I called your office tradutor Turco
77 parallel translation
I called your office at 7 : 00.
7'de ofisini aradım.
I called your office and they told me you were over here.
Büronuza uğradım, burada olduğunuzu söylediler.
I called your office, and they said you were on your way over here. Where's Mary?
Büronuzdan bana buraya geleceğinizi söylediler.
I call your apartment, I called your office,
Evini, ofisini aradım.
I called your office a few months ago, and they acted like you had the plague.
Geçen ay ofisini aradım, vebalıymışsın gibi davrandılar.
I called your office to tell you what a great time I had.
- Ne kadar güzel vakit geçirdiğimi söylemek için ofisini aradım.
I called your office, and they said that you were headed home, so...
Eve dönmek üzere olduğunu söylediler...
Actually, I called your office and they said you might be here.
Hayır, hayır. Aslına bakarsan muayenehaneni aradım ve burada olabileceğini söylediler.
I called your office, your house.
Ofisini aradım, evini...
When I called your office, they said you'd gone to get your son.
Ofisinizi aradığımda oğlunuzu almaya gittiğinizi söylediler.
I called your office and found out where you were.
Büronu aradım ve nerede olduğunu öğrendim.
I just, uh, I called your office -
Ben ofisini aramıştım -
I was on my way to the range, so I called your office.
Poligona gidiyordum. Ofisini arayayım dedim.
I called your office, the District Attorney's Office.
Ofisinizi aradım, Bölge Savcısının ofisi.
I called your office, and they said you were already on your way.
Ofisinizi aradım ve çoktan yola çıktığınızı söylediler.
Oh, well, I called your office and I'd just missed you.
Ofisini aradığımda henüz cıkmışsın.
I called your office, and they said you were here.
Ofisi aradım, burada olduğunu söylediler.
I called your office.
Ofisini aradım.
No, I called your office.
Hayır, ofisinizi aramıştım.
Baby, I'll call you when I get out of work. I called your office, addie ; They told me you're not there.
Ofisini aradım.. bana orda olmadığını söylediler.. onunla mısın şimdi?
I called your office and told your receptionist that I needed your number to ask you a question about the drug.
İş yerini aradım ve ilâçla ilgili bir soru sormak için danışmadan telefonunu istedim.
I called your office, they said you were working from here for a couple days.
Ofisini aradım, birkaç gün buradan çalışacağını söylediler.
I called your office They said you left at 7 :
Ofisini aradim. Saat 7'de isten çiktigini söylediler.
Oh, so, Andrew, I called your office today, and I love your new hold music.
Andrew, bugün ofisini aradım da şu yeni bekletme müziğin çok hoşuma gitti.
You know that I called your office this morning.
Bu sabah ofisini aradım, biliyorsun.
Claire was the one Gerald called from your office.
Gerald ofisinizden Claire'i aradı.
Well, in the last three days I've called your office at least a hundred times.
Birkaç gündür ofisinizi belki yüz kere aradım.
And I called your Commissioner's office from Fresno.
Ve Fresno'dan sizin Başkomiserinizi aradım.
Now, at this point you called Lieutenant Colonel Markinson... and Lieutenant Kendrick into your office.
Şimdi, bu noktada Yarbay Markinson ile Teğmen Kendrick'i ofisinize çağırdınız.
I would have called you except you never told me where you lived or where your office was.
Seni arayacaktım ama nerede yaşadığını ve ofisinin nerede olduğunu hiç söylemedin bana.
I called your office.
Büronu aradım.
But, I could be wrong here, if he called might he try you at your office?
Yanılıyor olabilirim ama, eğer arasaydı seni ofisinde bulmaya çalışmaz mıydı?
Your Honor, I introduce as evidence government exhibit 27B which is a stipulation between the parties that if called as a witness Koren W. Jonic, supervisor of the U.S. Post Office located at 8721 Wayland Ave.
Sayın Yargıç, savcılık delili 27B olarak bu anlaşmayı sunuyorum.
When I couldn't reach you on your cell phone, I called the office -
Sana cebinden ulaşamayınca, ofisini aradım -
A new day requires new thinking, and while I had intended on using this occasion as an opportunity to announce the formation of a special prosecutor's office charged with investigating acts of collaboration with the enemy, I have decided instead that a different gesture is called for on this, the first day of my next term as your president.
Yeni bir dönem farklı bir bakış açısı gerektirir bu fırsatı değerlendirerek, düşmanla işbirliği yapanları soruşturmakla yetkili olacak özel savcılık ofisinin kurulduğunu şu anda sizlere duyurmak niyetindeydim ama böyle yapmak yerine başkanınız olarak ikinci dönemimin ilk gününde farklı bir yol izlemek gerektiğine karar verdim.
I remember your so-called late nights at the office.
Ofiste geç saatlere kadar çalışacağını söylediğin zamanları hatırladım.
- No, I apologize... but, um, I called your office... and I couldn't get an answer... and I don't really know what I should do.
Gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Yes, I know, your office has called several times.
Evet biliyorum, ofisinizden bir kaç kez arandı.
As it happens I've been called to Berlin unexpectedly, I can be at... your office first thing tomorrow morning to pick it up.
Zaten bu yüzden hemen Berlin'e çağrıldım. Yarın ilk iş ofisinizde olur ve emaneti alırım.
I just called your office three minutes ago.
Sizi arayalı sadece 3 dakika oldu.
I called the Four walls office for your home address.
Dört Duvar İnşaatları bürosunu aradım ve evinin adresini öğrendim.
Your voice was so strange, I called the office and heard the news from Team Manager Oh.
Sesin çok tuhaf geliyordu bu yüzden ofisi aradım ve takım lideri Oh söyledi.
I called Darlene in your office.
Ofisindeki Darlene'i aradım.
I called your office, your cell...
Ofisini, cep telefonunu aradım...
Professor Philip. I just called your office. Your assistant said you were here, giving our new clinic director a tour.
Demin senin ofisini aradım ve asistanın burada olduğunu söyledi.
I took your advice and called the Public Information Office.
Tavsiyeni dinledim ve Kamu Basın Bürosunu aradım.
I called the office, they said to try your cell.
Ofisini aradım, cebinden aramamı söylediler. Bir etkinliği takip ediyorum.
I called your office...
Ofisini aradım.
I called your office. They said you were at an appointment.
Ofisini aradım, randevuda olduğunu söylediler.
I called over to your office.
Ofisini aradım.
I already called your office and told them that you can't come in to walk around for 20 minutes saying to everyone, "what's up, sport?"
Ofisi arayıp gelemeyeceğini ve etrafta 20 dakika dolaşıp herkese "n'aber, koçum?" diyemeyeceğini bildirdim bile.
i called it 59
i called him 132
i called you 172
i called her 89
i called them 49
i called 270
i called earlier 21
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i called him 132
i called you 172
i called her 89
i called them 49
i called 270
i called earlier 21
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i called dr 19
your office 62
i call shotgun 25
i call her 23
i call you 38
i call death 27
i call him 32
i call the shots 24
i call 87
i call your name 20
your office 62
i call shotgun 25
i call her 23
i call you 38
i call death 27
i call him 32
i call the shots 24
i call 87
i call your name 20