I'm mad tradutor Turco
8,525 parallel translation
I'm not mad, Rafael.
Kızgın değilim, Rafael.
I get that you are mad, okay?
Biliyorum kızgınsın, tamam mı?
That and... I was mad, honestly.
Hem o hem de... kızgındım, doğrusu.
I am the new Becca, and I am gonna have sex with a stranger tonight!
Ben yeni Becca'yım ve bu akşam tanımadığım biriyle yatacağım.
I am the new Becca, and I am gonna live this life, and I am gonna have sex with a stranger tonight!
Ben yeni Becca'yım ve bu akşam tanımadığım biriyle yatacağım.
I know we don't know each other very well, but I would like to change that.
Birbirimizi çok iyi tanımadığımızı biliyorum ama bunu değiştirmek istiyorum.
I'm not mad, Barry, I swear.
Kızmadım Barry, yemin ederim.
Look, Cait, I'm not mad at anyone.
Bak Cait, kimseye kızmadım ben.
I'm Mason Bridge. Oh, you're the guy who thinks Harrison Wells is some mad genius?
Harrison Wells'in çılgın dahi olduğunu düşünen siz misiniz?
At first, I was really mad, and then I realized that the reason that I couldn't stop thinking about you was because I didn't want to.
İlk başta, gerçekten çok kızmıştım. Ama sonra, seni aklımdan çıkaramamamın sebebinin çıkarmak istemediğimin olduğunu fark ettim.
I'm not mad.
- Kızdığım falan yok.
We don't always see eye to eye, but no matter how mad she gets at me or how mad I get at her, there's a strong bond.
- Her zaman aynı fikirde olmuyoruz ama birbirimize ne kadar kızgın olursak olalım, aramızda güçlü bir bağ var.
I'm not mad at you.
Sana kızgın değilim.
I'd gone a bit mad.
Biraz kızmıştım.
I used to get so mad.
Eskiden çok kızardım.
I'm just really mad about being pregnant today.
Hamile olduğum için çok kızgınım.
I was so mad.
Öylesine kızmıştım ki.
- I am mad.
- Kızgınım.
Since I don't know any FBI agents, I figured I might as well tell you.
Hiç FBI ajanı tanımadığıma göre çözdüğüm olayı sana anlatmalıyım.
Did I tell you? I auditioned to be a replacement mad scientist?
Çılgın bilim adamının yerine geçmek için seçmelere katıldım demiş miydim?
Other men of my profession may tell you I am mad.
Diğer meslektaşlarım benim çıldırdığımı söyleyebilir.
Am I mad?
Çıldırdım mı peki ben?
Am I mad? !
Çıldırdım mı ben?
I am mad.
Sinirden çıldırdım ben.
I'd be halfway to Mexico by now, wearing a smile and my Ray-Bans, not sitting here taking questions from a woman I hardly know and a man who should know better than to ask me in the first place.
Burada karşınızda oturmuş, neredeyse hiç tanımadığım bir kadının ve bana böyle şeyler sormaması gerektiğini bilen bir adamın sorularına maruz kalmazdım.
Of course I am mad, Will.
Tabii ki kızgınım Will.
Don't be mad I couldn't make it work.
Yapamadığım için bana kızma.
I'm mad that you'd even think that I'd be mad.
Sandığından çok daha kızgınım.
I think I'm going mad.
Sanırım kafayı yiyorum.
I'm not mad.
Ben, deli değilim.
I'm being held captive by a mad...
Deli biri tarafından esir tutuluyorum.
- I'm not mad at you, dad.
- Sana kızgın değilim baba.
Frankie, I'm shaking, I'm so mad.
Frankie, hala titriyorum, çok kızgınım.
I don't know what you mean by people I don't recognize.
Tanımadığım insanlar derken ne dediğini tam olarak anlayamıyorum.
I'm not mad, but we.
Ben deli değilim.
Okay, so you're the doctor, so you're obviously Watson, and I'm the slightly odd but hot mad genius, so that makes me Sherlock.
Tamam, doktorsun, Watson sen oluyorsun ben de biraz garip ama seksi, deli, dâhiyim bu da beni Sherlock yapar.
She thinks I'm completely mad, and I don't blame her.
Kafayı yediğimi düşünüyor, onu suçlayamam.
I know it's been a few years since we've talked, and... I don't know if you're still mad or...
Son konuşmamız üzerinden birkaç sene geçtiğini biliyorum ve hala kızgın mısın değil misin bilmiyorum.
You think he'd be mad if I walked you home?
Seninle eve kadar yürüsem kızar mı sence?
Look, I'm not mad at you for sleeping around.
Bak, önüne gelenle yatmana kızgın değilim.
If I were mad at you, you wouldn't have your security clearance.
Sana kızgın olsaydım, güvenlik iznin olmazdı.
I'm not even entirely sure that I considered that she was in fact mad.
Akıl hastalığı olduğuna bile tam olarak inanmıyordum işin aslı.
You said that I didn't know her, so what am I missing?
Onu tanımadığımı sen söyledin, peki neyi kaçırdım?
What did I tell you? I told you to come alone, and you bring this Guinea greaseball that I don't know!
Sana ne söylemiştim Sana yalnız gelmeni söyledim ve sen tanımadığım birini mi getirdin!
I... I never met anybody like her.
Onun gibi birini hiç tanımadım.
I don't expect my own wife to join them, and, yes, even if he were mad, we should nail him up to destroy the messenger and to warn the people against his message!
Kendi karımın da onlara katılmasını beklemiyorum ve evet, deliydi ise bile, ulağı öldürmek için çarmıha germeli ve mesajı konusunda insanları uyarmalıyız!
I don't know why you're mad, I'm not going.
Neden kızdığını anlamıyorum. Gitmeyeceğim ki.
I'm mad because you didn't tell me.
Bana söylemediğin için kızgınım.
Well, sadly, there isn't a prison on Earth where I don't know a few guys.
Üzücüdür ki, Dünya üzerinde içerisinde birkaç kişiyi tanımadığım bir hapishane yok.
Mm. Just know I'm not really mad at you for ditching Lindsay.
Bilgin olsun, Lindsay'i terk ettiğin için sana kızgın değilim.
I gave control of my finances to a woman I don't know.
Mali durumumun kontrolünü hiç tanımadığım bir kadına verdim.
i'm mad at you 56
madre 16
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244
madre 16
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244