I call her tradutor Turco
5,520 parallel translation
She hates it when I call her that.
Ona böyle dememden nefret eder.
I call her steak knively.
Ona, Biftek Bıçağımsı, diyorum.
And it's not every day that I get a call from a paper as big as yours.
Her gün sizinki kadar büyük bir gazeteden telefon almıyorum.
I'll call her over here, and in five seconds, I'll make this amazing connection with her and we'll go elope.
Onu buraya çağıracağım ve beş saniye içinde harika bir iletişim kurup onunla kaçacağız.
I can have her call you later.
Seni aramasını söyleyeyim mi?
I'm gonna call her back.
Onu geri arayacağım.
So the receptionist doesn't know Tom personally, but I compelled her to call someone who does.
Danışma görevlisi Tom'u şahsen tanımıyor ama onu tanıyan birini araması için etki altına aldım.
But I guess when you charge as much as I do, you can afford to put up with a call every now and then.
Ama sanırım sen de benim kadar para alsan sen de her aramaya cevap vermeye çalışırsın.
You chafe under the control of my son Niklaus and would do just about anything to get rid if him, even call the one man on this earth who hates him more than you do, but I couldn't understand what you hoped to gain...
Oğlum Niklaus'un kontrolü altında yıpranıyorsun ve ondan kurtulmak için hemen her şeyi yapabilirsin. Hatta bu dünyada, senin ondan nefret ettiğinden daha çok nefret eden tek bir kişiyi çağırabilirsin. Anlayamadığım şey karşılığında eline ne geçecek?
I need you to call him and tell him... that Alex Vause is violating her probation and that she is on her way out of town.
Onu arayıp Alex Vause'un tahliyesini ihlal edip şehirden gideceğini söylemeni istiyorum.
I should call Vivian and rescue her.
Vivian'ı arayıp, onu kurtarmalıyım.
The problem was this morning. I kept waking up thinking I should call her'cause I want to see her again.
Bu sabah uyanıp durdum, onu tekrar görmek istediğim için onu sürekli aramak istedim.
Anyway, just... I don't know, give me a call when you get a chance.
Her neyse, müsait olduğunda beni bi'ara olur mu.
Do your job and lock her up, or I'm gonna call some real police.
İşini yap ve onu tutukla yoksa gerçek polisleri çağıracağım.
I'm gonna call her anyway.
- Yine de arayacağım.
Call out to your sister and tell her to let Grace go and come out here.
Ablana bağır ve Grace'i dışarı yollamasını söyle.
Well, I'll call him tomorrow, I'll explain everything.
Yarın onu arar, her şeyi açıklarım.
The only call she is taking is mine, and I am not to call her unless and this is a direct quote, so let me be exact...
Sadece benimkilere cevap verecek ve bende onu ne olursa olsun aramayacağım, cümleler aynen şunlar, direk söyleyeyim...
I wouldn't call Henry innocent, and none of that makes her a criminal.
Henry'ye masum demezdim ve bunların hiçbiri onu bir suçlu yapmaz.
If I was you, I'd put on that sweet, lover, Latino voice, you know, Julio Iglesias style. Call her up, apologize, maybe you get some wham bam going on.
Yerinde olsam o sevimli Julio Iglesias tarzı Latin aksanımı takınıp onu arar ve özür dilerdim.
I'll just call my editor and tell her that I died.
Editörümü arayıp öldüğümü söylerim.
I'm gonna call her back.
Ben onu geri arayacağım.
And I didn't call her back.
Ve ben onu geri aramadım.
No, what's bullshit is when I receive a call from the Greensburg sheriff about you making threats against a single mom and her son.
Hayır, asıl saçmalık olan şey, Greensburg Şerifi'nin beni arayıp dul bir anneyle oğluna tehditler savurduğunu söylemesi.
I promise I call you every day I need money or a place to do laundry.
Söz veriyorum, paraya ve çamaşır yıkamaya her ihtiyacım olduğunda seni arayacağım.
- I wouldn't call her little.
- Küçük demesek.
Las night, I sent her call through to voicemail.
Las gece, ben sesli kadar onun çağrısını gönderdi.
Or as I like to call her, Oliver's psycho ex-girlfriend hell-bent on revenge against her father.
Ya da benim sevdiğim adıyla, Oliver'ın babasından intikam almaya yeminli psikopat eski sevgilisi.
She already thinks I don't support this, so if I call, it might look like I'm checking up on her.
Zaten arkasında olmadığımı düşünüyor o yüzden ararsam, kontrol ediyormuş gibi olurum.
I got to call her before I forget how I said it.
Nasıl söylediğimi unutmadan arayayım hemen.
I couldn't do all of them with him, but he would always call me right before, just to say that he loved me and our daughters.
- Bunların hiçbirini onsuz yapamazdım, ama beni her seferinde bunlardan birini yapmadan hemen önce arayıp beni ve kızlarımızı ne kadar çok sevdiğini söylerdi.
As far as I recall, you don't have a sister. Well, for simplicity's sake, let's just call her my wife.
- Basitleştirmek adına karım diyelim.
If I saw just one call from her, instead of Zafer's 50 missed calls I'd get up on my feet and get better that very second!
Zafer'in 50 çağrısı yerine bir kere aradığını görsem, ayağa kalkarım, yemin ediyorum iyişelim.
Maybe I should just call her, right?
Değil mi? Evet, şimdi onu arayacağım.
I'm just going to call her.
Şimdi onu arayacağım.
I'm just going to call her. You know?
Biliyor musun, onu arayacağım.
I'm going to call her again.
Tekrar arayacağım.
I hope you call in sick every day.
İnşallah her gün hastalanıp gelirsin.
- I need to call her.
- Onu aramam gerek.
Once the phones are planted, I'll call Gloria and tell her that Vega and the Hwatab are working together, planning a strike against the Humans.
Telefonlar yerleştirildikten sonra, Gloria'yı arayıp ona Vega ve Hwatab'ın insanlara karşı saldırı düzenlemekte birlikte çalıştıklarını söyleyeceğim.
- No, I'll call her later.
- Hayır onu sonra ararım.
Well, if you keep harassing us every time a squirrel runs through your bushes, I'm gonna call the cops.
Sen de bizi rahatsız etmeye devam edersen çalılarından her sincap geçişinde polisi arayacağım.
Oh, I'd be happy to give her a call.
Onunla konuşmaktan memnum olurum.
I think that you would call her "troubled."
Başının belada olduğunu söylesem yalan olmaz.
I just want to talk to her, get her to call her husband off.
Sadece konuşmak istiyorum. Kocasının peşimi bırakmasını söyleyeceğim.
She would call me a tramp, she would say I was a disgrace to her and myself.
Bana sürtük derdi. Onun için yüz karası olduğumu söylerdi.
You shouldn't assume that I'll just come running whenever you call, Bill.
- Her aradığında koşup gelemem, Bill.
Did she tell you to take a message automatically every time I call?
Her aradığımda otomatik olarak bir mesaj almanı o mu söylüyor sana?
She didn't call 911, even to save her own life.
Kendi hayatını kurtarmak için bile olsa 911'i aramamış.
I'll just call and tell her.
Onu hemen arıyorum.
I'll do it, but I call it, everything my way.
Yaparım, ama her şeyi benim yolumla.
i call shotgun 25
i called it 59
i call you 38
i called him 132
i call death 27
i called you 172
i call him 32
i call the shots 24
i called earlier 21
i call your name 20
i called it 59
i call you 38
i called him 132
i call death 27
i called you 172
i call him 32
i call the shots 24
i called earlier 21
i call your name 20
i called her 89
i called 270
i called them 49
i call 87
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i call them 20
i called your office 21
i call the police 17
i called 270
i called them 49
i call 87
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i call them 20
i called your office 21
i call the police 17
i call it 154
i call for justice 27
i called dr 19
call her 238
call her back 18
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
i call for justice 27
i called dr 19
call her 238
call her back 18
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21