- Bizim gibiler.
Well, one day they'll die, just like us.
Bir gün ölecekler. Hepimiz gibi.
I was just thinking how I'd like us to spend more time together.
Birlikte daha fazla vakit geçirmemizi istiyordum.
I'd like us to recite our mantra.
Kutsal sözümüzü söylüyorum.
So, would you like us to obliterate your lifelong roommates, or do you promise to come along quietly?
Hayat boyu oda arkadaşlarını yok etmemizi ister misin yoksa sessizce eşlik edeceğine söz veriyor musun?
These people were starving. Like us.
Bunlar da aynı bizim gibi açlıktan ölüyorlar.
Rather like us, darling, when we were courting.
Aynı bizim gibiler. Flört ettiğimiz zamanlar.
We will spill in there like a million insects from everywhere at once, and we will kill those things like they have been killing us for three years, without mercy!
Her taraftan tek seferde milyonlarca böcek gibi üstlerine üşüşecek ve üç yıldır bizi öldürdükleri gibi o şeyleri merhamet etmeden öldüreceğiz!
Sir Galavant, tell us what it was like To grow up with your awesome dad. - Yeah, tell us!
Sör Galavant, böyle muhteşem bir babayla büyümek nasıl bir şey anlatsanıza.
Gus would be yelling at us to like, "Shut the hell up."
Gus ona "Kapa o çeneni." diye bağırırdı.
It's not like he exactly used kid gloves on the rest of us.
- Eskiden davrandığı gibi sevecen davranmamıştır kesin. Düzelecektir.
Like the truth about what he did to us.
Mesela bize yaptıkları hakkındaki gerçek.
He should've gone down along with the ship, like the rest of us.
O da bizim gibi gemiyle birlikte batmalıydı.
It's like one guy gets online and says terrible things about girls, and it reflects badly on all of us.
Yani, adamın biri geliyor okuldaki kızlara korkunç şeyler söylüyor, bunun sonuçları bize yansıyor.
Uh, seems like that might be losing us some votes.
O, bize oy kaybettiriyor biraz.
I'm like, "Oh, good, you're gonna protect us?"
Ben de "aa ne güzel, bizi siz mi koruyacaksınız?" diyorum.
Everyone is making fun of us like we're goofballs.
Sanki mankafaymışız gibi alay ediyor bizimle herkes.
Simple ideas like a big man to protect us, keep us safe.
Büyük bir adamın bizi koruması, güvende tutması gibi basit şeyler işte.
Are you sure that you can fire us, like, legally?
Bizi yasal olarak kovabileceğinden emin misin?
It just came to him like it comes to all of us.
İçinde vardı, hepimizde olduğu gibi.
Not like there's any reason the three of us would ever be in a room together again.
Üçümüzün aynı odada bulunması için bir neden mi var sanki?
Now unfortunately for us, everyone on this board must really like their boss's movies, because for the holidays, they're all Gone Girl.
Ne yazık ki, panodakiler patronlarının filmlerini çok beğeniyor olmalı çünkü tatillerde hepsi birden Kayıp Kız.
- I know I was just here, but I feel like you told me some important story that explained everything about us.
- Biliyorum, az önce buradaydım ama aramızda olanları açıklayan bir hikâye anlattın sanıyorum.
It looks like a zip bomb. They must know it's us.
Bizim olduğumuzu anlamışlar.
To open up about ideas and things that make us feel alive, like air, ballet, amazing haircuts, weird countries, three-alarm chili, mountains, continents, the Earth, life.
Fikirleri, bize hayatta olduğumuzu hissettiren şeyleri havayı, baleyi, inanılmaz saç kesimlerini, garip ülkeleri acı biberi, dağları, kıtaları, Dünya'yı, yaşamı paylaşmak için.
They attract us like flies to the spider web.
Örümcek ağlarının sinekleri cezbetmesi gibi bizleri de cezbediyorlar.
So you want us to look for something that reflects heat in the middle of the African desert? It's like looking for a drop of water in the ocean.
Okyanusta bir su damlasını aramak gibi.
So if that detective is right, and that man was coming here to hurt us, just like he did Adam and Grace, then... Then we did the right thing.
Detektif haklıysa ve o herif buraya aynı Adam ve Grace'e yaptığı gibi canımızı yakmaya geldiyse o zaman doğru şeyi yapmışız.
She's moved on, like the rest of us.
Taşındı, kalanımız gibi.
Join the real world like the rest of us.
Geri kalanımız gibi gerçek dünyaya katıl.
So, when he gets back from work later, we'd like for you to help us keep him calm, make sure everything goes smoothly, so nobody else gets hurt.
Bu yüzden daha sonra işten dönünce, sizden onu sakin tutmanızı istiyoruz. Her şeyin sorunsuz gittiğinden ve kimseye zarar gelmediğinden emin olmalıyız.
You can't shout at us like that.
Bize böyle bağıramazsın.
Not with us on the street corners like Jews for Jesus.
Biz Jews For Jesus gibi sokak köşelerinde sürterken değil.
You reached out like the first of us to reach out for that rung.
Aramızdan ilk kişi nasıl o basamağa uzandıysa siz de onun gibi uzandınız.
But you help us catch this killer, you can stay here, serving life like nothing ever happened.
Ama katili yakalamamıza yardım edersen hiçbir şey olmamış gibi burada hapis yatmaya devam edebilirsin.
We'd like to invite you to join us for a party in your honor!
Biz sizin onuruna bir parti için bize katılmaya davet etmek istiyorum!
Actually, I'd love for us to go out to lunch or dinner sometime, like a regular couple.
Aslında bir ara birlikte öğle ya da akşam yemeğine çıkmak hoşuma giderdi normal çiftler gibi.
Like, I'm soy proud of us.
İkimizle de gurur duyuyorum.
I'd like that when we get a place of us own.
Ben de ileride böyle istiyorum.
It isn't like we're already wed, and now the two us have...
Daha evlenmedik bile. Bir de ikimizin arasında geçenler...
The precedent set by your great-great-grandmother was to keep us standing like Privy Councillors.
Büyük büyükanneniz başlatmıştı. Bizi Danışma Meclisi üyeleri gibi ayakta tutmak için.
- Is there anything you'd like to ask us?
- Sormak istediğiniz bir şey var mı?
Well, that's how I want you to remember us : Blurry and talking like Zuul.
Bizi aynen öyle hatırlamanı istiyorum bulanık ve Zuul gibi konuşurken.
Max, again, I feel like the homeless shelter would be a step down for us.
Max, tekrar ediyorum evsiz barınakları Bize göre düşük bir yer kalır
Look at us. Sneakin'stuff across the border, just like the old days.
Bize bir bak, tıpkı eskisi gibi sınırdan gizlice bir şeyler sokuyoruz.
Thinking like that helped us through some hard times... believing that there's something out there helping you out.
Böyle düşünmek, zor zamanlarda insana dayanma azmi veriyor, böyle anlarda bizi koruyup kollayan bir üstün güç var diye düşünüyorsun.
Mm-hmm. You're the one that told us time was conscious... that it needs primaries like Jennifer to think.
Zaman'ın bilinç sahibi olduğunu ve düşünmek için Jennifer gibi Önemliler'e ihtiyaç duyduğunu sen söylemiştin.
And that you chose to withhold that information from me. A decision which feels like a betrayal, not just of the covenant of trust between us and the institutions that we both represent, but of our own personal relationship.
Ve bu bilgiyi benden saklamış olmanız sadece bizim ve temsil ettiğimiz kurumlar arasındaki karşılıklı güven vaadine değil, aynı zamanda şahsi ilişkimize yapılmış
Like you brought back The Doubt Factory and... Alien Agenda : Investigating Extraterrestrials Among Us?
"Şüphe Fabrikası" nı, "Uzaylı Ajandası" nı "Aramızdaki Uzaylıları Araştırmak" ı getirdiğiniz gibi mi?
usopp 23
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22