I'm pre tradutor Turco
506 parallel translation
- Fine, old, pre-war stock, I imagine.
- Savaş öncesi kuşağından sanırım.
Nothing like that. I'm a pre-war burglar, I am.
Savaştan beri evsizimm, kalacak yerim yok, bırakın beni.
I have already pre-announced to Frederick a similar occurrence.
Frederick'i benzer bir olay sırasında uyarmıştım.
I'm happy too, now at last we know there was a Sumerian influence here in Abu Simnel in the early pre-dynastic period,
Şimdi biliyoruz ki, hanedan öncesi dönemde Ebu Simbel'de Sumer etkisi varmış.
I wanna pre-date a will, name you as executor.
Vasiyetimi yazacağım ve seni de yerine getirmekle görevlendireceğim.
You think I'm unaware of any event pre-Paul McCartney.
Paul McCartney'den öncesini bilmediğimi mi sanıyorsun?
There's a competition for a monument to Slowacki I'd like to make a good project for that I live with my memories : pre-war the underground resistance, the great reconstruction after the war
Slowacki anıtı için bir yarışma düzenleniyor. Bu yarışmayı iyi bir proje ile kazanmak isterdim. Savaş öncesi anılarım çok canlı.
But if you want dinner... you have a choice of fish sticks or beef stroganoff... and both come out of the package, but I'll pre-heat the oven for you.
Akşam yemeği istersen balık kroket veya biftek seçeneğin var. İkisi de hazır. Ama senin için fırını önceden ısıtırım.
I'm sorry, pre-law was after literature and before psycho...
Ah pardon. Hukuk dersi edebiyattan sonra ve psikolojiden önce...
Next fall, I start you see pre-law Than a couple years of law school
Gelecek dönem, hukuk için hazırlığa başlayacağım son bir iki yıl kala
Well, I'm pre-rich, pre-famous and pre-powerful.
Tamam, Ben de zenginliğe, ünlülüğe ve güçlülüğe hazırlıktayım.
Loretta wouldn't marry me unless I signed a pre-nuptial agreement and put everything in her name.
Evlilik sözleşmesine imza atıp her şeyi onun üzerine yapmasaydım Loretta benimle evlenmezdi.
I've dropped out of pre-law, too.
Hukuk hazırlığı da bıraktım.
I recall more clearly my pre-war mountaineering trips than the entire war period and those days in Warsaw.
Pek değil. Savaştan önce yaptığım dağ gezintilerini savaş günlerinden ve Varşova'daki günlerimden daha fazla hatırlıyorum.
You know, I think next Thanksgiving, I'm gonna use pre-signed cards.
Biliyor musunuz, sanırım gelecek Şükran Günü'nde hazır kartlar kullanacağım.
I'm late for pre-scuba school.
Dalış okuluna geç kaldım.
I'm in pre-game.
Oyuna hazırlanıyorum.
I'm a quarryman in St. Pre.
Ben St. Pre'de bir taş ocağı işçisiyim.
I don't know anybody who isn't a little pre occupied with sex hey you guys wanna join us we're celebrating my new position oooh I'm not gonna touch that one you know either with condemning it - DO NOT say my name out loud this is a booty call
- Alo.
I have no formal training, but I love animals, and I've spent two years in pre-veterinary training.
Resmi bir eğitimim yok, ama hayvanları severim ve iki yıl veterinerlik eğitimi aldım.
- It's pre-Chernobyl, I hope.
- Çernobil'den öncedir umarım.
I was accused of stealing a pre-Columbian Zuni fetish from the museum.
Pre-Columbian Zuni putunu çalmakla suçlandım.
I'm sure the last skier to beat Reid, Dave Marshak, head instructor for Section 8, is preparing to do just that, although he's curiously missing from Reid's pre-pageant ski exhibition.
Eminim ki Reid'i yenecek son kayakçı Şube 8'in baş antrenörü olan Dave Marshak'tır. Reid'in açılış gösterisi sırasında ilginç bir biçimde ortalarda görünmese de sırf onu yenmek için hazırlanıyor.
My pre-mousse, and now I begin my post-mousse.
Jöle öncesi ve şimdi başladığım jöle sonrası hayatım
I'll do pre-flight on board.
Mekiğin uçuş öncesi kontrollerini yapacağım.
I'm pre-law.
Boşverin. Kanuni hakkım.
- Yeah, I pre-glued it for you.
- Evet, senin için önceden yapıştırdım.
I had a pre-trial meeting that never did stop.
Çok önemli bir toplantım vardı bir türlü bitmedi.
I do not dance, and I do not start pre-season without a contract!
Dans etmem, ve kontratım olmadan sezon öncesinde oynamam!
I've got all this data to tabulate I've got pre-op histories to dictate, a.m. Labs to order.
Tablolamam gereken veriler var ameliyat sonrası özetleri yazıp sabahki testleri ısmarlamalıyım.
Even while I was singing, I didn't pre fer formal and polite tunes.
Gazinoda seyirciler, bir bahar akşamı rastladım size şarkısını isterlerdi ama bir türlü söyletemezlerdi. Şarkının bile, sizli bizlisini sevmem.
I had to get a glimpse of your pre-game regimen.
Casusluk yaptığım için affet. Sadece maç öncesi ritüeline bir bakmak istedim.
Now I'm taking a pre-med course.
Şimdi ön tıp dersleri alıyorum.
God, Pre, I have no idea.
Tanrım, Pre, hiç fikrim yok.
So, Pre, I'm ready if you are.
Pre, hazırsan gidelim.
I'm dying.
Pre, ölüyorum.
I tried to teach Pre how to do that.
Pre'ye bunu nasıl yapacağını öğretmeye çalıştım.
I tried like hell to teach Pre to do that.
Pre'ye bunu öğretmek için deli gibi çabaladım.
I'm giving Jenna a pre-commitment ring, to promise to pledge we'll get engaged as soon as we make a commitment.
Jenna'ya bir nişan yüzüğü veriyorum. Nişanlanacağımıza dair bir söz, birlikte çıkmaya başlar başlamaz.
We looked suspicious, yes, but in all the years of pre-law... I uncovered a lot of contradictions in the system... but I had found nothing that told me looking suspicious... was a crime in and of itself.
Şüpheli görünüyoduk, evet, hukukun bütün yıllarında... sistemdeki her şeye baktım... fakat beni şüpheli gösterecek hiç bir şey bulamadım.... yada suçlu.
Mr. Jackson, I will ask you questions based upon your pre-parole summary and your institutional profile.
Bay Jackson, size, kurumsal profiliniz ve daha evvelki şartlı tahliye görüşmenize dayanan bazı sorular soracağım.
I'm here to help coordinate our pre - emptive strike against the Goa'uld.
Burada Goa'uld'a karşı öncelikli saldırıyı koordine etmek için bulunuyorum.
Do I really like doing them, or was I pre-programmed at an early age to respond to liking them?
Şimdi, gerçekten bunu yapmak hoşuma gidiyor mu, veya bunlardan hoşlanmaya genç yaşta mı cevap vermeye programlamdım?
Listen, this is for real. I can get us an advance on Internet pre-sales.
Dinle, İnternet üzerinden satışlarımızı arttırabilirim.
- I'm sorry, Jen, but as attracted as I am to you. I don't believe in pre-marital sex and no matter what you say or do is not going to convince me that it's right.
- Üzgünüm, Jen, ama seni ne kadar çekici bulsam da evlilik öncesi sekse inanmam.
- I brought the wrong book for Pre-Calc., Mrs. Sanders is going to kill me.
- Ders için yanlış kitabı almışım. Bayan Sanders beni öldürecek.
I mean, I'm not meeting anybody because I'm swamped with pre-med classes.
Ben kimse ile tanışamıyorum çünkü tıbba hazırlık derslerinden başımı kaldıramıyorum.
I guess what with the pillow fight in the holding tank and the pre-mug shot makeover, time just got away from me. Will you stop it!
Herhalde hücredeki yastık kavgası ve sabıka fotoğrafı makyajıyla vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.
In college, I dropped out of pre-law because it interfered with Bruce Springsteen's touring schedule.
Hukuka hazırlıktan ayrıldım çünkü dersler Bruce Springsteen'in turne programıyla çakışıyordu.
I must also have a pre-dawn meal before resuming my fast the next day.
Ayrıca bir sonraki günün orucuna hazırlanmam için de şafaktan önce yemem lazım.
Am I that pre-diddly-ictable?
Bu kadar mı kolay tahmin edilebiliyorum?
i'm pretty good 48
i'm pretty sure 173
i'm pretty tired 21
i'm pregnant 951
i'm pretty 39
i'm prepared 28
i'm pretty busy 17
pres 17
president 3404
prepare 85
i'm pretty sure 173
i'm pretty tired 21
i'm pregnant 951
i'm pretty 39
i'm prepared 28
i'm pretty busy 17
pres 17
president 3404
prepare 85
present 447
presence 19
pretty 763
precise 42
premier 31
presentation 18
preserve 35
predator 24
prego 42
premium 20
presence 19
pretty 763
precise 42
premier 31
presentation 18
preserve 35
predator 24
prego 42
premium 20