I said so tradutor Turco
6,889 parallel translation
Because I said so.
Buraya nasıl geldin sence?
You have a job because I said so.
Ben emrettim diye.
So, I would have said that with a new and better-equipped facility like the Supreme Quality...
Bu sebeplerden ötürü Üstün Kalite gibi daha yeni ve iyi donanımlı bir binaya geçecek olsanız...
So, actually, everything I said was true...
Dolayısıyla, söylediğim her şey doğruydu...
I said, "You damn right, it does." So we strapped up.
"Sonuna kadar haklısın." dedim ben de. Aletleri kuşanıverdik.
Yeah, but like I said, we're not really friends, so...
Dediğim gibi, öyle arkadaşlar değiliz biz.
Yo! So, I called a doctor he said you needed a prescription of Greg-acil.
Bugün doktoru aradım bir reçete Greg-pirin'e ihtiyacın olduğunu söyledi.
I've always said so.
Hep söylüyorum.
You said you liked traveling so I..
Seyahat etmeyi sevdiğini söylemiştin, ben de...
So, I said to her, I said... I said, get your pussy out of my Aston Martin before I kick it out.
Ben de kıza dedim ki amcığını al da ben tekmeleyip atmadan önce Aston Martin'imden def ol.
My dad said "You're alright, you don't need to go." So I said, " Alright, Dad, I'll go and meet him
Babam'Gitmene gerek yok.'dedi.
So I had a contract drawn up and it said, " You, Amy Winehouse, have agreed to go to a facility now.
Bir kontrat hazırlattım. " Amy Winehouse, bir merkeze hemen bir merkeze yatacaksın.
So I said, "What about you?" She said she'd never die... and wrote it underneath.
Ben de peki ya sen dedim? Asla ölmeyeceğini söyledi ve altına yazdı.
Yeah, she's got these fancy new art collectors in town, and, well, she said it'd be a good idea if I met them, so.
Evet, şehirdeki yeni havalı sanat koleksiyoncuları ağırlıyor ve onlarla tanışmamın iyi olacağını söyledi.
I mean, she said she wanted that tattoo so bad.
Yani, dövme yaptırmayı çok istiyordu.
I said, not so rough.
- Yavaş dedim.
Nigga said something about my ma so I beat his ass.
Zenci herif annem hakkında ileri geri konuştu ben de ona dersini verdim.
Elaine said nothing fancy, so I've gone with earthy.
Elaine hoş şeyler söylemedi, eldeki seçenekleri değerlendirdim ben de.
I'm so glad one of us finally said it.
- Birimizin bunu sonunda söylemesine çok sevindim.
- So finally, after we heard that about 15 or 20 times, Bob and I kind of shrugged, said, "Well, what the hell? Let's take it to Disney."
Aynı şeyi 15-20 kere duyduktan sonra, en sonunda Bob ve ben omuz silkip "İyi, Disney'e götürelim" dedik.
And Bob said, "I gotta get a movie made that's mine, " so that people understand that Bob Zemeckis can make a movie without Steven Spielberg. "
Bob dedi ki "Benim olan bir film yapmalıyım" "ki insanlar Bob Zemeckis'in Steven Spielberg'siz film yapabileceğini anlasın."
So I went there, and I talked to her, and I said, "Wouldn't it be cool if we made, like, a Jennifer Parker hole?"
Ona "Mesela bir Jennifer Parker deliği yapsak çok havalı olmaz mı" dedim.
My therapist said that I was in a fugue state so I basically fucked you over from a dream if that's any consolation to you at all.
Bence de. Terapistim füg durumu içinde olduğumu söylemişti. Yani, eğer senin için teselli olacaksa, seni bir uyku anında aldattım.
So I said to Jack - I said Jack, Lainey and I, we're looking to buy.
He, ben de Jack'e dedim ki... Dedim ki, " Jack, Lainey ve ben satılık arıyoruz.
It's not my division, but I'll tell Bill Kelley you said so.
Benim bölümüm değil o ama Bill Kelley'ye iletirim.
I shall take great pleasure in informing him you said so.
Bilgilendirirken bunu kendisine zevkle ileteceğim.
So... so, what I just said.
- Mesele, az önce söylediğim şey.
That's what you think about what I do, so that's why you said it.
- Hayır.
I mean, he said he liked to dress up, so...
Yani, süslenmeyi sevdiği söylemişti, yani...
So I said, "That's certainly an original use for an octopus!"
Daha sonra "Bu elbette bir ahtapot için yaratıcı bir kullanım" dedim.
I said shut the fuck up, so shut the fuck up.
Sen aklını mı kaçırdın? Çeneni kapat dedim, o yüzden çeneni kapatacaksın.
So I said, I've been spending a lot of time With this guy Ely.
Ben de Ely adında biriyle çok vakit geçirdiğimi söyledim.
I lied for so long, and then, I said those horrible things and I made you angry.
Uzunca bir süre yalan söyledim ve bir de berbat şeyler söyleyip seni sinirlendirdim.
So when I went back to the Dread Pirate Roberts and said, " You know, I'm going to do this story.
Yani geri gitti Korkunç Korsan Roberts ve, Biliyorsun " dedi Ben bu hikayeyi yapacağım.
So I said, "I can't understand you. You're breaking up. There's a bad connection."
Ben de, " Sizi anlayamıyorum hattan kopuyorsunuz.
So, I asked his father and, uh, his father said no.
Babasına sordum ama babası da hayır dedi.
And so, I said : "OK."
Peki, dedim.
My parents were so afraid I'd remain a homosexual that when I said I was changing, they really believed it.
Ailem homoseksüel olarak kalacağımdan çok korkuyorlardı. Onlara değişeceğimi söylediğimde, bana gerçekten inandılar.
So, I said to him : " Son, let me guess.
Ben de dur tahmin edeyim dedim.
- I was so scared. All the things I said, I'm so sorry.
Söylediğim her şey için çok özür dilerim.
So I slid over my knife, said, "Go ahead."
Ben de bıçağımı çıkardım ve "Yap o zaman." dedim.
So I took him to the vet, and, you know, they said it's cancer.
O yüzden onu veterinere götürdüm, kanser dediler.
She pretended she was hunting, so I went to stop her, and I said, "Hey, No hunting on the ark!"
Kadın olan adamı avlıyormuş numarası yaptı. Ben de inandım. Ben de "Gemide avlanmak yasak!" dedim.
So I came down the stairs, thought I heard them in that room, so I went in and I said, "who's there," maybe?
Aşağı indim, sanırım bu odada olduklarını... duydum, ve içeri girip "Kim o?" dedim, galiba. Öyle bir şeyler.
Ned said not to kill anyone, so I had all the weapons unloaded.
Ned kimseyi öldürmememi söyledi bu yüzden bütün silahları boşaltmak zorunda kaldım.
I was so mad at my dad when he said we were moving.
Babam taşınacağımızı söylediğinde çok kızdım.
I'm so sorry I said what I said to you.
Sana söylediklerim için özür dilerim.
I just asked him if he had a fucking part, and he said he had this part, so I said, "Okay, let's do it."
Lanet bir parçası olabileceğini istedim ondan o da parçası olabileceğini söyledi ben de "Tamam, yapabilir" dedim.
I have said so, yes.
- Öyle olacak, evet.
He said dad had screwed the pooch, so I socked him. Kid at school.
Okuldaki bir çocuk.
- Well, they said they loved it, but I have to wait a couple of days to see if I got the grant I applied for so,
- Yani onlar sevdiklerini söyledi, ama bursu alıp almayacağımı görmek için bir kaç gün beklemeliyim yani...
i said 6904
i said yes 136
i said okay 48
i said no 690
i said don't move 33
i said go home 16
i said i don't know 41
i said i would 56
i said enough 36
i said stop 168
i said yes 136
i said okay 48
i said no 690
i said don't move 33
i said go home 16
i said i don't know 41
i said i would 56
i said enough 36
i said stop 168
i said wait 33
i said i'm sorry 104
i said to him 70
i said i'm fine 68
i said nothing 76
i said go 69
i said stop it 59
i said to myself 122
i said go away 28
i said to her 39
i said i'm sorry 104
i said to him 70
i said i'm fine 68
i said nothing 76
i said go 69
i said stop it 59
i said to myself 122
i said go away 28
i said to her 39
i said that's enough 43
i said now 46
i said get out 84
i said not now 30
i said it first 38
i said shut up 121
i said that 196
i said it 310
i said good 17
i said drop it 37
i said now 46
i said get out 84
i said not now 30
i said it first 38
i said shut up 121
i said that 196
i said it 310
i said good 17
i said drop it 37