I heard mr tradutor Turco
420 parallel translation
I heard Mr. Rhett say that he'd be wanting a son next year.
Bay Rhett'in seneye, bir tane de oğlan istediğini duydum.
I was on my way to the servants'quarters and I heard Mr Lowry come up the stairs and go into his room.
Hizmetçiler bölümündeydim Bay Lowry'nin yukarı çıktığını ve odasına girdiğini duydum.
I'm sorry, I thought I heard Mr Falco.
Afedersiniz, Bay Falco'nun geldiğini sandım.
I'm out, but you better hurry. I heard Mr. Johnson coming down the steps.
Ben çıktım, çabuk olsan iyi olur. Bay Johnson'ın aşağı indiğini duydum.
I heard that Mr. Davis was here.
Duyduğuma göre Bay Davis buradaymış.
I suppose you heard about Mr. Darnay?
Bay Darnay'e olanları duymuşsunuzdur herhalde.
But I'm sure Mr. Warriner is pleased at the opportunity... to deny that silly story I heard this afternoon.
Ama eminim ki Bay Warriner bu akşam duyduğum o aptal hikayeyi yalanlama fırsatı çıktığına sevinecektir.
Mr Trehearne, if you say true is probably the worst history I heard in my life.
Bay Trehearne, eğer dediğiniz doğruysa... bu hayatımda duyduğum en korkunç şey olmalı.
Well, Mr. Cass, I reckon we can let all you said go in... till we've heard from my side.
Bay Cass, aslında anlattıklarına kulak asmayacaktık gel gör ki benim tarafımdaymışsın.
I suppose you have heard that we are leaving Longbourn, Mr. Collins.
Longbourn'dan taşınacağımızı... duymuşsunuzdur herhalde Bay Collins.
I've heard Mr. de Winter say that this is his favorite of all the paintings.
Bay de Winter'ı, bütün tablolar içinde en çok bunu sevdiğini söylerken duymuştum.
I've heard so much about you, Mr. Thwaite.
Sizin hakkınızda çok şey işittim. Bay Thwaite.
Mr. Hinch. You've heard of Hinch's Emulsion, I presume?
Bu da Bay Hinch Hinch Emülsiyon sistemlerini duymuşsunuzdur sanırım?
I didn't know you practiced law, Mr. Cutler... although I've heard of your other practices.
Hukuk pratiğiniz olduğunu bilmiyordum, Bay Cutler. Öte yandan, pratik yaptığınız diğer işleri duydum.
I was supposed to be off duty this evening, Mr. Cohan but when I heard you was coming, I thought I'd like to see if you look the same.
Normalde bu akşam izin yapmam gerekiyordu Bay Cohan ama geldiğinizi duyunca değişip değişmediğinizi göreyim istedim.
Mr. Arnesen, tonight when you blow this whistle I assure you the sound will be heard.
Bay Arnesen, bu gece bu düdüğü çaldığınızda sesin duyulacağına sizi temin ederim.
I have heard of you, Mr. Holmes.
Geldiğinizi duydum, Bay Holmes.
I've heard about your deductions Mr. Holmes.
Sizin çıkarsamalarınızdan haberdarım, Bay Holmes.
I'd have heard his footsteps as he passed, Mr. Cameron.
Geçerken ayak seslerini duydum Bay Cameron.
Are you all right Mr. Holmes, I heard shots.
İyi misiniz Bay Holmes, silah sesi duydum.
I'd heard nothing of the sort, Mr. Roderick.
Öyle bir şey duymadım, Bay Roderick.
- But I heard him too Mr. Blore.
- Ben de duydum Bay Blore.
I've heard of you, of course, Mr. Holmes.
Sizi biliyorum, elbette, Bay Holmes.
You heard Mr. Macy.
Bay Macy'i duydun.
That man, I heard him say something about Mr. Kringle.
Şu adam... Bay Kringle hakkında bir şeyler söylediğini işittim.
I heard a lot about these new Colt repeating pistols, Mr. Farrell.
Bu yeni Colt hakkında çok şey duydum, bay Farrell.
Mr. Garwood, that's just about the most decent thing I've ever heard a man say.
Bay Garwood, az önce söyledikleriniz bir erkekten duyduğum en nazik şeydi.
MR. LAWSON, I MUST TELL YOU, WHEN I WAS LISTENING TO YOUR PLAYING OF THAT ANDANTE PASSAGE A WHILE AGO, I THOUGHT IT THE MOST SENSITIVE PLAYING I'D EVER HEARD.
Bay Lawson, söylemem gerekir ki sizin o andante geçişinizi dinledikten sonra bunun, dinlediğim en duygusal çalış olduğunu düşündüm.
I heard Fabian drag Mr. Ockham down the stairs... under the theater, to the basement.
Fabian'ın Ockham'ı merdivenlerden tiyatronun altına bodruma sürüklediğini duydum.
You heard Mr. Bonell.
Bay Bonell'i duydun.
I heard you admit it to Mr. Weems.
Bunu Bay Weems'e itiraf ettiğini duydum.
I heard her calling Mr Stokes, her solicitor.
Avukatı olan Bay Stokes'u aradığını duymuştum.
Mr. Armistead, I heard what you had to say about them horses.
Bay Armistead, atlarla ilgili söylediklerinizi duydum.
Mr Crockett, shortly after you left my room I heard an altercation in the street.
Bay Crockett, siz benim odamdan çıktıktan sonra yoldan sesler geldi.
I suppose you heard about Mr. Sheldrake.
Sanırım Bay Sheldrake hakkındakileri duymuşsunuzdur.
You heard what Mr Brady said. I love him, Pa.
Bay Brady'nin ne dediğini duydun.
Mr. Fujisaki... I've heard you've had a lot of women.
Mr. Fujisaki çok kadınla birlikte olduğunuzu duydum.
I think I've heard about you, Mr. Felson.
Sizi duymuştum Bay Felson.
No good to smile at me, Mr. Strock, I heard you promise not to interfere with him.
Bana gülmeniz hiçbir işe yaramaz, işine karışmama sözü verdiğinizi duydum.
I thought we might have heard from Mr. Farr though.
Bay Farr'dan haber alabileceğimizi düşündüm.
I heard it's Mr Kawai that introduces this guy, and dad has seen him. He looks good.
- Bay Kawai tanıştırmış, baban da oğlanı beğenmiş.
No, I didn't hear the shot, but I heard the scream, and I ran with the others to... where Miss Decker was standing over Mr. Vale.
Ateş edidiğini duymadım ama çığlık atıldığını duydum. Diğerleri gibi Bay Vale'in oraya koştum. Bayan Decker onun yanındaydı.
Now, then, Mr. Banning, where were you between breakfast time and the skeet shoot when you heard Miss Decker scream? That's right, I was planning to do some hunting.
Bay Banning, kahvaltı ile baltrap oyununda Bayan Decker'in çığlık attığını duyduğunuz zaman aralığında neredeydiniz?
Mr Takahashi, I heard you're moving in with your mother.
Garip kız. Bahar tatilinde annenin yanına taşınıyormuşsun.
Yes, Mr. Cadwalader, I heard you.
Evet, bay Cadwalader, Sizi duydum.
- Yes, I heard her speak to Mr Harper.
- Evet, Bay Harper'la konuşurken duydum.
- I heard him too, Mr. Blore.
Onu ben de işittim, Bay Blore.
I heard about your work, Mr. Ogata.
Sizin hakkınızda çok şey duydum Bay Ogata.
I haven't heard anything from Mr. Li or Fang
Li veya Fang'den uzunca süre haber alamayınca
But I thought you were to have Mr. Boldwood's place. I heard it...
Bay Boldwood'un yerlerini de alacağınızı duydum.
Mr. Murray, I thought I heard some shootin'.
Bay Murray galiba ateş sesi duydum.
i heard it too 19
i heard her 44
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527
i heard her 44
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527